Tapuda 1915 tabusu

1983 ve 2001 tarihli iki genelge, 1924 öncesinde öldürülen veya ülkeyi terk etmek zorunda kalan gayrimüslimlerin mirasçılarına tapu kayıtlarının hiçbir şekilde gösterilmemesini emrediyor. Avukat Cem Sofuoğlu, genelgelerin Anayasa’ya aykırı olduğunu söylüyor.


1915 sonrasında el konulan Kasapyan bağ evinin
bulunduğu yerde bugün Çankaya Köşkü yükseliyor

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından çıkartılan 1983 ve 2001 tarihli iki genelge, 1915 sonrasında devlet tarafından el konulan gayrimüslimlere ait mülkler hakkında, ilgili kişilere ve varislerine bilgi verilmesini yasaklıyor. Buna göre, 1924’ten önceki tapu kayıtlarıyla ilgili olarak, tehcir veya mübadele edilen gayrimüslimlerin mirasçılarına, Tapu Müdürlükleri hiçbir surette bilgi vermeyecek.    

Bülent Ecevit’in başbakanlığındaki DSP-ANAP-MHP koalisyon hükümetinin Devlet Bakanı Prof. Şuayip Üşenmez’in imzaladığı 2001 tarihli genelge, Tapu Kadastro Belge Müdürlükleri, Tapu Sicil Müdürlükleri, Kadastro Müdürlükleri, Valilik, Kaymakamlık, Adalet ve Maliye Bakanlıkları dışında Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’ne de gönderilmiş. Genelge, o tarihten bu yana geçerliliğini koruyor. 

Konuyla ilgili araştırma yapan Avukat Cem Murat Sofuoğlu, “Bu genelgeler Türk Medeni Kanunu’nun 1020. maddesine aykırıdır. Ayrıca Anayasa’nın 35. maddesindeki ‘Herkes mülk edinme hakkına sahiptir’ ilkesi de çiğneniyor. Yine iç hukukumuzda kanun hükmünde ve bağlayıcı niteliği olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin mülkiyet hakkı konusundaki hükümleri de ihlal ediliyor” dedi.

Kadastro Kanunu’nun “Kanunlar uyarınca devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez” maddesine de aykırı olan genelgeler, tehcir edilen veya yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalan Ermenilerin gayrimenkullerine ilişkin, İttihat ve Terakki döneminden bugüne yapılan yasal düzenlemelerin son halkasını oluşturuyor.
 

YARGITAY Sekizinci Hukuk Dairesi kararından 

1991/20391 K. 1992/16940 T. 23.12.1992

Mübadil Rum’lar, Lozan antlaşması ve diğer antlaşmalar gereğince, mübadeleye  tabi olan  Rum Ortadoks Dini’nden Türk vatandaşlarıdır.
“Firari ve mütegayyip kişiler” deyimiyle bilhassa vaktiyle, Türk Vatandaşı  olan, Ermeni asıllı kişiler anlatılmak istenilmiştir.


‘Gayrimüslime tapu kaydı vermeyin’

FUNDA TOSUN
fundatosun@agos.com.tr

Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından 1983 ve 2001 yıllarında çıkartılan iki genelge, 1915 sonrasında devlet tarafından el konulan gayrimüslimlere ait mülkler hakkında, ilgili kişilere ve varislerine bilgi verilmesinin yasaklandığını ortaya koyuyor. 1983’te Devlete İntikal Eden Taşınmazlar Hakkında çıkartılan genelge ve bu genelgede “Bazı aksaklıklar olduğu tespit edilerek” çıkartılan ve hâlâ yürürlükte olan 2001 tarihli genelgenin içeriği birbirinden önemli bir farklılık arz etmiyor. Her iki genelgede de, “Firari; mübadil (değiştirilen) mütegayyip (kayıp olan) ve mufarakat (terk eden) eden kişilerin taşınmazları Devlete intikal ettiğinden, bu gayrimenkullerin kayıtları üzerinde tapu işlemlerinin yapılması söz konusu olamayacağından, bu taşınmazlarla ilgili istenen her türlü bilgi ve belge ile özellikle, tapu kayıtlarının verilmemesi gerektiği” ifade ediliyor.

Genelgelerde bahsi geçen ve malları Devlete intikal ettiği bildirilen mütegayyip (kaybolmuş), mufarakat (terk eden) ve firari (kaçak) kavramları, ağırlıklı olarak, 1915’te öldürülen veya tehcir edilen Ermeniler; mübadil kavramı ise Rumlar için kullanılıyor. Bu terimlerin Ermeniler için kullanıldığını, devletin uhdesine geçmiş mallarla ilgili, değişik tarihlerde verilmiş bulunan mahkeme kararlarından bilindiğini söyleyen avukat Cem Murat Sofuoğlu “Birbirinin tıpatıp aynı olan ve 18 yıl arayla yayımlanan her iki genelgenin lafzı ve ruhu, aradan 100 yıla yakın bir süre geçmesine rağmen gayrimüslimlerin mallarıyla ilgili ciddi bir sorun olduğunu bize açıkça söylemektedir” dedi.Uluslararası sözleşmelere ve anayasaya aykırıTapu Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından 31.10.1983 ve 29.06. 2001 tarihli ‘Devlete İntikal Eden Taşınmazlar Hakkında’ yayımlanan genelgeler, açıkça 06.08.1924 tarihinden önceki tapu kayıtlarına yönelik başvuru olduğu zaman yapılması gerekenleri, tehcir veya mübadele edilen gayrimüslimlerin mirasçılarına Tapu Müdürlüğü’nden hiçbir surette bilgi verilmemesini, yani, eldeki bilgilerin saklanmasını istiyor. Devlet Bakanı Prof. Şuayip Üşenmez imzalı 2001 tarihli genelge, Tapu Kadastro Belge Müdürlükleri, Tapu Sicil Müdürlükleri, Kadastro Müdürlükleri, Valilik, Kaymakamlık, Adalet ve Maliye Bakanlıkları dışında bir de Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’ne gönderilmiş.

Sofuoğlu, genelgelerin, Anayasaya, hukuka ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşme’ne (AİHS) açıkça aykırı olduğunu belirterek, “Söz konusu genelgeler TMK’nın (Türk Medeni Kanunu) 1020. maddesine açık bir şekilde aykırı. Bu madde, ‘Tapu sicili herkese açıktır. İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir’ diyor. Ayrıca Anayasa’nın 35. maddesinde düzenlenmiş bulunan ‘Herkes mülk edinme hakkına sahiptir’ ilkesi de bu genelgeler tarafından ihlal ediliyor. Çünkü murislerinin taşınmazları hakkında bilgi edinmek isteyenler,  söz konusu mallarla ilgili yasal süreç başlatabilmek için başvuruda bulunur. Yine iç hukukumuzda kanun hükmünde ve bağlayıcı niteliği olan AİHS’nin mülkiyet hakkı konusundaki hükümleri de ihlal ediliyor” dedi.

1924 öncesi firar eden, kaybolan, ülkeyi terk eden, değişime tabi tutulan veya taşınmaz malının başında bulunamayan kişilerin gayrimenkullerinin devletin malı olduğunu bildiren genelgeler, bu kişilerin ya da mirasçılarının artık yasa gereği “ilgili kişi” sayılamayacağını bildiriyor. Bilgi almak isteyen kişilerin tapu kaydı dahil hiçbir tapu işlem belgesinin kabul edilmemesi gerektiğinin altı çizilen genelgelerin, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun “Kanunlar uyarınca devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez” maddesine de aykırı olduğunu söyleyen Sofuoğlu, 1983 ve 2001 tarihli genelgelerin tehcir edilen veya kaçmak zorunda kalan Ermenilerin gayrimenkullerine ilişkin, Osmanlı döneminden bugüne dek yapılan yasal düzenlemelerin son halkası olduğunu ifade etti.

2001 tarihli genelgeden

1- Gerçek veya tüzel kişilere, mübadil, mütegayyip, firari ve mufarakat edenlere ait tapu kayıtlarına ilişkin bilgi ve belge verilmesi de dahil tapu işlem taleplerinin hiçbir şekilde  karşılanmaması, taleplerinin Genel Müdürlüğe yönlendirilmesi için bilgi vermekle yetinilmesi,

2- Kadastrosuna başlanılacak veya devam eden çalışma alanlarında sözü edilen kişilere ait tapu kayıtlarına dayalı olarak kayıt malikleri ve halefleri veya zilyetliğe istinaden bu kişiler adına herhangi bir tespit yapılmaması, bunlara ilişkin yer gösterme veya benzeri talebe bağlı hiçbir işlemin karşılanmaması,

3- 6 Ağustos 1924 tarihi öncesi tesis edilen kayıtlarla ilgili herhangi bir talep anında kaydın kadastroya tabi tutulup tutulmadığı ile herhangi bir parsele uygulanıp uygulanmadığı araştırılarak, uygulanmış ise revizyonlarının yazılması, herhangi bir parsele uygulanmamış ise kaydın kapatılması,

4- Mahkemelerin kayıt örneği veya kaydın tespitine yönelik taleplerinde, kaydın kadastroya tabi tutulup tutulmadığının, tabi tutulmuşsa herhangi bir parsele revizyon görüp görmediğinin ve malik veya miraşçılarının mübadil, mufarakat, firari veya mütegayyip kişilerden olup olmadığının sicil ve belgelere göre araştırılarak, bu hususlarda tespit edilen bilgilerin bir üst yazı ile mahkemeye bildirilmesi, gerekmektedir.

Ayrıca, kadastro çalışmaları sırasında yabancı uyruklular adına zilyetliğe dayalı gayrimenkul tespiti yapılmadan önce konu Merkeze intikal ettirilecek (Yabancı İşler.D.Bşk.) ve verilecek talimata göre işleme yön verilecektir.

1983 tarihli genelgeden

1- Mübadil, mütegayyip, firari ve mufarakat edenlerle ilgili tapu kayıtlarının isteyenlere verilmemesi,

2- Aynı kayıtların mahkemelerce istenmesi halinde durumun açıklanarak, ancak ilgili mahkeme isteminde ısrarlı  olduğu takdirde, tapu kayıtlarının mahkemeye bu meşruhatla verilmesi,1- Mübadil, mütegayyip, firari ve mufarakat edenlerle ilgili tapu kayıtlarının isteyenlere verilmemesi,

3- Birinci ve ikinci maddelerdeki yazılı ve sözlü başvuruların ve sonuçlarının Genel Müdürlüğe hemen bildirilmesi ve başvuran kişilerin genel müdürlüğe yönlendirilmeleri,

4- Kadastro ve tapulama tespitleri sırasında, bu genelgelerde belirtilen hususlara dikkat edilerek, mübadil, mütegayyip, firar ve mufarakat eden kişiler adına tapu kaydına istinaden veya yabancı uyruklular adına zamanaşımı yoluyla hiçbir tespitin yapılmaması,

5- Yabancı uyruklu olarak yukarıdaki fıkrada belirtilen kişilerin müracaatları halinde de Genel Müdürlüğe geniş bilgi verilmesi.
 

 

Kategoriler

Güncel Türkiye

Etiketler

Tapu Kadastro