O kazandı biz kaybettik

Agos Derkenar bu hafta Emre Ertani’nin Meryem Uzerli üzerine kaleme aldığı ‘O kazandı biz kaybettik’ manşetiyle çıktı. Nayat Karaköse ev takası anlamına gelen ve turistleri otellere bağımlı kalmaktan kurtaran Homeexchange sistemini yazdı: ‘Evimde kal evinde kalayım’. Mirkelam’ın yeni albümü Denizin Arka Yüzü’nü Bawer Çakır Derkenar için değerlendirdi: ‘Mirkelam’dan hikâye tadında albüm’. Beşi bir yerde sorularını ise Murat Uyurkulak yanıtladı.

EMRE ERTANİ
emreertani@agos.com.tr

Hürrem Sultan, saraydan kaçmasıyla gündeme oturdu fakat saraydan neden kaçtığını anlatınca asıl kıyamet o zaman koptu. Ayşe Arman’ın Meryem Uzerli’yle yaptığı söyleşinin yayımlanmasının ardından Twitter’da “Aman o kadar sorun varken siz bir kadının ilişkisini konuşuyorsunuz!” eleştirisi yapanlar oldu.

Peki, Türkiye bu kadar iç ve dış sorunun, gerilimin tavan yaptığı bir dönemde neden Uzerli’yi bu kadar konuştu, neden konu günlerce Twitter’da trend topic oldu? Uzerli, o söyleşisinde Türkiye’de kadın olmayı, kürtajı, star olmayı, arkadaşlığı vs. en samimi en yalın şekilde anlattı. Onun dürüstlüğünden şüphe eden yok. Yani “Milletin nasıl seviştiğini merak eden röntgenciler değiliz, mesele Uzerli’nin anlattıklarının bu ülkedeki hayata dair pek çok söylüyor olmasıydı” diyerek sadede geleyim.

Hepimizi şaşırttı

Biz Türkiyeliler çok ilgincizdir; hem Batılı hem de Ortadoğuluyuzdur. Muhafazakâr siyasetçiler sık sık ‘Batı’nın ahlaksızlığı’nı aldığımızı söyler, bu ikilemde bize ‘doğru’ olanın hangi yönde olduğunu gösterirler. Batılı bir kadına, Uzerli’ye kulak verince ‘Ortadoğu’nun ahlaksızlığı’nı aldığımızı fark ettim. Nedir o ahlaksızlık? Kadının toplumdaki yeri elbette. Yaşı, eğitimi, kariyeri ne olursa olsun kadın hâlâ ve hâlâ ikinci sınıf varlık Türkiye’de. Bu durumdan Meryem Uzerli’nin dahi mustarip olduğunu görmek, dahası onun da bunu olduğu gibi anlatması, kabul edelim ki hepimizi şaşırttı.

Kürtaj konusunu hükümet gündemi saptırmak adına uzun süre gündem tuttu, hepimiz tartıştık. Uzerli bu konuya da farklı bir boyut getirdi, “Ben Tanrı değilim” dedi. Elbette bir erkek türlü nedenlerle bebek istemeyebilir, fakat bir kadını kendine âşık ettikten sonra “Sen bebeği öldür, hadi ben de kaçtım” diyebilir mi?

Her şey bir yana, herhangi bir diziyi takip etmeyen ben ve benim gibi yüzbinlerce insan o muhteşem diziyi nefeslerini tutarak izledi. Osmanlı sarayına satılmış Rutenyalı kölenin, Alexandra la Rossa’nın, türlü saray entrikasının üstesinden gelip Hürrem’e dönüşmesini Uzerli’den başkası canlandırsaydı o dizi bu kadar ‘muhteşem’ olur muydu onu bilemiyorum. Uzerli, Almanya’ya gittiği ilk günlerde kapı çaldığında “Geldiler, beni Türkiye’ye götürecekler” diye korktuğundan, İstanbul’dayken intihara teşebbüs ettiğinden bahsediyor. Daha da geri dönmez; yani biz kaybettik, o artık yok…

16. yüzyılda, nam-ı diğer Muhteşem Yüzyıl’da, Devlet-i Aliyye’yi Osmâniyye’nin Haseki’si olan Hürrem Sultan’ı artık Topkapı’da, Has Bahçe’de salına salına görüp büyülenme keyfinden mahrum bırakıldık. Uzerli, son derece güçlü bir ruha sahip bir kadın. Ağır çalışma şartları yüzünden insanın ruhunu sömüren dizi sektörüne de, “Babasız çocuk doğrulur mu?” diyenlere de, ‘genel ahlakçılara’ da tavrıyla meydan okudu. Allah okyanus gözlü sultanımız ve doğacak evladının ömrüne bereket versin…

Murat Uyurkulak-Yazar

1. Mutlu Moskova - Andrey Platonov - Metis Yayınları - (Beni, Stalinizmin yok ettiği, kitaplarının yeniden basımı ancak 1989'dan sonra yapılabilen büyük bir yazarla tanıştıran şahane bir romandı...) 

2. Author! Author! - Yönetmen: Arthur Hiller (1982) - (Agos'tan soru geleceğini bilirmiş gibi, son izlediğim iyi film bu oldu... Al Pacino, Amerikalı Ermeni oyun yazarı Ivan Travalian'ı canlandırıyor... Broadway'deki gösteri dünyasına, bir yazarın yaratma sürecine ve insan ilişkilerine dair sağlam bir filmdi...)

3. Kabin - Craft Tiyatro - Yönetmen: Çağ Çalışkur - Yazan: Kemal Hamamcıoğlu - (Sert ve etkileyici bir oyundu... Metin çok sıkıydı... Oyuncular Gonca Vuslateri ve Bora Akkaş da ziyadesiyle parlaktı... Asu Maro, iki yaralı ruhun hikâyesi diye yazmış, evet, öyleydi...)

4. Zeki Müren ile Başbaşa Radyo Günleri 1-2-3 - Artvizyon - (Her gün en az birer kez dinliyorum.. Kayıtlar şaşırtıcı derecede temiz... Zeki Müren ise yorumculuğunun zirvesinde...)

5. bianet.org, twitter, agos.com.tr, bilyoner.com

 


Paris gezimde Agos'umla beraber

 

Milena Kuyumciyan

Siz de Agos’la çekilmiş fotoğrafınızı paylaşmak isterseniz derkenar@agos.com.tr’ye iletebilirsiniz.

Bana bu gece bir hikaye anlatır mısın? Eskiden olduğu gibi.”
 

“Elbette.” Ceketini çıkarıp yanıma kıvrıldı babam. “Sana eğlenceli bir masal anlatayım öyleyse.”
 

“Hayır. Hüzünlü bir hikaye anlat bana.”
 

“Hüzünlü mü? Niye ki?”
 

“Babacığım,” dedim. “Sen de biliyorsun, vakit mutlu hikayeler için çok geç.”
 

Alper Kamu Cehennem Çiçeği /Alper Canıgüz 

(Altını çizdiklerimiz)

 

Kategoriler

Derkenar