Bir Ahmet Uluçay geçti buradan

Sinemayla yeni tanışan bir çocuğun bir mucizenin peşinden, sinemanın peşinden koşuşunu anlatan, anlatacağı daha çok hikaye varken, 3 sene önce 30 Kasım’da aramızdan ayrılan Ahmet Uluçay’ı, Ahmet Abi’yi Can Öktemer ve Ersan Ocak’ın ‘hissettikleri’yle anıyoruz.

Can Öktemer
temercan.ktemer7@gmail.com

Hayat mucizelerle doludur, hem de irili ufaklı binlerce mucize… Bazılarını fark edebiliriz üstelik… Neil Armstrong aya çıkar dünyaya oradan bakar, Felix Baumgartner uzaya çıkar oradan dünyaya atlar. Başka başka mucizeleri gerçekleştirirler. Tavşanlı'da bir köyde ise Ahmet Uluçay, bambaşka bir mucizeyi gerçekleştirir. Karpuz Kabuğundan Gemiler yapar...

Ahmet Uluçay hayal kurmayı yıllar evvel bırakan bir topluma hayal kurmayı tekrardan öğretti. Hayalin sinemanın hammaddesi olduğunu uygulamalı gösterdi. Ahmet Uluçay'ın bu dersi  hiçbir sinema okulunun veremeyeceği türden bir dersti:  “Hayal kurma derslerine giriş” Hayal kurmanın safsata olduğunu düşünen bir coğrafyada, bu dersi verenler de elbette sınırlı olacaktı. Bu dersten kalanlar da, şüphesiz sinema sevgilerini ceplerini doldurma olarak görenler oldu. Yaptığı filmlere ödül verilmeyince küsen, filmini beğenmeyen seyirciye hakaret edenlerden değildi Ahmet Uluçay. Ödül almak veya para kazanmak için çekmemişti filmlerini. Sadece ve sadece müthiş bir tutkuyla film çekmek istiyordu. Hayallerini perdeye taşımak, seyirciye kendi sesini duyurmak istiyordu, hem de bütün olanaksızlıklarına rağmen… Bu olanaksızlardan karamsarlığa düşmeden inatla hakiki filmler yapmaya çalıştı, hem de sinemayı bayağılaştıranları inat.

Ahmet Uluçay gerçekleştirdiği mucizeyle bugün hayallerinin, tutkularının peşinden koşanlara umut olmaya devam ediyor. Ne de olsa, sinema mucizedir....

 

Aydınlık sabahları muştulayan ak horozlar ötecek

Yankılanacak geniş avlularda
Kuyuların çıkrık sesleri
Leylekler sağlam ayaklar getirecekler bana

Haritada bir yolun peşine düşüp

Çekip gideceğim
Çekip gideceğim
Çekip gideceğim

Şimdilik ağrılar uyusun
Sancılar uyusun
Söğütler uyusun suda

Ahmet Uluçay/
Koltuk Değneklerinden Kanat Yapmak’tan

Ahmet Uluçay Anısına

Ersan Ocak

Ahmet Uluçay'ı ilk kez Ankara'da, Alman Kültür'de, kısa filmleri gösterildikten sonra, 'Arkadaş Sinema Grubu' olarak yaptıkları bir söyleşide tanıdım. Ahmet Abi, Kütahya'nın Tavşanlı ilçesine bağlı Tepecik Köyü'nden geldiklerini söyleyerek başladı konuşmasına. Sonra, kendi köylüsü iki arkadaşını tanıttı; Arkadaş Sinema Grubu'nun görüntü yönetmeni ve sanat yönetmeni olarak. Ahmet Abi’nin sinema üzerine anlatacak çok şeyi vardı; hep sinema konuşmak istiyordu. Sinema üzerine bulduğu her metni okumuş, erişebildiği her filmi seyretmişti. Sinemaya tutkuyla bağlıydı. Sinemaya olan bu tutkusu o gün, o salonda olan herkesi derinden etkilemişti...

Bu tutkunun sonucunda ürettiği kısa filmlerindeki hayalgücünün sınırsızlığı ve sinematografik gücünün yüksekliği beni çarpmıştı. Çok sıkı bir kısa filmci ile karşılaşmanın heyecanı içindeydim.

Ahmet Uluçay, daha sonra, 2004 yılında 'Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak' adlı uzun metraj filmini tamamladı. Dünya ölçeğinde iyi bir kısa filmci olduğu kadar iyi bir uzun metraj sinema yönetmeni olduğunu herkese ilan etti. Ne yazık ki, ikinci uzun metraj filmini tamamlayamadan aramızdan ayrıldı.

Ahmet Uluçay'ın hayatından ve filmlerinden öğrenilecek çok şey var. Sinema yapmanın bir tutku meselesi olduğu, bence, bunların içinde en önemlisi. Bu derin sinema tutkusuyla Ahmet Uluçay, hayalgücünün sınırlarını zorlayan hakiki sinemasını yaptı.

 

Şapgir'de bu hafta;

 

Kategoriler

Şapgir

Etiketler

Ahet Uluçay