Mor ve Ötesi’nden Canlı Bir Rock Yolculuğu

mor ve ötesi’nin yeni albümü Güneşi Beklerken de 2012’nin bize verdiği son hediyelerinden birisi. Grubun alışılageldik karakterini yansıtan albümün, öncekilerle en büyük benzerliği dinleyiciye anlatacak hikayelerle dolu, kaliteli bir rock yolculuğu sunması. Belki heyecanla elinize aldığınız her albümden müzik çıkmayabilir; öte tarafta ise Güneşi Beklerken bazı albümlerden kolaylıkla çıkılamayacağını gösteriyor.

Sertan Şentürk
sertansenturk@gmail.com

Geçtiğimiz yılın panaromasını çıkarırsak iyisiyle, kötüsüyle tam olarak ne ile karşılaşacağımızı bilemesek de 2012 yerli müzik için güzel bir yıldı diyebiliriz. Özellikle de “yaz müziği” sezonunun kapanmasının ardından birçok güzel albümle tanışma fırsatımız oldu. mor ve ötesi’nin yeni albümü Güneşi Beklerken de 2012’nin son hediyelerinden birisi.

Beş hafta önce dinleyici ile buluşan albüm genel hatlarıyla mor ve ötesi’nin alışılageldik karakterini yansıtan bir albüm: Tüm parçaların söz ve müzikleri her zamanki gibi gruba ait; sözler, her zamanki gibi kuvvetli ve geçişken; müzik ise grubun imzası olan Harun Tekin vokalleri, akor geçişleri ve sağlam davullarla bezeli. Albüm bu hatlarıyla mor ve ötesi’nin önceki çalışmalarıyla çok önemli ortak noktaya sahip: anlatacak hikayelerle dolu, kaliteli bir rock yolculuğu.

 

Güneşi Beklerken by Mor ve ötesi on Grooveshark

 

Albümün geneline baktığımızda oldukça dinamik bir yapı görüyoruz. İlk parçanın davul vuruşlarıyla nefes almadan başlayan müzik; bizlere ümitli, kırılgan, bıkkın, minnettar, arzulu, inatçı kısacası varolmaya dayanan, canlı hikayeler taşıyor. Hikayelere kişiliklerini kazandıran ise kesinlikle mor ve ötesi’nin dinleyiciye zorla anlatmaktansa, onun algılayışına saygı gösteren herkesine kendine ait patikalar yaratabildiği şiirselliği.

Sözlere paralel bir biçimde, mor ve ötesi oldukça oturmuş müzikal karakterini albüme yansıtmış. Son Sabah’ın 3:33 ile 3:50 saniyeleri arasındaki nakarata çözülen vokallerden, Bahar’ın gitar rifflerine ve Boş Bir Dünya’nın sonundaki arpejlere albümün sayısız noktasında bu örneklere rastlamak mümkün. Bununla birlikte Güneşi Beklerken albüm mor ve ötesi’nin önceki çalışmalarından oldukça farklı bir sese sahip. mor ve ötesi albümlerinde konuk müzisyenlerin yer alması alışılageldik olsa da, bu sefer çalışılan müzisyenlerin sayısı ve enstrüman çeşitliliği önceki albümlere göre belirgin olarak fazla. Bu etkileşimin, müziği yönlendirdiği izler ise oldukça ilgi çekici. Bu tercihlerde mor ve ötesi’nin ilk defa işbirliği yaptığı prodüktör Serdar Ateşer’in büyük bir payı olduğu açık. Güneşi Beklerken, Elias Fahidis’in geleneksel dokunuşları ve Serkan Hökenek’in tuşlu çalgıları ve diğer konuk müzisyenlerin emekleriyle 4 kişilik kapalı bir çalışmada daha büyük bir noktada konumlanıyor.

Bunca doluluk ve çeşitliliğe sahip bir albümde parçalardan teker teker bahsetmek oldukça zor. Albüm, Güneşi Beklerken parçasının karanlığından, Son Sabah’ın kararlığına ve Oyunbozan’ın haksızlığa yalvarışına kadar dinleyiciye oldukça farklı renkler sunuyor. Elbette Oyunbozan ilk klip parçası olmasıyla şu anda albümün en bilinen parçası. Bununla birlikte yapı olarak oldukça basit melodiler üzerine kurulmuş, güzelliklerini ayrıntılara gizlemiş iki parçanın benim için ayrı bir yer edindiğini söyleyebilirim. Serdar Ateşer ve Volkan Gürkan’ın elektronikleri ile altyapısı, hiddetli gitarlar, sert davullar ve Burak Güven ile Aynur Doğan’ın harikulade vokalleri ile bezenmiş Mermiler, bizleri 8 dakikalığına kurtulamayacağımız, zevkli ve histerik bir dünyaya itiyor. Mermilerin belirsiz karşıtı Gel Söndür Beni ise, küçücük arpejler, akorlar ve ritimlerden oluşuyor. Parçanın hikayesi ise, bu sadeliğin arasında Harun Tekin’in çekingenliğine süzülen Evrim Özsuca’nın kadife sesi ise anlatılan naif bir sevgi olarak şekil buluyor.

Sana Değmez by Mor ve ötesi on Grooveshark

Albümün ahengine aykırı hissettiğim belki de tek yer ise Sana Değmez’in başlangıcı: maalesef “sana değmez” ve “yalanına değmez” endüstriyel popun aşırı derecede kullandığı ve oldukça kirlettiği iki söz öbeği. Elbette ki bu, benim parçanın başlangıcından çıkardığım yol; hiç kimsenin bunu paylaşmasına gerek yok.

Güneşi Beklerken, gerek sözler gerekse müzikal açıdan oldukça dolu bir albüm; öyle ki ister notalar, isterse anlamlarla ilgilenin, ikinci, üçüncü hatta onuncu dinleyişinizde keşifler yapabilirsiniz. Bazen, heyecanla elinize aldığınız her albümden müzik çıkmayabilir. Güneşi Beklerken ise, denklemin öteki tarafında, bazı albümlerden kolaylıkla çıkılamayacağını gösteriyor.

 

Kategoriler

Şapgir

Etiketler

Mor ve Ötesi