Neşet Ertaş hayatını kaybetti

Önceki hafta rahatsızlanarak yakınları tarafından Medical Park İzmir Hastanesi'ne kaldırılan ve onkoloji servisinde tedavi altına alınan, dün ise “primer hastalığı” nedeniyle yoğun bakım servisine kaldırılan ünlü halk ozanı Neşet Ertaş hayatını kaybetti. Ertaş, geçtiğimiz hafta öldüğüne dair haberlerin çıkması üzerine sosyal medyadan açıklama yapmıştı. Ertaş, hayranlarına 'Merak etmeyin, iyiyim' diye seslenmişti.

Ertaş'ın menajeri Gülsüm Sarıkaya yaptığı açıklamada, Ertaş'ı kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını belirtti.

Sarıkaya, Neşet Ertaş'ın halk ozanı olan babası Muharrem Ertaş'ın Kırşehir'deki mezarının yanına defnedilmek istediğini dile getirerek, “Ertaş, babasının yanına defnedilmek istediğini söylemişti. Cenaze Kırşehir'de toprağa verilecek” dedi.

Bu arada, Ertaş'ın hayatını kaybettiğini öğrenen sevenleri ve hemşehrileri Medical Park İzmir Hastanesi önünde toplanmaya başladı. Vatandaşların oldukça üzgün oldukları gözlendi.

NEŞET ERTAŞ KİMDİR?

 Bağlama ve türkü deyince akla ilk gelen isimlerden Neşet Ertaş, 1938'de Kırşehir'de doğdu. Çocukluğu Kırtıllar köyünde geçen Ertaş, müzikle babası saz ustası Muharrem Ertaş sayesinde ilkokul yıllarında tanıştı. Önce keman, ardından bağlama çalmayı öğrendi. Babasıyla birlikte yörenin düğünlerinde saz çalıp türkü söylemeye başladı. Profesyonel müzik hayatına 1950'li yılların sonunda İstanbul 'a gidişiyle başladı. İlk plağı 'Neden Garip Ötersin Bülbül'ü işte bu yıllarda kaydetti. Çok sevilen plağın ardından yenileri geldi, konserler başladı. Halk ozanı bir süre sonra yeniden İç Anadolu 'ya döndü ve Ankara 'ya yerleşti.

23 YIL SONRA TÜRKİYE 'YE DÖNDÜ

Sağlık sorunları nedeniyle kardeşinin yanına, Almanya 'ya giden Ertaş'ın 23 yıllık vatan hasreti de başlamış oldu. 2000 yılında İstanbul 'da verdiği konserle yeniden ülkesinde sahneye döndü. Gurbet yıllarında kendisine Erdoğan Atakar tarafından takılan 'Bozkırın Tezenesi' lakabı halk ozanıyla adeta bütünleşti. Süleyman Demirel zamanında kendisine sunulan 'devlet sanatçılığı' unvanını; 'Halkın sanatçısı olarak kalmak, benim için en büyük mutluluk' diyerek geri çevirdi. UNESCO tarafından 'yaşayan insan hazinesi' kabul edilen Ertaş, İTÜ Devlet Konservatuarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görüldü.