YETVART DANZİKYAN

Yetvart Danzikyan

KARDEŞÇESİNE

Barınamayanlar, umursamayanlar

AKP-MHP rejimi en iyi bildiği şeyi yaparak, hak talebinde bulunanları karalamayı seçti. Veriler ise durumun hükümetin tarif ettiği gibi olmadığını söylüyor. Yüzbinlerce üniversite öğrencisine karşılık, sınırlı sayıda yurt mevcut.

Türkiye gündeminin öncelikli konularından biri de, artık, ‘barınamayanlar’. Birçok üniversite öğrencisi, yurtlarda yer kalmadığı ya da yurt ücretini ödeyemediği için kiralık ev aramak zorunda kalıyor. Ancak bilhassa son iki ayda kiraların anlaşılmaz ve anormal bir şekilde yükselmiş olması nedeniyle, kiralayabilecekleri ev de bulamıyorlar. Öğrencilerin barınması bir sosyal devlet meselesi olduğundan, bu y seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Bunun için de parklarda yatma yolunu seçtiler. Dertleri, bu sorunu gündemde tutmak. 

İlk birkaç gün devlet olup bitenleri seyretti, öğrencileri ‘evlerine’ göndermeye çalıştı. Eylem Türkiye çapında yaygınlık kazanmaya başladı. Öğrenciler son derece haklı bir talebi dile getirmeye çalışıyorlar. Ancak son günlerde devletin tutumu sertleşti, öğrenciler yaka paça, kimi zaman dövülerek gözaltına alındı. Daha sonra serbest bırakılsalar da gözaltında işkence gördüklerini beyan ettiler. 

Hükümet, bu sese duyarsız. Hatta bunun da ötesinde, öğrencileri suçlama yoluna gidildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu: “Türkiye, dünyanın en fazla sayıda kamu yüksek öğrenim öğrenci yurduna ve yatağına sahip ülkesidir. Bunun altını çizerek özellikle vurgulamak istiyorum, son zamanlarda bazı park, bahçe, buralardaki bankların üzerinde yatanlar, açık ve net söylüyorum, bunların bir kısmının öğrencilikle alakası yok. Sözde öğrenciler, aynen Gezi Parkı olayı neyse, bunun bir başka versiyonudur.”

AKP-MHP rejimi en iyi bildiği şeyi yaparak, hak talebinde bulunanları karalamayı seçti. Veriler ise durumun hükümetin tarif ettiği  gibi olmadığını söylüyor.  Milyonlarca  üniversite öğrencisine karşılık, sınırlı sayıda yurt mevcut. (Türkiye'de 2021 yılı itibarıyla 8 milyon 240 bin 997 üniversite öğrencisi bulunuyor. 2019-2020 eğitim ve öğretim döneminde Kredi Yurtlar Kurumu'na bağlı 793 yurt bulunuyormuş. 2020-2021 döneminde gelindiğinde ise yurt sayıları 773’e gerilemiş) Mesela, 1 milyonu aşkın üniversite öğrencisi bulunan İstanbul’da devlet yurdu kapasitesi 25 Bin.  Tarikatlara bağlı yurtlarda ise yer var ancak oradaki koşullar da belli. 

Tablo böyleyken devreye bir de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu girdi, gözaltına alınan öğrenciler hakkında şunları söyledi: “Bunların daha ziyade sol marjinal gruplara müzahir olduğu belirlendi. Bunların da 6’sının PKK/KCK, 6’sının MLKP, 5’inin TKKKÖ, 2’sinin TKP Kıvılcım, 1’inin FETÖ/PDY, 1’inin TKİP, 1’inin DKP, 4’ünün de ‘beni çok seven’ LGBTİ üyesi olduğu tespit edildi.”

Böyle bir karışımın akla hayli uzak olması bir yana, LGBTİ hareketinin de sanki terör örgütüymüş gibi sunulması büyük bir tuhaflık. ‘Kokteyl’ örgüt yaratma gayesi ne yazık ki hâlâ devam ediyor. 

Peki, öğrenciler ne diyor? Evrensel gazetesine konuşan Ege Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi Yağmur Varol, KYK (Kredi Yurtlar Kurumu) yurtlarında yaşam koşullarının kötü olduğunu belirtiyor ve şöyle konuşuyor: “Artan yurt ve ev fiyatları nedeniyle sokakta kaldım. Bu durum eğitim hayatımızı olumsuz etkiliyor. Fahiş fiyatları yüzünden ne kiralık ev tutabiliyoruz ne de yurtlarda kalabiliyoruz. KYK aylık aldığımız kredi bursu 650 TL, aylık yurt parası 400 TL. Birçok öğrenci okulu dondurmak zorunda kaldı. Temel eğitim hakkımız bu şekilde elimizden alınıyor.”

Ege Üniversitesi Radyo ve Televizyon Bölümü öğrencisi Derya Emrah ise şunları söylüyor: “KYK yurtlarının ücretlerinin artması ve buna paralel olarak öğrenim kredisine zam yapılmaması, büyük bir sorundur. Barınma sorunuyla karşı karşıya kaldığımızdan dolayı hakkımızı aramak için sokakta eylemdeyiz. Eğitim koşullarımızı iyileştirmek zorundalar. Taleplerimiz karşılamayana kadar sokaklarda olmaya, mücadele etmeye, öğrencilerle birlikte dayanışmayı büyütmeye devam edeceğiz.” 

Tablo açık. Buna bir de önceki hafta da bu köşede sözünü ettiğim genel hayat pahalılığını ekleyelim. Kiralar sadece öğrenciler için değil, herkes için fahiş biçimde yükselmiş durumda. Bu ortamda hükümetin yani Merkez Bankası’nın attığı adım faizleri düşürmek oldu, piyasanın genel beklentisi faiz artışıyken. Dolayısıyla döviz kurları da yükseldi. Yani önümüzdeki günlerde bizi yeni zamlar ve daha zor bir hayat bekliyor. 

AKP-MHP rejimi, dış politikaya yönelik hamasi nutuklarla seçmeni elinde tutmaya çalışıyor. Rejime göre Kürt sorunu da yok. Ekonomideki can yakan gelişmeler ise gündem konusu bile olamıyor. Birkaç markete yapılan göstermelik baskınlarla fiyat artışlarının önüne geçileceği algısı oluşturuluyor. 

Velhasıl, bizi zor bir kış bekliyor