Batan Çıkan bir Ertem Eğilmez

Levent Özata, hepimizin hayatına değer katan filmlerin usta yönetmeni Ertem Eğilmez’i yazdı.

LEVENT ÖZATA
levozata@gmail.com

Yüzden fazla kere izlemiş olabilirsiniz ama hâlâ bir şekilde karşısına geçip bilmem kaçıncı kez Hababam Sınıfı izlediğinizde, replikleri ezbere bile bile katılarak gülüyorsunuz, değil mi? Yunus Kaptan’ın bıkmadan usanmadan tekrar ettiği “Hızır idi, Yunus idi” repliğini her duyduğunuzda, omuzlardan başlayıp farazi horon duruşuna geçiyorsunuz, değil mi? En sevdiğiniz şarkılardan biri Kemal Sunal’ın ağzından Mavi Boncuk mu? En büyük korkularınızdan biri, Şener Şenvari bir gecede saçlarınızın beyazlaması mı? Geçen hafta doğum günü anısına Google, Hababam Sınıfı doodle’ı hazırladığında ilk işiniz Ertem Eğilmez filmleri indirmek oldu, haksız mıyım?

IMDb’de en yüksek oya sahip filmlerden biri olmasına rağmen, politik oyunlarla(!) listeye girmeyen filmlerin sahibi Ertem Eğilmez, 1929 yılında Konya’da doğmuş. Gençlik yıllarında, bugünkü gibi sinema okullarının eksikliğinden olsa gerek, yönetmen olmanın ne olduğunu da pek bilmiyormuş. Hele hele bunu meslek olarak yapmayı aklından bile geçirmiyormuş. Konya’daki orta öğrenimden sonra, İstanbul Üniversitesi’nde iktisat okumuş. Her başarılı iktisatçının da yapacağı gibi bir bakkal dükkânı açmış. İşler yolunda gitmeyince, 1950’lerin favori işi yayıncılık yapmaya başlamış. Refik Erduran ile beraber Çağlayan Yayınevi’ni kurmuş. Aynı zamanda Tef namlı mizah dergisini çıkarmaya başlamış. En büyük süksesini Kemal Tahir’e mi çevirttikleri, yoksa onun mu çeviriyormuş gibi yaparak yazdığı Mayk Hammer kitap serisiyle yapmış.

Her nasıl olduysa, bu işten bile alınların akıyla batarak çıktıktan sonra. Türkiye’nin ilk girişimcilerinden biri olmaya karar veren Eğilmez, Almanya’da mı gördüğü langırt masalarını, Türkiye’ye getirtmeye başlamış. Bu işte de (neyse ki) tutanamayan Eğilmez, son durağı olan yönetmenlik ve yapımcılık mesleğine 1961’de Efe, 1964’te Arzu Film’i kurarak başlamış. İyi de yapmış.

Hakkındaki binlerce efsane arasında, sette sert ve uzlaşmaz olduğuna ama dışarıda utancından çorap almaya bile gidemediğinden, Ayşen Gruda’yı sete ayak işleri yapması için 15 gün boyunca çağırdıktan sonra, ancak kamera önüne koyduğuna kadar ikilikler var. Belki de, bundan olsa gerek filmlerindeki ani dönüşler, ikircikler, zıtlıklar…

Anlatanların yalancısıyım, bir gün Münir Özkul’la birlikte zoraki bir söyleşiye katılmış Eğilmez. Zaten ortam ağır ve sıkıcı, bunaltıdan bir köşeye çekilmiş, ağır ağır da bir cigara sarmış, tüttürmeye başlamış. O sırada konuşma yapan devletin ağır toplarından vali, uyarmadan edememiş: “Biraz ayıp olmuyor mu beyefendi?” Eğilmez’in zaten canı burnunda, bir de bu laf gelince daha da sinirlenip bağırmış: “Vali bey, Vali bey. O kadar seviyorum ki bu mereti, götüme sokasım geliyor!”

Favorileri oyuncuları başta arasında Adile Naşit olmak üzere, Münir Özkul, Ayşen Gruda, Kemal Sunal, Halit Akçatepe, İlyas Salman ve Şener Şen var. Onlar mı Eğilmez’i büyüttü, Eğilmez mi onları belki de sorulmaz ama kesin olan hep beraber çocukluğumun güzel geçmesini sağladılar. Biraz geç de olsa, doğum günün kutlu olsun Ertem Eğilmez!

Kategoriler

Şapgir