‘Failler ortaya çıkmazsa Roboski’yi terk edeceğiz’

Şırnak’ın Uludere ilçesi Ortasu ve Gülyazı köyünde F16’ların bombalaması sonucu 34 kişinin hayatını kaybetmesinin üzerinden bir yıl geçti. Olayla ilgili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma devam ediyor. Ancak hiçbir ilerleme kaydedilemedi. Roboskili aileler, yaşanan katliamın sorumluları ortaya çıkartılmazsa, katliamın yıldönümü olan 28 Aralık’ta köyü terk edeceklerini söylüyor.

Bahar Encü ve Garibe Ürek. Katliamda kardeşiyle birlikte dört kuzenini kaybeden Bahar Encü, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten’e şeref madalyası verilmesinin sorumluların ortaya çıkartılması yönündeki umutlarını yok ettiğini söylüyor.

UYGAR GÜLTEKİN
uygargultekin@agos.com.tr

Katliamın birinci yıldönümü yaklaşırken aileler adalet arayışı içerisinde İstanbul’da kapıları çalmaya devam ediyor. Roboskililer vicdanı olan herkesi birinci yılında Roboski’ye çağırıyorlar. Reşat Ant, Bahar Encü, Garibe Ürek ve Hanım Ürek, Agos’u ziyaret etti.  

Katliamda kardeşiyle birlikte dört kuzenini kaybeden Bahar Encü, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten’e şeref madalyası verilmesinin sorumluların ortaya çıkartılması yönündeki umutlarını yok ettiğini söyleyerek  “Kalkıp madalya veriler komutana. Artık umudumuz da kalmadı. Eğer katliamın yıldönümü olan 28 Aralık’a kadar sorumlular ortaya çıkarılmazsa hep birlikte köyü terk edip, göç edeceğiz” dedi.

‘Tecrit altında yaşıyoruz’

Köyde tecrit altında olduklarını söyleyen Encü, “Kaymakam soruşturması devam ediyor. Ellerinde bir liste var. Altı kişi olaydan sonra kaçmak zorunda kaldı. Irak’a kaçtılar. Diğerleri ise köye giremiyor. Köyün girişinde kontrol noktaları var. Orada yakalanıyorlar. Haklarında tutuklama kararları var. Katliamın tek tanığı olan Servet Encü’de olaydan sonra basına konuşmaya başladı. Olayı anlatıyordu. Tehditler aldı. ‘Artık konuşma’ diyorlardı. Hakkında tutuklama kararı çıktı ve ailesi ile birlikte köyü terk etti”  dedi.

Yaşananların faillerinin ortaya çıkartılması için sürdürdükleri mücadeleyi bırakmaları için de kendilerine baskı yapıldığını söyleyen Encü, “Olaydan sonra çok yere gittik geldik. İstanbul’a Ankara’ya gidip geliyoruz. Bizim bu gidişlerimizden komutanlar çok rahatsız. Hatta komutanlardan bir tanesi bize ‘Farz edin trafik kazası oldu. Trafik kazasında öldüler’ dedi. Peşini bırakmamızı istiyorlar” ifadelerini kullandı.

Elinde nişanlısı ile beraber çektirdiği fotoğrafı gittiği her yere taşıyan Adem Ant’ın nişanlısı Garibe Encü’de köyün baskı altında olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Mezara gitmemize bile kızıyorlar. Biz artık mezarlığı kendi evimiz gibi biliyoruz. Her Perşembe oraya gidiyoruz. Sürekli orada zaman geçiren insanlar var. Çocuklar orada oynuyor. Mezara gitmemizden bile rahatsızlar. Oradaki tabur komutanı ‘Mezara neden bu kadar çok gidiyorsunuz?’ diyor. Her kilometreye kontrol koymuşlar. Korucular bile doktora gitmek için taburdan izin almak zorunda kalıyor. İstediğimizi yaparız demeye getiriyorlar”

‘Koruculuk kadroları genişletildi’

Köyde olaydan sona koruculuk kadrolarının genişletildiğini söyleyen Encü, “Önceden insanlar korucu olmak için uzun süre bekliyorlardı. Katliamın ardından kadrolar genişletildi. Olayda hayatını kaybedenlerden hiç kimse olmadı ama çevre köylerden birçok insan korucu oldu” diye konuştu.

‘Bize bir şey yapacaklarını biliyorduk’

Encü, Roboski’nin özel olarak hedef seçildiğini söyleyerek asıl meselenin seçimlerde BDP’ye oy vermiş olmalarından kaynaklandığını ifade etti. Encü: “Sınırı istediklerinde kapatıyorlardı zaten. Gözlerinin önünde gidip geliyoruz. Her şeyden haberleri vardı. İstediklerinde durduruyorlardı ama ‘Birkaç kişi ölmeden tamamen kapatamayız’ demişler zaten daha önce. Ama asıl mesele köylerde seçim zamanı istediğin partiye oy vermezsin. Diğer köylerden bütün partilere oy çıktı ama bizim köylerde sadece BDP’ye oy çıktı. Biz zaten bize bir şey yapmak istediklerini biliyorduk” dedi.

‘Adalet arayışımız devam edecek’

Ankara’da Cumhurbaşkanı ve Başbakan’dan randevu istediklerini ancak taleplerinin geri çevrildiğini söyleyen Adem Ant’ın babası Reşat Ant ise gerçekler ortaya çıkana dek adalet arayışlarına devam edeceklerini belirtti. Ant “Bir yıldır her yerden bizi ziyarete geliyorlar. Sürekli anlatmaya çalışıyoruz. Sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Anlattıkça hâlâ neler yaşandığını bilmeyenlerin olduğunu görüyoruz. Anlattıkça, acılarımızı paylaştıkça rahatlıyoruz. Bizim bütün günümüz bununla geçiyor. Anlatmaktan yorulmadık. Biz can vermişiz. Bir gün adaletin gerçekleşeceğini umuyoruz. Başbakan Erdoğan kendisi bu işin içinde olmasaydı suçluları ortaya çıkartırdı. Kendisi bu defteri kapatmış olabilir ama biz kapatmadık. Buralardan gitsek de mücadele edeceğiz” dedi.

Hanım Ürek ve Reşat Ant. 

Uluslararası Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşıdı

Gözaltında Kayıplara Karşı Uluslararası Komite (ICAD) Hollanda Seksiyonu, Roboski Katliamını Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) taşıdı.

Suç duyurusunda 28 Aralık 2011 tarihinde TSK’ya bağlı savaş uçakları tarafından Roboski’de düzenlenen hava saldırısında 34 köylünün öldürüldüğü hatırlatıldı, Türkiye devletinin insanlığa karşı suç işlediği belirtildi. Suç duyurusunda Başbakan Recep Tayip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Genelkurmay Başkanı Nejdet Özel’in yargılanması istendi. ICAD, Roboski Katliamı’na ilişkin belgeleri de UCM’ye sundu.