Ümit Kıvanç kamerasını Roboski'li annelere çevirdi

Mazlumder ve İnsan Hakları Derneği'nin desteğiyle Ümit Kıvanç tarafından çekilen 'Ağlama anne, güzel yerdeyim' filminin ilk gösterimi, bugün saat 20.00'de yapılıyor. 34 kişinin hayatını kaybettiği katliama karşı duyarlılığın yaygınlaşması, sorumluların yargı önüne çıkarılmasıyla adaletin bir önce yerini bulması için yapılan çalışmaların bir parçası olan belgesel, Roboski'li annelerin bir gecede yıkılan hayatlarına ışık tutuyor.

28 Aralık 2011 gecesi, Şırnak/Uludere'ye bağlı Roboski'li köylüler, 'sınır ticareti' dedikleri yolda ekmek kavgası verirken, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bağlı savaş uçakları tarafından bombalandılar. Toplumsal travmalar tarihimize acı bir halka olarak eklenen bu olayı unutturmamak ve kamuoyunda katliama karşı duyarlılığın yaygınlaşması, sorumluların yargı önüne çıkarılmasıyla adaletin yerini bulması, toplumsal travmalar zincirinin hiç değilse bu kadar feci bir olaydan sonra kırılması amacıyla 'Roboski'ye Adalet Platformu' tarafından çeşitli çalışmalar yapıyor.

Bu çalışmaların paralelinde, Mazlumder ve İnsan Hakları Derneği'nin desteğiyle Ümit Kıvanç tarafından çekilen 'Ağlama anne, güzel yerdeyim' filminin, ilk gösterimi bugün saat 20.00'de ilk yapılıyor. Belgesel çoğunlukla basın mensuplarının davet edildiği bu gösterimin ardından kamuoyuna sunulacak.

Mazlum Der Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal ve İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan'ın katılacağı gösterim, Beyoğlu/Galatasaray'da, Cezayir Restoran'ın gösterim salonunda gerçekleşiyor.

On dokuzu çocuk otuz dört kişi, kimsenin aklının almadığı bu olayda katledildiler. Tek parça halinde gömülebilenlerin şanslı sayıldığı bu korkunç ve vahim olay, toplumsal travmalar tarihimize acı bir halka olarak eklendi. 'Ankara'nın dehlizlerinde kaybolmayacağı' sözü verilen katliamın soruşturması, aradan geçen zamanın bir yıla yaklaştığı şu günlerde henüz arpa boyu ilerlemiş değil.

Roboski'ye Adalet Platformu daha önce 'İstatistik değil insanım - benim de bir hikâyem var' kampanyasıyla, katliamda hayatını kaybedenlerin ağzından yazılmış hikâyeleri, ilgili devlet kurumlarına gönderdi ve kamuoyunun dikkatini Uludere’ye yoğunlaştırmaya çalışmıştı. (bk)