Musa Anter davası zamanaşımından düştü

Yazar ve siyasetçi Musa Anter’in öldürülmesine dair açılan davada kararını açıklayan mahkeme heyeti, Musa Anter davasının zamanaşımından düşmesine karar verdi. Karar tepkiyle karşılandı.

Musa Anter’in 20 Eylül 1992’de Diyarbakır’da öldürülmesine dair açılan ve 1993 yılında “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından öldürülen Ayten Öztürk davasıyla birleştirilen davanın karar duruşması, Ankara 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. 

Musa Anter’in oğlu Dicle Anter’in de hazır bulunduğu duruşmaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eşsözcüleri, milletvekilleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, İHD MYK Üyesi Nuray Çevirmen, İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, gazeteci-yazar Hüseyin Aykol, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Şükran Doğan, JİTEM Davası’na dair ilk iddianameyi hazırlayan eski savcı İlhan Cihaner, DİSK Basın İş İç Anadolu Bölge Temsilcisi Turgut Dedeoğlu, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Toplumsal Hukuk üyesi avukatlar yanı sıra kentte bulunan sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.

Mahkeme başkanı, Avukat Neşat Giresun’un dilekçe verdiğini ve Türk Ceza Kanunu’nda yer alan 77 ve 78’inci “insanlığa karşı suç” kapsamında davanın ele alınmasına dair talepte bulunduğunu belirtti.

İHD Eş Genel Başkanı ve avukat Öztürk Türkdoğan, “Musa Anter’in öldürülmesi üzerinden 30 yıl geçti. Öldürüldükten sonra Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi bir soruşturma yürütmüş. Anter ailesi AİHM’e başvurmuştu. AİHM ihlal kararı verdi. AİHM’in 'Anter ve diğerleri Türkiye' davası Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından izleme altındadır.. Bu izlemeler devam etmektedir. Bu davada insanlığa karşı suç kapsamında yargılama yapılması gerekir” dedi.

“Musa Anter devlet içerisindeki çete yapılanmalarla siyasi olarak alınan kararlarla öldürülmüştür” diyen Türkdoğan, “ İnsanlığa karşı suç kapsamında ele alınan dosyalarda zamanaşımı kuralı işlememektedir. Türkiye’de hepimizin bildiği bir gerçek var. Devlet içerisindeki çetelerin bizim kontra-gerilla dediğimiz işlediği cinayetler hep devam etti. Bir suç örgütünün devam eden eylemleri söz konusudur. Tekil bir suç açısından süre hesaplanamaz. Sürekli işlenen suçlar bakımından ele alınması gerekir” diye konuştu.

Müşteki avukatlarından Oya Aydın, Türkiye’de insanlığa karşı suç kavramının savaş suçlarıyla karıştırıldığını ve mesafeli yaklaşıldığını ifade etti. Aydın, “Bugüne değin AİHM onlarca kararında yaşam hakkı ihlali ve işkence gibi dosyalarda zamanaşımının kati bir biçimde uygulanmayacağının altını çizmiştir” dedi.

Orhan Miroğlu’nun avukatı Serhat Menzilcioğlu ise Miroğlu’nun yazılı gönderdiği mektubu okudu. Miroğlu, mektubunda 30 yıl boyunca adalet aradığını öne sürerek, PKK’yı cinayetin merkezinde olmakla suçladı.

Miroğlu’nun beyanlarının mektupla gönderilmesine müşteki avukatları tepki gösterdi. Mektubun okunmasının usule uygun olmadığını dile getiren avukat Nuray Özdoğan, “Bildikleri varsa gelip, anlatması gerekir. Biz tanık değil, sanık olarak dinlenmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

Daha sonra Musa Anter’in oğlu Dicle Anter, söz aldı. Anter, “Babam Musa Anter devlet içinde örgütlenmiş kişiler tarafından katledildi. Türk yargısı harekete geçmediği için AİHM’e başvurduk. İhlal kararı verildi. Biz göre failler bellidir. Bu failler ve onlara emir verenlerin yargılanması gerekir. Devlet içinde örgütlenen, devlet adına suç işleyenler yargılanmalıdır. Susurluk araştırma raporu, faili meçhul cinayetleri araştırma raporunda detaylı anlatım var. Bugün tarihi bir karar verilecek. Ya adalet kaybedilecek cezasızlık kültürü devam edecek. Hakikat ve adalet mücadelemiz devam edecek.” şeklinde konuştu.

Avukat Nuray Özdoğan, Abdülkadir Aygan'ı kastederek  “Bir kişinin ifadesine kilitlenmişsiniz. İsveç şurasıdır. Bu yapılmıyorsa, devlet içerisin de olan bir suç örgütüdür. Hala görevde olan bir sürü JİTEM üyesi var. Bunu siz de biz de biliyoruz. Yargı ifadesinin alınmasına engel olanlara dair işlem yapabilir, Aygan’ın ifadesi alınabilirdi. Deliller orada iken dava buraya geldi. Defalarca tefrik istendi, kabul etmediniz” şeklinde konuştu. 

Eski bir itirafçı olan Abdülkadir Aygan’ın Musa Anter cinayeti dâhil pek çok faili meçhul cinayete ve JİTEM’in yapısına ilişkin itirafları, Musa Anter ve JİTEM Ana Davası açısından büyük önem taşıyor. Ancak Abdülkadir Aygan, İsveç’te siyasi mülteci olarak yaşadığı için dava açıldığından beri ifadesi alınamadı; yalnızca yazdığı kitaplar ve verdiği röportajlar dava dosyasına girebildi

Avukat Oya Aydın, “Dosya Abdulkadir Aygan’a kilitlendi. Defalarca Türkiye Cumhuriyeti, Adalet Bakanlığı’nın yanlış yazışmaları oldu. 2021’de yılında İsveç’in olumsuz bir yazısı girdi. Ancak 30 yıllık yargılamayı oraya sıkıştırdınız. Türkiye Devleti  Sedat Peker’in danışmanını tak diye buluyor. Ama (Abdulkadir Aygan) bunu getirmezler.” diye konuştu.

Mahkeme heyeti, Musa Anter davası için 30 yıllık zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle davanın düşürülmesine karar verdi. Mahkeme heyeti Ayten Öztürk cinayetinin de zamanaşımından düşürülmesine, suç tarihi 1996 yılı olan JİTEM Ana Davası’nın ayrılmasına ve devam edilmesine karar verdi. 

Avukat Oya Aydın, “Mahkemeye 5 dakika ara verdiniz. Bu kararı önceden verildiği belli, burada söylediğimiz hiçbir şeyi mahkeme dikkate almadığı ortadır. Adil yargılanmanın ihlalidir” diye konuştu. 

Duruşmanın ardından yapılan açıklamada karara tepki gösteren Anter’in oğlu Dicle Anter, “Adalet, hukuk bir darbe almıştır. Babam ikinci defa öldürülmüştür” dedi.

(Mezopotamya Ajansı. Hakikat Adalet Hafıza Merkezi)

                                                         

Kategoriler

Güncel