‘Abhazya yapıcı diyaloğun zor olduğu kısır bir döngüye girdi’

Abhazya’da geçtiğimiz yazdan bu yana devam eden elektrik kesintileri, özelleştirme olasılığı ve Cumhurbaşkanı Aslan Bjaniya’nın Abhazya’nın Rusya ile ‘egemenliğini paylaşması’ gerektiğine dair yorumu üzerine tepkiler hızla arttı ve Aralık 2020’de şiddetli protesto eylemleri başladı. Abhazya Başsavcılığı, kitlesel ayaklanmaları organize etme ve bunlara katılma, hükümet yetkilisine karşı şiddet kullanma ve kamu malına zarar verme temelinde soruşturma yürüttüklerini belirtti.

Muhalefet liderleri ve başka gruplar tarafından organize edilen protestoların sonunda Cumhurbaşkanı Aslan Bjaniya’nın görevden alınmasına ilişkin prosedürlerin başlaması, parlamentoya hükümeti atama yetkisi veren anayasal reformlar ve mevcut parlamentonun bir yıl uzatılması gibi taleplerin yer aldığı bir talep listesi açıklandı.

Cumhurbaşkanı Bjaniya’nın, pandemi nedeniyle halka açık etkinliklerin yasaklanmasını gerekçe göstererek protesto liderlerinin görüşme taleplerini reddedince protestoların şiddeti artmış, Abhazya Kamu Televizyon Kanalı ve Rusya merkezli Sputnik çalışanı iki gazeteci ve bir şoför yaralanmıştı.

Protestolar şiddetlenince Cumhurbaşkanı Bjaniya, muhalefet liderleriyle bir araya gelmeyi kabul etti. Birleşik muhalefet lideri Adgur Ardzinba, gaziler örgütü olan Aruaa’nın başkanı Timur Gulia, Akhatsa kamu kuruluşunun başkanı Akhra Bjaniya ile yapılan görüşmelere Parlamento Başkan Vekili Mihail Sangulia da eşlik etti.

Buluşmanın ardından protesto liderleri taleplerini açıkladı:
Cumhurbaşkanı'ın görevinden alınması için yasal işlemlerin başlanması;
Enerji, mülk ve dış politika alanında bütün girişimlerin dondurulması;
Milletvekili seçimlerinde karışık sisteme geçiş için anayasa değişikliği;
Başbakanlık pozisyonunun kaldırılması;
Hükümetin parlamento tarafından onaylanma gereksinimi;
Pandemi nedeniyle mevcut parlamentonun bir yıl uzatılması.

Bjeniya’ya baskı artıyor

Eylemlerden önde Abhazya Cumhurbaşkanı Bjaniya, ‘birçok sorunun çözülmemiş olduğunu’ kabul ederek halka, hükümetin ‘yapıcı diyaloğa’ açık olduğu konusunda teminatta bulunmuştu. Bjeniya aynı zamanda Abhazya’nın karşı karşıya olduğu sorunların ‘zayıf bir ekonomide, siyasi krizlerle tehlikeli sıklıkla sarsılan istikrarsız bir devlette üstesinden gelinemeyeceği’ konusunda uyarmıştı. Cumhurbaşkanı, insanları, Abhazya’nın ‘kırılgan devletini yıkıma’ götüreceğini belirttiği ‘sorumsuz’ eylemlere katılmamaya çağırdı. Her gün Abhazya’nın farklı bir bölgesinde geceleri iki saatlik elektrik kesintilerinden dolayı oluşan tepki, Cumhurbaşkanı’nın ülkenin egemenliğini Rusya ile paylaşılmasına yönelik açıklamasıyla arttı. 13 Kasım’da Rusların Abhazya’da gayrimenkul satın almasına izin verme ve Rus askerî üslerinin bulunduğu topraklarda ‘ortak egemenlik’ teklif edilmesine yönelik açıklaması, Bjaniya’ya olan öfkeyi alevlendirdi. KUTU 1994’te kurulan ve sivil toplum kuruluşu olarak faaliyet gösteren İnsani Yardım Programları Merkezi’nde 14 yıldır çalışan hak savunucusu Said Gezerdava, Abhazya’da alevlenen protestoların arka planını ve yaşanan hak ihlallerini Agos’a değerlendirdi.

Eylül’den bu yana Abhazya hükümeti ve Cumhurbaşkanı Bjania’ya yönelik eleştiriler artıyor. Aralık ayında Suhum’da protestolar yapıldı. Buna yol açan sebepler nelerdi?

Ne yazık ki Abhazya, yetkililer ve muhalefet arasında yapıcı bir diyaloğun zor olduğu ve siyasi rekabetin aşırı derecede çatışmalı olduğu bir kısır döngüye girdi. Ayrıca, bu döngüye dahil olmayan üçüncü bir etkili siyasi güç yok. Durumun yoğunluğuna, muhalefetin performanslarına bağlı olarak, ülkenin liderliğinde bir değişiklik meydana geliyor diyebiliriz.

Aralık ayı protestoları muhalefetin yetkililere yönelik birikmiş iddialarının da sonucuydu. Bjania’ya karşı, muhalefet sık sık onun 1992-1993 Gürcü-Abhaz savaşına katılımının şüpheli olduğu argümanını kullanıyor. Bu, doğrudan Bjania’nın kişiliğine yönelik ana iddialardan biri. Bu yıl Gürcü-Abhaz savaşında Zafer Günü olarak kutlanan 30 Eylül’de bir yanda gaziler ve milletvekili Garri Kokay, diğer yanda İçişleri Bakanı Dmitri Dbar ile çatışma yaşandı. (Kutlama esnasında ateş edildiği olaylardan sonra, Adgur Ardzinba ve Garri Kokaya’nın dokunulmazlıklarının kaldırılması söz konusu olmuştu. 17 Aralık’ta milletvekilleri, Başsavcı Adgur Agrba’nın Ardzinba ve Kokaya’nın dokunulmazlıklarının kaldırılması yönündeki önergesini reddetti. Savcı, Kokaya’yı ateşli silah kullanarak holiganlık ve hükümet temsilcisine hakaretten, Ardzınba’yı da holiganlık ve yasadışı silah bulundurmaktan yargıladı.)

22 Kasım’da Aslan Bjania, “Egemenliğimizin bir bölümünü paylaşmak zorunda kalacağız, ki bunda herhangi bir trajedi görmüyorum” açıklamasını yaptı. Tabii ki Rusya’dan bahsediyoruz. 2014’te Rusya Federasyonu ile İttifak ve Stratejik Ortaklık Antlaşması’ndan doğan yükümlülüklere atıfta bulundu. Bu antlaşmanın ortaya çıkışı ilginç. Abhazya’nın tanınmasının hemen ardından, 2008’de Rusya, Abhazya ile oldukça standart bir Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Antlaşması imzaladı. Kısacası, en azından Abhaz tarafı için yeni bir antlaşmaya gerek yoktu. 2014’te, hükümet ve muhalefet arasındaki bir çatışmanın ortasında, Rusya ile Abhazya arasında ortak bir ilişki fikri kamuoyunda konuşuldu. Bu fikir toplum ve siyasi çevrelerce son derece olumsuz karşılandı. Muhalefet bu fikri resmi olarak desteklemese de lideri Raul Khajimba yeni bir devletlerarası anlaşmanın imzalanmasının lehine konuştu. Daha sonra, Parlamento’dan bilgi sızdırıldı ve yeni devletlerarası ilişkiler biçiminin amaçlarını ve alanlarını ana hatlarıyla belirleyen bir karar taslağı kamuoyuna sunuldu. Hedefler arasında sosyal-ekonomik alanın modernizasyonu ve Avrasya ekonomik entegrasyonuna katılım yer alıyordu. Karar taslağı, Abhazya Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında stratejik bir ittifak konusunda yeni bir anlaşmanın geliştirilmesini öngörüyordu.

Bildiğim kadarıyla, o zamanki Cumhurbaşkanı Alexander Ankvab’ın yeni Rus devletlerarası ilişkiler senaryosuna katılma konusundaki isteksizliği kaderini önceden belirledi ve Kremlin, seçimini muhalefet, yani Rauz Hacımba lehine yaptı. Ancak o da göreve başladıktan sonra bu antlaşmayı uygulamak için herhangi bir adım atmadı. Şu anda bu görev, belki de bu şekilde Kremlin’e olan bağlılığını kanıtlamaya çalışan Bjania tarafından üstlenildi. 2014’teki antlaşmayı uygulamak için 12 Kasım 2020’de Abhazya mevzuatının Rusya mevzuatıyla uyumlu hale getirilmesi temelinde Rusya ile Abhazya arasında ortak bir sosyal ve ekonomik alan oluşturulmasına yönelik program onaylandı. Aslında, program daha çok mevzuatımızın Rusya örneğini izleyerek birleştirilmesini öngörmekte. Program vatandaşlık, vergilendirme, yatırımlar, medeni hukuk, gümrük koşullarının basitleştirilmesi, dijitalleşme, elektrik, eğitim vb. konulara dairdi. Kâr amacı gütmeyen kuruluşlarla ilgili mevzuatın uyumlaştırılmasına ilişkin madde, Abhazya’nın sivil toplumunda ciddi bir öfkeye neden oldu. Zira Rusya’nın yabancı ajanlar konusunda baskıcı mevzuatı mevcut.

Başsavcılığın soruşturma açmasına dair neler söyleyebilirsiniz?

Olayları insan hakları açısından değerlendirmek için henüz erken. Şu anda, Başsavcılık halen soruşturma ve usule ilişkin tedbirleri uygulamakta. Aralık olaylarına aktif olarak katılanların bir kısmına karşı ceza davalarının açılmasını beklememiz gerektiğini düşünüyorum.

Bu bağlamda, ülkedeki insan hakları durumunu nasıl tanımlarsınız?

Konuştuğumuz konular çerçevesinde, özellikle kolluk kuvvetlerinin faaliyetleri birçok soruyu gündeme getiriyor. Bugün, tüm iddiaların çoğu, insan haklarına uygunluk açısından onlara karşı yapılıyor: Tutukluların cezaevlerinde haklarına erişmemesi konusu çok ciddi. İnsan hakları örgütleri tarafından izlenme ve değerlendirmeye kapalı. 2018-2020 arasında görev alan Ombudsman’ın hazırladığı raporlarda ilk kez kolluk kuvvetleri tarafından işkence ve başka insan hakları ihlallerine değinildi. Bu hâlâ çok tartışılan konu.



Yazar Hakkında