1461’den beri Samatya’da yükselen ses: Sahakyan Korosu

Samatya’daki Surp Kevork Kilisesi’nin korosu olan Sahakyan Korosu, belgesel oldu. Erdil Onur Kocatürk’ün yönetmenliğini üstlendiği 'Ailem Sahakyan’ belgeselinde koronun hem koristler hem de Samatyalı Ermeniler için ne anlam ifade ettiği anlatılıyor. Belgeselin yönetmeni Kocatürk’le 'Ailem Sahakyan’a dair konuştuk.

Samatya’daki Surp Kevork Kilisesi’nin korosu olan Sahakyan Korosu, belgesel oldu. İstanbul’daki Ermeni Patrikhanesi’ne bağlı 20 kilise korosundan biri olan Sahakyan Korosu, Samatya’da faaliyet gösteriyor. Erdil Onur Kocatürk’ün yönetmenliğini üstlendiği 'Ailem Sahakyan’ belgeselinde koronun hem koristler hem de Samatyalı Ermeniler için ne anlam ifade ettiği anlatılıyor. Uzun süre kilise korosu işlevini sürdüren ve ayinleri seslendiren koro, yakın tarihten bu yana repertuvarını geliştirerek konserler vermeyi, kilise müziği dışında da geleneksel Ermenice şarkılar seslendirerek sahne almayı sürdürüyor. Belgeselin yönetmeni Kocatürk’le 'Ailem Sahakyan’a dair konuştuk.

Sahakyan Korosu’nun belgeselini yapma fikri nasıl doğdu?

Bu fikir 2017 yılında, benim de yaşadığım yer olan Samatya’dan insanların hikâyelerini kayıt altına almayı hedeflediğim 'Mahallem Samatya’ isimli video-röportaj serimle oluştu. Radyo televizyon sinema öğrencisiyim ve kendimi geliştirmek üzere en yakınımdaki, mahallemdeki insanlara döndürdüm kadrajımı. Ortaya bir takım röportajların dışında, mahalledeki yaşamla kurduğum sıcak bir bağ çıktı ve bu bağ da beni Sahakyan Korosu’na ulaştırdı. Sahakyan Korosu üyesi Aram Nalçacıyan abi, mahallede, Varujan Kösedağ’ın işlettiği çay ocağındaki sohbetlerimizde, sık sık bu korodan bahsederdi. Aslında ilk olarak, kendisinin bol duraklı yaşam hikâyesini belgeselleştirmek istedik fakat önümüze bir takım bürokratik-teknik engeller çıktı. Sonrasında Aram abinin dilinden düşürmediği Sahakyan Korosu’nun hikâyesini araştırmaya ve belgelemeye karar verdik.

Belgeselin hedef kitlesini kimler oluşturuyor?

Bu hedef kitleyi özelden genele doğru açıklayacak olursam; ilk olarak, 1461 yılından beri mahallemizde, Samatya Surp Kevork Kilisesi’nde yükselen bu sesten haberdar olmayan mahalle insanına ulaşmayı hedefliyorum. Daha sonrasındaysa, bu şehrin en seçkin salonlarında konserler vermiş olmasına rağmen Sahakyan Korosu’ndan yeterince haberdar olmayan İstanbul’un insanlarına, son olarak da, böylesi bir ortak değerin bugünlere taşınmasına dair yeterince bilgisi ve fikri olmadığını düşündüğüm Türkiye toplumuna ulaşmayı hedefliyorum. Ben 1994 Fatih doğumluyum ve 2000 yılından beri Samatya’da oturuyorum. Mahallede tanıştığım, doğma büyüme-atadan Samatyalı olan, ama o kilise duvarlarının ardında yükselen seslerden haberdar olmayan insanlar var. Benim, o duvarların ardını merak etme hikâyem, belki insanların zihinlerindeki daha büyük duvarları aşmalarına, farklılıklarımızla birlikte yaşama ve hatta ileri gidiyorum birlikte üretme isteğine vesile olur. Mesela çoksesli, çokdilli bir Samatya Korosu neden olmasın? İnsanların, yaşadıkları yerlerle kurdukları veya yerlerinden koparılmaları sebebiyle kuramadıkları bağlar; kültürü, yaşamı ve varoluşu belirler. Ben bu belgeselimde üstünde çok duramamış olsam da bu bağları tanıyarak, mahalleme yeniden bağlandım. İyi ki burada, bu insanlarla birlikte yaşıyorum. Umarım komşuluğumuz, dostluğumuz, birlikte üretme ve düşünme serüvenimiz için bir başlangıç olur bu belgesel çalışması.

Genellikle azınlık mensuplarının mikrofon ve kamera fobileri olur. Oysa bu belgeselde çok sayıda insan görüşlerini açıklıkla paylaşıyor. Bunu nasıl sağladınız?

Azınlık mensuplarından ziyade, kilisede çekim yapma ve koro üyeleriyle ilişki kurma noktasında, benim belli çekincelerim vardı aslında. Proje koordinatörü arkadaşımız Denis Çat, belgeselin fikir aşamasından çekimlerine, kurgusundan planlamasına, tüm süreçlerde çok ciddi bir emekle bizimle birlikte çalıştı. Sahakyan Korosu Şefi Sevan Agoşyan, sağ olsun, projenin başından beri desteğini bizden hiç esirgemedi ve koro üyelerine, provalarda, dinî törenlerde, toplantılarda vb. günlerde sık sık bizi hatırlatarak, hikâyesini paylaşmak isteyen koristlerin bizimle irtibata geçmelerini sağladı. İnsanların, röportaj günü-saati-mekânı ile ilgili irtibat kurdukları ilk insanın Denis olması ve benimle birebir olarak ilk defa röportaj esnasında iletişim kuruyor olmaları, başlarda aramızda bir mesafe oluşturdu. Ancak daha sonrasında, provalarda, koro üyelerinden önce yerimizi alıp hazır olduğumuz ve koronun katılacağı tüm organizasyonları sıkı şekilde takip ettiğimiz için birlikte vakit geçirme, arkadaş olma, çeşitli paylaşımlar yapabilme fırsatımız doğdu. Belgeselde insanların açıklıkla görüşlerini paylaşmalarını, bu geçirdiğimiz kıymetli vakitlere ve koordinatörümüz Denis Çat ve Sahakyan Korosu Şefi Sevan Agoşyan’ın pozitif yaklaşımlarına bağlıyorum.

Sahakyan Korosu, İstanbul’da Patrikhane’ye kayıtlı 20 kilise korosundan biri. Bu belgeselde bahsedilenler önemli oranda diğer korolar için de geçerli. Çekimler boyunca kilise korolarına dair sizin edindiğiniz izlenimler nelerdir?

Çok köklü, etkileyici bir müzikal birikimi var kilise korolarının. Belgesel dolayısıyla bu 20 kilise korosundan birkaçını inceleme, şefleri, üyeleriyle görüşme, tanışma fırsatım oldu. Öncelikle yapılanmayı biraz karmaşık bulduğumu itiraf etmeliyim. Uzun süre muganni, tıbir, resmî kuruluş, resmî olmayan kuruluş, ilk tüzüğün yazıldığı tarih, tbrast tas ve koro arasındaki farklar gibi konulara ve kavramlara dair kafa karışıklığım vardı. Bunları zamanla ve birtakım okumalar yaparak aştım, ancak bu korolardaki genç nüfusun az olması benim en çok dikkatimi çeken durum oldu. Bunun nedeninin biraz, benim kafamı karıştıran, okuma-araştırma yapmamı gerektiren konular olduğunu düşünüyorum. Ama en nihayetinde bu kilise koroları, sürdürdükleri varlıklarını, dünün gençleri olan ve belgeselim sayesinde tanıdığım insanlara borçlu… Ve yine bu insanlar, genç nüfusun bu korolarda nasıl yer alacaklarına dair çeşitli plan ve projelerle, bu koroların geleceğe taşınmasını sağlayacaklardır elbette. 'Ailem Sahakyan’ bunun belgelenmiş hali.

Çekimler sırasında ilgimi çeken bir diğer konu, kilise içerisindeki bütünlüklü yaşam. Dışarıdan çanlar çalar, ayinler olur, bebekler vaftize, gençler düğün-nişan organizasyonlarına, yaşlılar cenazelere gider bir de bayram ve özel günlerde insanlar ziyaret eder gibi görünen kilisenin içerisindeki sosyal yaşam beni çok etkiledi. Çocukların her akşam top oynadığı okul bahçesi, insanların sohbetler edip paylaşımlarda bulundukları kilise avlusu, Fakirlere Yardım Kolu, koro, tiyatro, spor, tarih-kültür sohbetleri vb. sosyal aktivitelerle kilise gerçek anlamda yaşayan bir organizma. Bu organizma içerisinde insanların birbiriyle dayanışma, birbirine sığınma duygusu çok etkileyiciydi. Samatya’da yaşadığım halde böyle bir yaşamın varlığından haberdar değildim, bu benim için ilgi çekiciydi.

Belgeselin nerelerde gösterilmesini öngörüyorsunuz? 'Ailem Sahakyan’ belgeselini izlemek isteyenler ne yapmalı?

Şu günlerde belgeselin festival ve gösterim programını netleştirmek üzere çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. Sahakyan Korosu’nun sesinin, hikâyesinin dünyanın her yerine ulaşmasını istiyoruz. Festival ve gösterim takvimimiz henüz netleşmedi ama çok kısa süre içerisinde belgeselin sosyal medya hesaplarından duyuracağımız bir festival ve gösterim takvimimiz olacak. Belgeseli izlemek isteyenlerin sosyal medya hesaplarımızı takip etmeleri yeterli olacaktır. Festivaller sonrası toplu gösterimler için yine sosyal medya hesaplarımızdan ve belgeselin mail adresin ailemsahakyan@gmail.comüzerinden bize ulaşabilirler.



Yazar Hakkında

1990 İstanbul doğumlu. Kültür sanat, müzik, insan hakları ve güncel politika haberleri yapıyor.