‘Meksika'da her yer suçlularla dolu’

Meksika’nın halka mal olmuş saygın entelektüellerinden Carlos Fuentes ardında ülkesine ayna tuttuğu onlarca roman ve bir o kadar da hikaye bırakarak, 2012 Mayıs’ında 83 yaşındayken aramızdan ayrılmıştı. Ustalıklı bir hicivle kaleme aldığı ve günümüz Meksika’sına ışık tutan son eseri ‘Cennet’teki Adem’ (Can Yayınları) artık Türkçe’de.

FATİH GÖKHAN DİLER

“Sahip olduğum bağımsızlık duygusu için minnettarım, çünkü ülkem hakkında diğer insanların söyleyemediği şeyleri söyleyebiliyorum. Meksikalılara, maskelenmiş bir ülkede nasıl baktıklarını, nasıl konuştuklarını, nasıl davrandıklarını görebilecekleri bir ayna sunuyorum. Tabii ki, yazdıklarımın benim maskem olduğunun farkındayım, ülkeme ayna olarak sunduğum sözel bir maske. Meksika Tüylü Yılan, Quetzalcoatl Efsanesi’nde insanlığı yaratan ve sonra ona ayna sunan bir iblis tarafından yok edilen tanrı olarak tanımlanmıştır. Tanrı, kendisinin bir sureti olmadığını düşünedursun, iblis ona ayna tutarak yüzünü göstermiş. Meksika’nın da özü budur: sadece bir maskeye sahip olduğunu düşünürken altında bir suretinin de olduğunu keşfetmek.” Meksika’nın halka mal olmuş saygın entelektüellerinden Carlos Fuentes ardında ülkesine ayna tuttuğu onlarca roman ve bir o kadar da hikaye bırakarak, 2012 Mayıs’ında 83 yaşındayken aramızdan ayrılmıştı. Ustalıklı bir hicivle kaleme aldığı ve günümüz Meksika’sına ışık tutan son eseri ‘Cennet’teki Adem’ (Can Yayınları) artık Türkçe’de.

‘Tropik Mussolini’

Carlos Fuentes İspanyolca konuşulan dünyada en çok hayran olunan yazarlardan birisiydi ve Gabriel Garcia Marquez, Julio Cortazar gibileriyle beraber 60’lı ve 70’li yıllarda ‘El Boom’ adıyla bilinen, Latin Amerika edebiyatının bir nevi patlama döneminde adeta bir katalizör gibiydi. Oyunlar, kısa öyküler, siyasi yazılar ve romanlar yazdı. Ve tabii ki Latin Amerikalı romancılarda sıklıkla görüldüğü üzere siyaseten oldukça aktifti. Gazete ve dergilerde 2000 yılındaki seçimlerle son bulan uzun ve baskıcı tek parti yönetimini ve hükümeti sertçe eleştiren makaleler yazdı. Küba’da Fidel Castro devrimini destekledi, ama fazlasıyla otoriterleşmeye başlayınca eleştirmekten de geri durmadı. Venezüela’nın solcu lideri Hugo Chavez’i ‘Tropik Mussolini’ olmakla itham etti ve öldüğü gün dahi Meksika’da yayınlanan Reforma gazetesinde Fransa’daki iktidar değişikliği konulu bir yazısı yayınlanmıştı. Ancak kendisi esas meramını modern Meksika tarihinde iz sürdüğü ve aşk, ölüm ve toplumsal hafıza gibi evrensel temalarla kurguladığı edebi eserleriyle anlatageldi ve ‘Cennet’teki Adem’ bu minvalde son ürünü olarak kalacak.

Fuentes’in eseri, bilinç akımı yönteminin usta icracılarından, 60’lı yılların tanınmış fantastik öykü yazarı İtalo Calvino’nun masallarını andırır şekilde, çoğunlukla nükteli bir şekilde ilerleyen ve bazen de yönünü değiştirerek gerçeküstü olana kayan ve bazen de doğrudan okuyucuyla baş başa sohbet eder bir hal alan çok yönlü bir roman.

Masalı, Meksika siyaseti süslü kendi ağırlığı altında ezilmekten kurtaran Funtes’in kendine has yaratıcılığı ve biraz da pervasız diyebileceğimiz üslubu. Yüksek edebiyatla sıradan günlük dilin güzel bir harmanı, adeta İspanyol ve Latin Amerika’nın büyük eserleriyle sıkı fıkı olmuş bir Brezilya dizisi. Efsane ve tarihin, büyü ve gerçeğin ve meşhur El Boom’un etkileri Emrah İmre’nin oldukça güzel çevirisinde Türkçe’de de rahatlıkla hissediliyor.

‘El Boom’ etkisi

El Boom hikayede baştan sona baskın olan metaforun da kaynağı. Bu anlamda Cennet’teki Adem gökten kayarak geçen bir kuyruklu yıldızla başlıyor: “Bir kuyruklu yıldız daha geçiyor. İçime müthiş bir şüphe düşüyor. Bu parlak yıldız kendi ışığının önünde midir, arkasında mı? Işık, yıldızın başlangıcı mıdır yoksa sonu mu; doğumunun mu habercisidir, ölümünün mü?” Ve melek kanatları takınmış bir çocuk kalabalığı toplayıp vaaz veriyor. Tarihin ve sanatın karanlık güçleri Meksika’da yeniden elde edilmiş bir cennetin arkasına gizlenmiş fesat çeviriyor.

Cennet’teki Adem Fuentes bibliyografyasının son ürünlerinden ve bir aşinalık kurmak açısından, içerdiği iğneleyici hiciv, pervasız bir güldürmece ve ağır ağır kendini gösteren bir hiddetle, her anlamda kendi kendini yetiştirmiş ve hem yüksek edebiyata hem de en sıradan sokak ağzına hakim olan ve son dönem eserlerini benzer bir ‘başıboşluk’la yazmış olan Kurt Vonnegut’u anımsatacaktır. Fuentes’in yine Can Yayınları’ndan çıkmış olan diğer belli başlı eserlerindeki ‘sertliği’ beğenmiş olanların da hayal kırıklığına uğramayacağını söyleyebilirim. Fuentes modern Meksika’ya dair siyasi bir edebiyatçının duruşunu sunuyor: “Artık ortada devrimci falan kalmadı. Her yer suçlularla dolu… uyuşturucu tacirleriyle… onlara eşlik eden fahişelerle… korumalarla… ve her zamanki gibi, İsviçre bankalarında nereden geldiği belli olmayan paralarla hesaplar açan bürokratlarla…”

Başlı başına bir ırk gibidir bu insanlar, akıl almaz avamlıktadırlar, sınıfsız insanlardır bunlar, ne halkın bağrından gelirler, ne orta sınıftan ne de herhangi başka bir sınıftan; suçtan beslenen lümpenlerdir bunlar, toplumun fidyecileridir, sonradan görmelerin en aşağılıklar, en acımasızları, en açgözlüleridir, hiçbir idealleri yoktur, öldürmek, sömürmek, yağmalamak için fırsat kollarlar…” 

Cennet’teki Adem
Carlos Fuentes
Çeviri: Emrah İmre
Can Yayınları
208 sayfa.

Kategoriler

Kitap ԳԻՐՔ