Süryanilere yönelik hak ihlallerine duyarlılık çağrısı

Son yıllarda Mardin ve Turabdin’de Süryanilere yönelik hak ihlalleri, saldırılar, cinayet ve engellemelere karşı diasporadaki Süryani kurumları ortak bir açıklama yaptı. Yayınlanan açıklamada, Süryanilerin barışçıl ve güvenli bir geleceğe sahip olmaları için hükümet ve bölgedeki güçlere gerekli adımları atma çağrısı yapıldı. Avrupa Süryaniler Birliği Üyesi, aktivist David Vergili’yle konuştuk.

Avrupa Süryaniler Birliği (ESU), Turabdin Kalkınma Dernekleri Federasyonu, Almanya Süryani Birliği Federasyonu, Kano Suryoyo Derneği, Almanya ve Orta Avrupa Asuri Federasyonu ve İsveç Turabdin Dernekleri Birliği'nin (TFFS) ortak yayınladığı açıklamada, son yıllarda Süryanilerin uğradığı hak ihlallerine dikkat çekildi. Açıklamada yer alan satırbaşları şöyle:

“Son dönemlerde Mardin ve civarı, Turabdin’de Süryanilere karşı yaşanan hak ihlalleri, saldırılar ve engellemelerin artarak devam ettiğini üzüntü ile takip etmekteyiz. Aşağıda imzası bulunan Arami-Asuri-Keldani-Süryani diaspora kurumları olarak bu gelişmeler karşısında Türkiye kamuoyunu ve halkımızı bilgilendirmenin önemli olduğunu, bu süreçte dost, müttefik, insan hakları ve demokrasiyi savunan bütün kesimlerin halkımızın yanında olacağını umuyoruz.”

“Temelli ve kısmi dönüşler neredeyse Süryaniler arasında ilk gündem maddesini oluşturmaktaydı. Buna karşın, eşzamanlı olarak geri dönen ve yerli Süryaniler sorunlarla daha fazla karşılaştı ve bu sorunlar çoğu zaman çözümsüz kaldı. Neredeyse bütün köylerde ve manastırlarda yaşanan arazi sorunları, Diril çiftinin kaybettirilmesi, Süryani vatandaş Yavsef Kurt'un ölümü, Rahip Aho, Sefer Bilecen'in mahkûmiyet kararı ve son olarak infaz edilen Gevriye Sarı sadece bazı olaylardır.”

“Turabdin ve bölgenin yeri halkı olan Süryanilerin kendi topraklarında barış ve güvenlik içinde bir geleceğe sahip olmaları için öncelikle hem devlet ve hükümet yetkilileri hem de bölgesel güçlerin gerekli adımları atmasını beklemekte ve Süryanilerin özgün tarihsel, kültürel ve dinsel varlıklarının kabul edilmesi gerektiği düşüncesini tekrarlamak istiyoruz. Aşağıda imzası bulunan kurumlar olarak Süryanilerin tekrar ana yurtlarında barış içinde yaşamaları için üstümüze düşen görevi her daim yapmaya hazır olduğumuzu kamuoyuyla paylaşmak isteriz.”

‘Çoğunluk Süryanileri tanımıyor’

Avrupa Süryaniler Birliği Üyesi David Vergili, son yıllarda yaşanan hak ihlallerinin diasporadaki Süryanilerin Türkiye’ye dönüşünü nasıl etkilediğini şu sözlerle anlattı: “2000’li yıllardan itibaren yaşanan gelişmelerle beraber, Avrupa’daki Süryani diasporası, topraklarına dönme konusunda önemli adımlar attı ve temelli dönüş yapanlar oldu. Her ne kadar temelli dönüş kompleks, zor ve uzun dönemli bir proje olsa da, kısa sürede Süryaniler arasında çok önemli bir yer tuttu. Temelli ve kısmi dönüşler yapılırken, eşzamanlı olarak da Mardin çevresinde sorunlar çıkmaya başladı. Bunların en önemlisi, 2008’de başlayan ve halen devam eden Mor Gabriel Manastırı arazileri sorunu oldu. Bu olay, Süryaniler için bir kırılma noktası aynı zamanda. Bunu takiben, devam eden engellemeler, hak ihlalleri, saldırılar, kayıp vakaları ve son olarak Kuzey Suriye’ye yapılan askeri operasyonla buradaki Süryanilerin yeniden yerlerinden edilmesi, Süryaniler arasında sıkça konuşulan ve gündeme gelen konular haline geldi. Özellikle, hukuki ve güvenlik sorunlarının çözümsüzlüğü, Diril çiftinin kaybettirilmesinde atılmayan adımlar ve Rahip Aho Sefer Bilecen’in mahkûmiyet kararı Süryaniler için ayrıca kırılma noktalarıdır.

Avrupa’da yaşayan Süryaniler için göç, halen devam eden ve Süryani toplumunu kültürel, sosyal hatta dinî olarak değiştiren ve kuşaklar arası aralığı daha fazla açan bir gerçeklik. Ayrıca Süryanicenin yaşatılması, ayakta kalması ve Süryani kültürünün gelecek kuşaklara aktarımı önemli bir yer tutuyor. Her hâlükârda göç devam eden bir olgu olmasına rağmen Süryanilerin ülkeleri ve topraklarına bağlılıkları devam ediyor.”

Vergili, Mardin ve Turabdin civarındaki çoğunluk toplumun Süryanilere olan tutumunu şöyle değerlendirdi: “Sanırım en optimal cevap aslında çoğunluğun Süryanileri tanımaması ve bilmemesidir. Çoğunluk, bölgede ‘Fılıh’ yani ‘Hıristiyan’ olarak bilinen Süryanilerin tarihleri, kültürleri-dilleri ve geçmişleri hakkında bilgi sahibi değil. Burada Süryanilerin az olması önemli rol oynasa da bu bilinmezlik, Sayfo’nun oynadığı rol ile son 30 yıldır yaşanan çatışmalar ve saldırılar kadar büyük değil. Ancak, yine de son yıllarda Süryanilerin toplumsal ve siyasal gelişmelere daha fazla katılım göstermesi ve bölgedeki faklı aktörlerin, özellikle HDP’nin Süryani vekil kararı, durumun değişmesinde önemli yer tuttu.”



Yazar Hakkında