Edvin ahparig, Hrant’la bu kez ışıklı bir yoldasın

Hrant Dink'i ABD'ye davet eden, yanından bir dakika bile ayrılmayan, ABD'nin bir ucundan diğerine arabasıyla ona şoförlük ederken Diaspora ve Türkiyeliler arasındaki buzların kırılabileceğine Hrant'la birlikte inanan ve Hrant Dink'e o uzun otoban yolculuklarında diasporalı Ermeniler hakkında bilgi notları veren Edvin'di...

Birkaç hafta önce telefonda konuşmuştuk.
Kamerasını açmadı.
O zaman anlamalıydım işlerin iyi gitmediğini.
Zaten ayda iki üç görüşmelerimiz de hastalığından beri seyrekleşti. 
Hatta kesildi.
‘Sorma hastalığı’ demiştin.
Sormuyordum.
Havadan sudan. Lev Aslan'dan, SBK'dan, Karabağ Savaşı’ndan, Jo Biden’dan falan konuştuk uzun uzun.
Her zaman, gazetecilikte ve televizyonda her adımda yanında olduğun gibi, bu süreçte de arkaplan verdin. Zihnimi açtın.
Hastanedeydin hemşireler gelip gidiyordu. 
Seslerden anlaşılıyordu tedavinin yoğun bir şekilde devam ettiği.
Ama sormadım.
Ta ki senin, biz Türkiyeli Ermeniler’e emanet ettiğin Burj Hamud’lu kardeşin Garo Ghazarian bana telefonda “Az önce kaybettik Edvin'i” diyene kadar...

ABD-Türkiye Ermenileri arasında bir köprü

Birçoklarınız belki Edvin Minassian'ı tanımayabilirsiniz. 

Kendisi İstanbullu bir Ermeni. Genç yaşında Türkiye'de kolej eğitiminin ardından ABD'ye hukuk okumaya giden gençlerden. Çok başarılı bir iş davası avukatı olmuş, Los Angeles'ta akrabalarıyla Minassian Hukuk Bürosu’nu kurup büyük işlere imza atmış bir ağabeyimiz.
Hrant Dink'i ABD'ye davet eden, yanından bir dakika bile ayrılmayan, ABD'nin bir ucundan diğerine arabasıyla ona şoförlük ederken yıllar sonra Diaspora ve Türkiyeliler arasındaki buzların kırılabileceğine Hrant'la birlikte inanan ve Hrant Dink'e o uzun otoban yolculuklarında diasporalı Ermeniler hakkında bilgi notları veren Edvin'di...
Taşnaklarla Hınçaklar'ı Los Angeles İstanbullu Ermeniler Derneği’nin çatısı altında birleştirebilen, diasporadaki milliyetçi Ermeni kesimlere Türkiyeli Ermenileri kabul ettirebilenlerdendi...
İlk Türk öğrenciler ABD'ye geldiğinde onların arkasında duranlardandı. Soykırım çalışmalarında milletin değil, aklın önde olması gerektiğine inanıyordu. 
2007'den sonra kimse bize inanmazken Edvin ahparig oradaydı. 
Eviniz yoksa size ev, eşyanız yoksa eşya bulur. 
Kendi arabasıyla taşır eşyalarınızı.
Eve yerleştirir. Buzdolabınızı da doldurur.

Türkiye ile arası hiç bozulmadı
Edvin ahparig her anlamda bir siyasi arabulucuydu. Taşnak, Hınçak ve Türkiyeli, Lübnan'lı Ermeniler arasında her zaman arabulucu tavrı ile ABD batı yakasında herkesin gönlünü kazandığı gibi, Türkiyeli Ermeniler’i de ABD'de önemli bir yere taşıdı. 
Birçok organizasyonun olmazsa olmazıydı ve elbette ki  OIA’nın (Organisation of Istanbul Armenians).
Türkiye ile de aran hiç bozulmadı. Hep gönlün buradaydı. Konsolosluğun bile başı sıkıştığında “Ya Edvin hocam ne yaptık yine” diye seni aradığını anlatırdın eskilerden.

Ailenin hikayesi
Minassian ailesinin hikayesi aslında çok eskilere dayanıyor. Türkiye'den (Osmanlı) nasıl Avrupa'ya sonra ABD'ye göç ettikleri ise apayrı hikaye. Edvin Minassian son 10 yıldır bu hikayenin parçalarını topluyordu. Babasından kalan haritalarda ailesinin gittiği yerlerin izlerini sürdü. Kitaplaştıracaktı. Olmadı.
Yetmedi zaman.
En çok şikayet ettiği şeydi. 
“24 saat yetmiyor” derdi.
Onun hayatına dahil olduğum her ABD gezisinde 24 saatin değil, hayatın ona dar geldiği hissine kapılırdım.
Ama usanmaz bir Uber sürücüsü edasıyla her seferinde boşluk bulur, beni evden alır, Los Angeles’in en bilinmemiş kıyıda köşede kalmış lokantalarına götürüp, en bilinmeyen ekspresoları hikayesiyle anlatırdı.
En küçük restoranların, en güzel esnaf lokantalarının hikayelerini bilir Edvin.
Onu Ermeni toplumundaki görevlerinden tanıyanlar belki çok bilmezler ama çok devrimci bir iş davası avukatıydı Edvin ahparig.

Meşhur davaları
Meşhur bir Uber davası vardır.
Uber'e çalışan bir Hindistanlı sürücüye kıyafetinden dolayı dava açılır. Uber, sürücüye karşı... ‘Uber servis kiralıyor ama sürücünün ne giydiğine karışamaz’ der.
Sözleşmede yoktur gerçekten de bu detay.
Savunmasında ise der ki “İsterse donla sürer arabayı karışamazsınız”. 
Dediğine göre iddia makamı da savunma da gülmüş. Ama kazanmış davayı...
Bir diğerinde ise KFC'nin verdiği tavuk butundaki kemik boğazına kaçıp felç kalan bir Latin Amerikalı'dan yanadır. Davayı kazanır. 
Bunun gibi binlerce davası vardı.
Bürosuna girdiğinizde boyunuzu geçecek başvuru dosyaları görürsünüz.
Ne zaman okurdu bilmiyorum ama hepsini bilirdi.
O dağın içinden çekerdi bir yaprak.
“Bak bu...” diye başlardı.
“Ahparig nerden biliyorsun hangisidir bu” 
“İşim bu benim”
İşi avukatlık olduğu kadar Türkiyeli Ermeni toplumunun ABD'deki temsilciğini yapmaktı. Onsuz toplantı olmazdı. 
Aslında diasporadaki derneklerin hepsinin Türkiyeli Ermeniler Derneği'nde birleşmesi gerektiğini, çünkü hepimizin bir şekilde aynı topraklardan geldiğini söylerdi. Doğru derdi.
OİA tüm diasporalı Ermenilerinin üye olması gereken ve hepimizin sahiplenmesi gereken bir yer.
En güzel örneğini gider ayak bize sen gösterdin.
Türkiye -Suriye sınırı çizilmeden Kaladuran'dan Lübnan'a oradan da ABD'ye gelen çok değerli bir kardeşini, Garo Ghazarian'ı ilelebet derneğe onursal üye yaptın.
OIA Bolsahay Miutyun yetim kaldı Edvin Minassian'sız...
Dernekten Ohannes Kulak'ın hep dediği bir şey vardı. 
“Senin gibi adamların çocuk yapması lazım. Sen gidersen bize kimse kalmayacak. Arkadan dernekçilikle uğraşacak bir nesil gelmedi” 
Haklıydı...
Sen gittin. 
Ama arkanda bir sürü yetim bıraktın.
Dokunduğun herkes, hepimiz, bıraktığın mirasa en yaraşır şekilde davranmaya, yaptıklarını sürdürmeye çalışacağız.
Şimdi biliyorum o garajda tuttuğun ilk araban eski üstü açık Porche'unla Hrant'la birlikte bu kez ışıklı bir yoldasın. 
Elinden düşürmediğin puronu tüttürerek gülümsüyorsun yine...

Not: Edvin Minassian'ı anlatmaya satırlar yetmez. Özellikle de bu şokun hemen ardından toparlanmadan bu kelimeleri yazmak belki zor. Onun geride bıraktıklarını yıllarca aylarca yazsak bitiremeyiz. Ama onun da sevdiği bir söz vardı. ‘Hakkında bir şey yazılmadan kimse göç etmemeli bu dünyadan’ Edvin ahparig okuyorsan bu satırları kısa tuttuğum her hikaye için affına sığınıyorum...

Kategoriler

Dosya


Yazar Hakkında