Ya oğlunuz Ara Güler gibi olursa?

Çocukluğumuzda hepimiz bir kaç saç çekmiş, iki tekme sallamış, annemizin kıymetli vazosunu kırmış, şeker kavanozunu devirip, likör şişesini kafamıza dikmiş olabiliriz. O gün cezamızı almış, ertesi gün annemizin kalbini kazanmışızdır.

LUSYEN KOPAR

Çocukluğumuzda hepimiz bir kaç saç çekmiş, iki tekme sallamış, annemizin kıymetli vazosunu kırmış, şeker kavanozunu devirip, likör şişesini kafamıza dikmiş olabiliriz. O gün cezamızı almış, ertesi gün annemizin kalbini kazanmışızdır. Çocukluğumu anımsadığımda “O kadar da yaramaz değildim” diyebilirim. Annem de “evet o kadar da yaramaz değildin” diye beni onaylayabilir.  

‘O kadar da yaramaz değildim’

Aynı sözü Ara Güler de söylemiş. “O kadar da yaramaz değildim”. Siz onu bir de nurlar içinde yatan Verjin Hanıma sorun. Buradaki ‘yatan’ sözüne dikkat! Çünkü Ara Güler’in annesi olmak hiç kolay olmamıştır. Kitabı okudukça diken üstünde bir annenin “Tanrım sen onu koru, yalvarırım evladımı koru” yakarışları geliyor aklıma. Böyle evlada öyle sabırlı, öyle harika bir ana olmalı diyorum. Zavallı kadıncağız, meraklı minik oğlunun Ankara Ekspresi’nin nasıl fren yaptığını anlamak için sabahın erken saatlerinde tren raylarında yaşadığı serüveni her hatırladığında içi fena olmuştur.

12 yaşındayken İkinci Dünya Savaşını görmüş, hissetmiş Ara Güler ama o günleri anlatırken bile ailesiyle güzel anıları var. Dacat Bey’i anımsıyor gülümseyerek. Savaş ise onun için karanlık ve “bam-bum, bum-bum… fiyuuv!” sesleri.  Gel de anne babaya sor ekmek, şeker, yağ, gaz hepsi karneyle, gelecek ve evlat endişesi…

Verjin Hanım’ın çilesi

“Öğrenciyken hiç kitap almadım elime” diyen Ara Güler’in babası Dacat Bey oğlunun doktor veya eczacı olmayacağını o yıllarda anlamış. Adamcağız nasıl anlamasın oğlu defalarca sınıfta kalmış. Sevgili oğluna yılbaşı hediyesi film makinesi alan Dacat Bey, Ara’nın en büyük destekçilerinden. Hayatı boyunca oğluna kol kanat geren bir baba olduğu, kitabın her bölümünde hissediliyor. Hiçbir filmi kaçırmayan Ara’nın film merakı ona evinin alt katında Ara Güler sinemasını armağan etmiş. Doğa Film stüdyosunda çalışırken yangın çıkmış, yanacakmış, yanmamış. Evde yangın çıkmış, yanmamış. Geçmiş olsun. Hem kendine hem ailesine. Zavallı Verjin Hanım ise bu arada şeker hastası olmuş,

Ara Güler yetiştirmek, hiç kolay değil. Geceler uzun; savaş muhabiri bir evlattan haber almak zor. Kuru kafa avcılarının adasına gitmiş onlarla yemek yemiş, yılanlarla, timsahlarla yüzleşmiş bir evlat için bile daha kolay ama annesi için zor. Ara Güler’in gerçekten özel bir insan olduğu, bu kitabın her sayfasında saklı. Kitabın yazarı Muharrem Buhara ise bunu ustalıkla yansıtıyor.

Ara Güler
İyi Fotoğrafçı Dikiş Makinesiyle de Resim Çeker
Muharrem Buhara
Can Çocuk
104 sayfa.      

Kategoriler

Kitap ԳԻՐՔ