Ani zamana direniyor

Ani Ören Yeri’nde bulunan Surp Pırgiç Kilisesi ve Ani Katedrali’nin korunması ve restorasyonu için hazırlanan projeler, 21 Mart Cuma akşamı, Ermeni Mimar ve Mühendisler Dayanışma Derneği (HAYCAR) tarafından Surp Vartanants Kilisesi’nin Nazar Şirinoğlu Salonu’nda düzenlenen bir toplantıyla tanıtıldı

LORA SARI
lorasari@agos.com.tr

Ani Ören Yeri’nde bulunan Surp Pırgiç Kilisesi ve Ani Katedrali’nin korunması ve restorasyonu için hazırlanan projeler, 21 Mart Cuma akşamı, Ermeni Mimar ve Mühendisler Dayanışma Derneği (HAYCAR) tarafından Surp Vartanants Kilisesi’nin Nazar Şirinoğlu Salonu’nda düzenlenen bir toplantıyla tanıtıldı. Ani’de yürütülen projelere katılan restoratör mimar Yavuz Özkaya’nın, sunumunda, Surp Pırgiç ve Ani Katedrali uygulamalarının yanı sıra, Ani’nin tarihine, bugüne kadar burada yapılan restorasyon projelerine ve 2006’dan beri Kültür Bakanlığı denetiminde yürütülen çalışmalara dair bilgiler verdi.

Özkaya, Ani’deki restorasyon çalışmalarından önce, Ani’deki yapıların içinde bulunduğu durumu şu sözlerle anlatıyor: “Yüzyıllardır insan eliyle süregiden tahribatın yanı sıra, büyük depremlerin de yaşandığı Ani’de ayakta kalmayı başarabilmiş, son derece kırılgan anıtların varlıklarını sürdürebilmeleri için pek çok açıdan incelenmeleri, belgelenmeleri, anlaşılmaları, kısmi olarak ya da toptan yok olmamaları için pek çok çalışmanın ve araştırmanın yapılması gerekiyordu.”

2006-2009 yılları arasında, Ani’deki Tigran Honents Kilisesi’nin ve Manuçehr Camii’nin koruma projelerinde de yer alan Özkaya, bu projelerin tamamlanıp uygulamaya konmasından kısa bir süre sonra, Surp Pırgiç ve Surp Krikor Abuğamrents kiliselerinin korunması için yürütülen projelerde de çalışmış. Bu proje kapsamında, 1999’da bahtsız bir ‘restorasyon’ geçirmiş olan Pakraduni Sarayı da güçlendirilmiş.

Surp Pırgiç ve Ani Katedrali için, 2010’da, Dünya Anıtlar Fonu uzmanları ile Kültür Bakanlığı tarafından imzalanan protokol çerçevesinde, Amerikan Büyükelçiliği Fonu’nun desteğiyle, 2012’den beri çeşitli çalışmalar yapılıyor. Özkaya, katedralin projesinin tamamlandığını ve uygulamasının başladığını, Surp Pırgiç Kilisesi’nde ise çok zahmetli bir çalışma yürütüldüğünü belirtiyor.

Ani’de ilk çalışmalar

St. Petersburg Bilimler Akademisi’nin himayesinde, Nikolai Marr ve aralarında, arkeolog, fotoğrafçı, ressam ve mimarların da bulunduğu uzman bir ekip, 1892-94, 1904-17 yılları arasında Ani hakkındaki temel bilgileri oluşturan, kazı, belgeleme, kitabelerin tam tercümesi gibi ilk bilimsel çalışmaları yaptı. 1965’te Kemal Balkan ve Orhan Sümer ile Ani’de tekrar başlayan araştırma kazıları, 1988-2006 yılları arasında Beyhan Karamağaralı’nın başkanlığında devam etti. Kuzey sur duvarlarında ve saraydaki talihsiz restorasyon da bu dönemde yapılmıştı. Ani 2006’da askeri bölge statüsünden çıkarılarak Kültür Bakanlığı’nın denetimine geçti.

Surp Pırgiç’in statiği vahim

Surp Krikor Abuğamrents Kilisesi için “Bıraksanız yüz yıl daha ayakta kalır” diyen Özkaya, aynısını Surp Pırgiç Kilisesi için söyleyemiyor. Kutsal Haç’ın bir parçasını muhafaza etmek üzere 1035’te inşa edilen kilise, dünyada, statik açıdan en vahim durumda olan yapılardan biri. Kilisenin 1130’lardan beri olduğu bilinen bir çatlağı, 1957’de doğu yarısının tamamen yıkılmasına sebep olmuş. Kalan yarı birkaç derin çatlakla ayakta kalmaya çalışıyor.

Kazı ve envanter çalışmalarının tamamlanmasıyla acil geçici önlem çalışmaları yapan ekip, önümüzdeki üç sene boyunca güçlendirme çalışmalarına da devam edecek. Yapının ayrılma noktasının batı duvarındaki merdiven boşluğu olduğunun farkına varılmasının ardından, batıdaki merdiven iç duvarı, bazı taşlar ve kitabenin de bir parçasının çökmesi üzerine, geçici bir iskele vasıtasıyla önlem alınmış. Ancak, bu ayrılmanın devam ederek daha büyük bir yıkıma yol açma ihtimali göz önünde bulundurularak, yapının kalan yarısının bu kış da ayakta kalabilmesi için çelik güçlendiriciler eklenmiş.

Katedralin kubbesi tartışmalı

989’de mimar Dırtad tarafından inşa edilen, görkemli gotik yapı Ani Katedrali’nin 1319’daki bir depremde yıkılan kubbesinin yeniden inşası için kollar sıvandı. Özkaya ve ekibi, Marr’ın da ekibinde yer alan mimar Toros Toramanyan’a ait birtakım belgelerden ve Kars Müzesi’nde bulunan ve katedralin kubbesini tanımladığını düşündükleri bir heykelden yararlanarak bir kubbe tasarladı. Özkaya, kazı ve envanter çalışmaları, çatıların temizlenmesi, katedralin batı-güney duvarlarının arasındaki ayrılma noktasına geçici bir iskeletin kurulması, güçlendirme, çatıdaki kiremitlerin aslına uygun olarak tamamlanması ve tahribatı engelleyici önlemlerin alınması gibi çalışmaların katedralde de uygulandığını belirtti. Geçen Ağustos’ta başlayan ve kısa süre önce biten kazı çalışmaları sırasında, katedralin güney tarafındaki mezar taşlarında ciddi deformasyonlar olduğun fark ettiklerini söyleyen Özkaya, bu bulgunun kubbenin nasıl yıkıldığına dair ipuçları vereceğini belirtti.

Kategoriler

Güncel Türkiye

Etiketler

ANI Yavuz Özkaya