‘Anlatılan sadece mesleklerin değil, bir şehrin tarihi’

Radyo Agos’ta Rober Koptaş ve Pakrat Estukyan’ın bu haftaki konuğu, Rita Ender’di. Agos’ta ‘Meslekler ve Mekânlar’ adlı yazı dizisini hazırlayan Rita Ender, kaybolmakta olan mesleklerin son temsilcilerini bularak, onlarla mesleğin durumunu, neden yok olmakta olduğu üzerine söyleşiler gerçekleştiriyor.

Her cumartesi Açık Radyo’da 09.00 ve 10.30 saatleri arasında yayımlanan Radyo Agos’u kaçıranlar, programı buradan dinleyebilir.

Radyo Agos’u bu hafta Rober Koptaş ve Pakrat Estukyan sundu. Program, Radyo Agos’un ilk yayınında olduğu gibi yine bir ilahiyle başladı çünkü 6 Ocak Pazar günü Surp Dzınunt Yortusu (Kutsal Doğuş ve Beliriş). Ermeni Kilisesi, Noel’i yani Mesih İsa’nın doğuşunu 6 Ocak’ta kutluyor.

Programın bu haftaki konuğu ise, 30 haftayı aşkın bir süredir, Agos’ta ‘Meslekler ve Mekânlar’ adlı yazı dizisini hazırlayan Rita Ender’di. Kaybolmakta olan mesleklerin son temsilcilerini bularak, onlarla mesleklerinin durumunu, yaptıkları işin neden yok olmakta olduğu üzerine söyleşiler gerçekleştiren Ender, Koptaş’ın “Neden böyle bir yazı dizisi hazırlamak istedin, başlangıç noktan neydi?” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Birçok mesleğin ilk temsilcisi azınlıklardı ama onlar bugüne kadar haksızlıklara uğradıkları için İstanbul’u terk etmek zorunda kaldılar. Sanırım burada bir mağduriyet olduğu için bu konu üzerine eğildim. Çünkü şehri terk etmek zorunda kalan insanlardan dolayı bazı meslekler yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.”

Koptaş: ‘Maritsa Küçük cinayetinin bir an önce aydınlatılmasını bekliyoruz’

Agos, bu hafta ‘Samatya cinayeti karanlıkta kalmasın’ manşeti ile çıktı. 28 Aralık Cuma günü Samatya’daki evinde öldürülen 85 yaşındaki Maritsa Küçük’ün bir nefret cinayetine kurban gitmiş olabileceği programın en önemli gündem maddesiydi.

Ermeni toplumun kaygılı olduğunu dile getiren Rober Koptaş, “Küçük evinde vahşi bir şekilde öldürüldü. Bu olay, Samatya’da yaşanan ikinci olay. İlki cinayet ile sonuçlanmamış ama yine yaşlı bir Ermeni kadın, darp edilmiş, bıçaklanmış ve olay sonrası kör olmuş” dedi. Maritsa Küçük cinayetinin bir hırsızlık olayı sonucunda yaşandığı açıklamasının yapıldığını dile getiren Koptaş, “Polis, aileye,  cinayeti çok amatör kişi veya kişilerin işlediğini söylemiş. Biz bu açıklama ile yetinmek istemiyoruz ve olayın aydınlatılmasını istiyoruz. Kadının vücuduna haç işareti yapıldığı iddiası var ama bu konuda doyurucu bir açıklama yapılmadı” dedi. 

Koptaş, yanıt bekleyen soruları şöyle sıraladı:

1. Kadının vücudundaki haç izi iddiası doğru mu?

2. Kısa süre arayla Samatya’da iki Ermeni kadının darp edilmesi tesadüf olabilir mi?

3. Olay basit bir hırsızlıksa neden bu kadar şiddetli darp olmuş?

4. Hırsızlık iddiası doğru mu? Evden ne çalınmış?

5. Polisin daha olay çok tazeyken “Amatör işi, yakalamamız an meselesi” yorumu yapması ne kadar doğru? Bu açıklama, bize, Hrant Dink cinayeti sonrası Celalettin Cerrah’ın “Birkaç genç yapmış” demesini hatırlattı. Geçen yıl da bir Ermeni kadını “Kâfir” diyerek döven taksici için “Hemen yakalayacağız” dediler ama aradan bu kadar zaman geçti fail hâlâ bulunamadı.

6. Bu sorular ve şüpheler varken, Ermeni vatandaşlar kaygılıyken, hiçbir yetkilinin doyurucu açıklama yapmaması şüpheli değil mi?

Programda konuşulan haberlerden bazıları:

Samatya cinayeti karanlıkta kalmasın
85 yaşındaki Maritsa Küçük, Samatya’da yalnız yaşadığı evinde vahşi bir cinayete kurban gitti. Darp edildikten sonra bıçak darbeleriyle yaşamını yitiren Küçük’ün üzerindeki ziynet eşyalarının alındığı belirlendi. Nefret cinayeti ihtimalini akıllara getiren olayın, Samatya’da yaşlı Ermeni kadınlara yönelik bir ay içindeki ikinci saldırı olması endişe yarattı.

‘Kürtlere sorulsa, çoğu ayrı devlet istiyorum diyecek’
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, “Şu soru Kürtlere sorulabilse, artık pek çoğu ayrı bir devlette yaşamak istiyorum diyecektir. Çünkü bu devletin Türk’e ait olduğu, bütün kurumların, imkânların Türk’ü geliştirmek için kullanıldığı, geri kalan kesimlere sus payı dağıtıldığı, susmayanlara da sopa politikasının uygulandığı Kürtler tarafından artık çok net hissediliyor” dedi.

Ortakavak’ın eski ismini istemek kolay ama Ermenilerle barış yok
Kayseri Talas’a bağlı Ortakavak köyü sakinleri, 27 Mayıs darbesinden sonra değiştirilen ‘Sosun’ isminin iadesini istiyor. Muhtar Nizamettin Aksoy, yerel basında çıkan “Köyün Ermenice ismini geri istiyorlar” haberinin köylülere ‘çok ağır’ geldiğini söyledi.

Antep’te 120 yıllık kilise yıkıldı
Antep’in Tepebaşı Mahallesi’nde bulunan, ‘Kurtuluş Cami’ olarak kullanılan Meryem Ana Kilisesi’nin arkasında bulunan anaokulu / sıbyan mektebi binası cami görevlilerine göre belediye tarafından ‘çevre temizliği’ için yıkıldı. Belediye yetkililerine göre ise 120 yıldan uzun zamandır ayakta kalan binanın yıkılmasının nedeni doğa koşulları.

Bu haftanın şarkılarından bazıları:

 

Kategoriler

Genel