Esad'a 137 hayır oyu

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda görüşülen, Suriye'de Esad rejiminin insan hakları ihlalleri ve şiddetini kınayarak sona erdirmek isteyen karar tasarısı 137 'Evet' oyuyla kabul edildi. Oylamadan önce Mısır temsilcisi Suriye'nin Arap Birliği'ne yanıt vermediğini ileri sürerken, Suriye temsilcisiyse yeni anayasa referandumunu hatırlattı.

BM, Esad yönetimini kınayan karar tasarısını 137 oyla kabul etti.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Suriye'de Esad rejiminin insan hakları ihlallerini ve şiddeti kınayan, şiddetin derhal sona ermesini isteyen karar tasarısını, 137 oyla büyük farkla kabul etti. Oylamada karar tasarısına 137 ülke 'Evet' derken, 12 ülke 'Hayır' oyu kullandı, 17 ülke ise çekimser kaldı.

Teknik bir arıza sonrası oylarını oylama bittikten sonra kullanan 3 ülkenin oyu da son durumu değiştirmedi.

Suriye Arap Birliği'ne yanıt vermiyor

Mısır'ın temsilcisi karar tasarısını, 193 üyeli BM Genel Kuruluna resmen sunarken, Suriye'nin kendi halkına karşı giriştiği şiddeti kınadıklarını ve bu ülkenin Arap Birliği'nin taleplerine yanıt vermediğini söyledi.

Suriye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Beşşar Caferi de kararın oylamaya sunulmasından önce söz alarak, BM üyesi ülkelere Esad'ın yeni anayasa yapacağını hatırlatarak tasarıya karşı oy kullanmaya çağırdı.

Yeni anayasa sözü

Caferi, Suriye'nin kendi ülkesinde vatandaşlarını korumaya, istikrar ve asayişi sağlamaya hakkı olduğunu belirttiği konuşmasında, hükümetin, çoğulcu demokrasinin yolunu açan anayasal değişikliği 22 Şubat'ta referanduma sunacağına vurgu yaparak üye ülkeleri hayır oyu kullanmaları yönünde telkin etti.

'Bu referandumdan 10 gün önce bu tür bir karar tasarısının BM Genel Kuruluna sunulması siyasi amaçlıdır' diyen Caferi, Rusya'nın yaptığı gibi tüm ülkelerin, muhalefeti silahı bırakarak ulusal diyaloğa girmeleri yönünde cesaretlendirmeleri gerektiğini, ancak bunun tam tersinin yapıldığını, hatta Arap Birliği'nin silahlı muhalefete maddi ve manevi destek verme kararı aldığını öne sürdü.

Esad, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ile 7 Şubat Salı günü görüşmüş, ve yeni anayasa için referanduma gidilmesini planladığını bildirmişti.

Suriye'nin içişleri

Yine oylamadan önce söz alan Venezuela ve Kuzey Kore temsilcileri, karar tasarısının 'Suriye'nin içişlerine karışmak' ve kabul edilmesi halinde bunun 'Yabancı askeri müdaheleye davetiye çıkarmak' olduğunu iddia etti.

Karar metni

Türkiye'nin de ortak sunucuları arasında bulunduğu karar metni, BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) Rusya ve Çin'in vetosu nedeniyle 4 Şubat'ta kabul etmediği ve Fas tarafından hazırlanan karar tasarısına çok benziyor.

Sivillere yönelik saldırılar son bulmalı

Kararın giriş bölümünde, Suriye'de kötüye giden durumdan, devam eden insan hakları ihlallerinden ve Suriyeli yetkililerin kendi halkına şiddet kullanmasından 'Derin endişe' duyulduğu belirtilerek, Suriye yönetimi, ülkedeki tüm insan hakları ihlallerine ve sivillere yönelik saldırılara son vermeye, halkını korumaya, uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini tamamen yerine getirmeye çağrılıyor.

İnsan hakları ihlalleri 

Kararın asıl paragraflarında ise Suriye'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine, toprak bütünlüğüne güçlü destek verilerek, bu ülkedeki siyasi krizin barışçıl şekilde çözülmesi gerektiği vurgulanıyor ve Suriyeli yetkililerin, 'Sivillere karşı güç kullanımı, keyfi adam öldürmeler, tutuklamalar, infazlar, işkence ve kötü muamele' gibi işledikleri tüm insan hakları ihlalleri kınanıyor.

Şiddete herkes son versin

Kararda, Suriye'de silahlı gruplar da dahil olmak üzere bütün taraflar, şiddet eylemlerini sona erdirmeye çağrılıyor, 'Nereden gelirse gelsin' bu tür eylemler kınanıyor ve şiddet eylemleri ile insan hakları ihlallerinden sorumlu olanların mutlaka hesap vermeleri gerektiği vurgulanıyor.

Kararda, Arap Birliği'nin 2 Kasım 2011'de kabul ettiği eylem planı ve 22 Ocak 2012'de benimsediği kararlara uygun şekilde Suriye Hükümeti, gecikmeden, 'Şiddete son vermeye ve halkını korumaya, son dönemdeki olaylar yüzünden keyfi tutuklananları serbest bırakmaya, tüm askerlerini kentlerden ve kasabalardan geri çekmeye, barışçıl gösteri yapma hakkını garanti etmeye, tüm Arap ve uluslararası medya mensuplarının ve Arap Birliği kurumlarının olayları izleme amacıyla Suriye'ye girebilmelerine ve engellerle karşılaşmadan görev yapabilmelerine imkan vermeye' de çağrılıyor.

'Suriyeliler tarafından yürütülecek' süreç

Karar metninde şiddet, korku, tehdit ve aşırılıktan uzak bir ortamda, halkın meşru emellerine ve endişelerine etkin şekilde yanıt verecek, 'Suriyeliler tarafından yürütülecek', her kesimi kapsayan, ancak sonucunun ne olacağı konusunda önceden hüküm verilmemesi gereken siyasi bir sürecin başlaması çağrısında da bulunuluyor.

Metinde Suriye hükümeti ile tüm muhalif gruplar arasında, Arap Birliği himayesinde ciddi siyasi bir diyalog başlatılmasından da söz ediliyor ve Suriyeli yetkililer, insani yardımın ülke içinde engelsiz ve güvenli şekilde ihtiyacı olanlara dağıtılmasına izin vermeye çağrılıyor.

Arap Birliği'nin çabaları için destek

Kararda, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'dan ve BM'nin ilgili kurumlarından, Suriye'deki krizin barışçıl çözümü için Arap Birliği'nin çabalarını, hem özel temsilci atayarak hem de teknik ve maddi yardımda bulunarak desteklemeleri de isteniyor. (vE)

(AA)