İstanbullu bir multienstrümantalist: Avedis Özdemir

İstanbul Teknik Üniversitesi Müzik İleri Araştırmaları Merkezi’nde (MİAM) yüksek lisans yapan Özdemir, Roma’daki Sapienza Üniversitesi’nde de ayrıca yüksek lisans eğitimi aldı ve şu anda çoksesli badaraklar [Ermeni Kilisesi’nde yapılan ayin] ve İstanbul badaraklarını ele aldığı tezi üzerine çalışıyor.

Avedis Özdemir’in ismine ilk kez, Açık Radyo’da yaptığımız Jirayr’ın Walkmani programına şarkı listesi hazırlarken denk gelmiştim. Dinlediğim ilk gün, belki de programda çalacağımız için, işin estetiğinden ziyade ismin benim için yeniliğine odaklandım ve programdan sonra uzun bir süre dinlemedim.

Daha sonra, Özdemir’in yeni bir tekli yayınladığı haberini aldım ve bu kez, başta teklisi ‘Yozgat’ olmak üzere tüm bestelerini dinledim. Multienstrümantalist olan besteci, her ne kadar çocukluğundan itibaren müzikle içli dışlı bir hayat yaşamış olsa da, eğitimini müzik üzerine almış değil. Enstrüman çalmaya piyanoyla başlayan ve ilk bestelerini ilkokul yıllarında yapan Özdemir şimdilerde akordeondan saksafona, santurdan gitara çeşitli enstrümanlar çalıyor. PVC borulardan ürettiği ve arkadaşlarının ‘avedimba’ adını verdiği bir enstrüman da bestecinin ‘Beyazıt’ adlı eserinde dinleyiciyle buluşuyor.

İki yılda iki EP

2020’de ‘Kharn’ [Karışık] adlı bir EP yayınlayan Avedis Özdemir bu albümde yer yer caza kayıyor kimi zaman da -en azıdan bana- İbrahim Maalouf’u andıran bir ‘sound’la karşımıza çıkıyor. Albümdeki ‘Beyazıt’ ve ‘Yenikapı’ çalışmalarının klipleri de, Özdemir’in hayatının bir bölümünde önemli yere sahip bu iki semti onun perspektifinden izlememizi ve deneyimlememizi sağlıyor.

Bestecinin prodüktör olarak katkıda bulunduğu, Sağbazar imzalı EP ise ‘Breaking News’ ismini taşıyor. 2021’de dinleyiciyle buluşan bu albümde ismi dikkatimi çeken bestelerden biri ‘Khor Virab’. ‘Derin çukur’ anlamına gelen Khor Virab, Ermeni Kilisesi tarihinde önemli bir yere sahip. Aziz Krikor Lusavoriç’in Hıristiyanlığı yaymak ‘suçuyla’ hapsedildiği derin kuyuya adını veren ‘Khor Virab’, günümüzde Ermenistan’da revaçta olan bir turizm bölgesi. Avedis Özdemir, Khor Virab’ın isminin nereden geldiğini şöyle anlatıyor: “Altı arkadaş, üniversite yıllarındayken, Bakırköy’de kiralık bir depo tuttuk. Depo yerin altındaydı; hiç ışık almayan bir odada zaman geçiriyor, orada müzik yapıyorduk. Khor Virab’ı andırdığı için, o odaya bu ismi koyduk. Sağbazar o dönemden beri birlikte müzik yaptığım bir arkadaşım; bu beste de aslında ona ait. O günlerin anısına bu besteye ‘Khor Virab’ ismini verdi.”

Bestecinin 'Yozgat' isimli teklisinde, büyükannesinin İstanbul'a göçü, örgü metaforuyla işleniyor‘Yozgat’

Bestecinin son teklisi ‘Yozgat’, aile köklerini ve büyükannesinin İstanbul’a göçünü metaforik bir şekilde ele alıyor. Klipte de babaannesinin ve onun gençliğini temsilen onun kızı, torunu ve torununun kızı olmak üzere dört nesli görüyoruz. Hikâyede yol ve zaman hissi dantel metaforuyla veriliyor. Bestecinin babaannesinin Yozgat’ta bir damda gençliğinden itibaren ördüğü bu dantel, klip boyunca uzamaya devam ediyor.

Özdemir’in bu teklisinde farklı bir tarza yöneldiği görülüyor. ‘Yozgat’ daha elektronik bir altyapıyla, kendi söylemiyle ‘house’ ve ‘deep’ bir müziğe sahip. Ancak besteci, bu tarzda müzik yapmaya şimdilik sıcak bakmıyor gibi. Bu tarzı da bir nevi ‘mücadele’ olarak yorumlayan Özdemir, bana göre her ne kadar başarılı olsa da, o, akustik müzik üretmeye dönmeyi amaçlıyor.

Yeni albüm için yayıncı arayışı

Bestecinin yeni albümü ise akustik-caz tarzda olacak. Kontrbas, piyano ve davul triosuyla dinleyiciyle buluşmaya hazırlanan albüm, Gomidas’ın en bilinen derlemelerinden olan ‘Hov Arek’ [Rüzgâr Yapın] ismini taşıyacak. Albümde Avedis Özdemir piyano çalarken kontrbasta Aydın Balpınar’ı, davulda ise Ayberk Garagon’u dinleyeceğiz.

Avedis Özdemir’in müziğine ‘Ermenice müzik’ denemez çünkü besteleri enstrümantal. Ne var ki günümüz İstanbul Ermeni toplumunda sanat üreten gençlerin sayısı da çok fazla değil. Çoğu, hayat şartlarından ötürü sanatlarını sürdürmekte zorlanırken Özdemir’in de albümünü yayınlamak üzere bir yayın şirketi bulmakta güçlük çektiğini söylemeliyim. Tüm olumsuz koşullara rağmen hâlâ büyük bir maddi güce sahip Ermeni toplumunun, vakıf yönetimlerinin Avedis Özdemir gibi genç ve daha da önemlisi hevesli gençlere gerekli yardımlarda bulunması, onlara alan açması toplumun kültürel devamlılığı açısından olmazsa olmaz.

Bir zamanlar ‘Ermeni kültürü başkenti’ dediğimiz İstanbul’da bugün Ermenice tiyatro, Ermenice müzik, Ermenice edebiyatla uğraşanların sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor, Ermenice konuşanların sayısı günbegün azalıyor. Şüphesiz vakıflar kültürümüzü korumak, yaşamak ve yaşatmak için var, tıpkı gençlerin de sizin desteğinize ihtiyacı olduğu gibi.

Kategoriler

Kültür Sanat Müzik



Yazar Hakkında

1990 İstanbul doğumlu. Kültür sanat, müzik, insan hakları ve güncel politika haberleri yapıyor.