Ermenileri kim hatırlıyor ki evladım?

Serdar Korucu, ‘Parçalanmış Ermenistan’ın izini sürdü…

SERDAR KORUCU

Dünya kamuoyunun gündemine Ermeni Soykırımı’nı ilk taşıyanlar arasında yer alan, tehcirden kurtularak ABD’ye gitmeyi başaran Arşaluys Mardiganyan’ın anlatılarından oluşan ünlü kitap ‘Parçalanmış Ermenistan’ geçen ay Türkçeye çevrildi. Ancak bugün Mardiganyan ailesinin köklerinin olduğu Çemişgezek’in merkezinde Ermenilere dair tek bir iz bile kalmamış durumda.

Çemişgezek’ten Malatya’ya, Diyarbakır’dan Urfa’ya, Tunceli’den Erzurum’a uzanan bir hayat hikâyesi Arşaluys Mardiganyan’ınki. Onu mucizevî şekilde hayatta kalan diğer Ermenilerden ayıransa ABD’ye kaçacak kadar ‘şanslı’ olması ve yaşadığı acıları önce, 1918’de ‘Paramparça Ermenistan’ adıyla bir kitaba ardındansa ‘Ruhların Satışı’ isimli sinema filmine dönüştürebilmesi.

6 Şubat 1994 yılında 96 yaşında vefat eden Arşaluys Mardiganyan’ın ölümünün 20. yıldönümünde Diran Lokmagözyan tarafından Türkçeye çevrilen ve Pencere Yayınları tarafından basılan kitabı raflarda yerini aldı. Ancak Mardiganyan’ın doğum yeri Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde bugün Ermenileri hatırlatan tek bir iz bile yok.

Bugün ne Mardiganyan ailesinin evi, ne bir kilise ne de komşularının yaşadığı Ermeni mahallesi ayakta. Molozların üstüne inşa edilen evler dört bir yanı süslüyor Çemişgezek’te. Arşaluys’un 14 yaşındayken kopartıldığı yerin sokak aralarına saklanan birkaç tarihi eser ise İslam mimarisine ait.

Mardiganyan ailesinin yaşadığı dönemde Mamuret-Ül-Aziz’e yani Elazığ’a bağlıyken bugün Tunceli il sınırları içinde yer alan Çemişgezek’in geçmişine dair belediyelerin internet sitelerinde de bölgenin Ermeni geçmişiyle ilgili herhangi bir bilgi bulunmuyor.

Tunceli Belediyesi bölgenin geçmişine dair hiçbir bilgiye internet sitesinde yer vermezken seçimden önce AK Partili olan Çemişgezek Belediyesi ise soykırıma hiç değinmeden, sadece Ermenilerin Ruslarla işbirliğini anlatıyor. Siteye göre Çemişgezek’te yaşayan Ermeniler,(nedendir bilinmez) Rus askerlerine yardımcı olmaya karar veriyor, Dersim aşiretleri de delaletle bu çıkışa destek veriyordu:

“Bölgede askerin olmayışı, Ermenilerin kışkırtması ve Dersim aşiretlerinin de delaletiyle bir Rus askeri keşif kolu Ermenilerin refakatinde Çemişgezek önlerine kadar gelmişlerdi. Takvimlerin 1915 yılını gösterdiği bu tarihlerde Albay Halid Bey komutasındaki 36. hafif süvari alayı Çemişgezek’ in kuzeyinde Rus kuvvetleriyle karşılaşır ve onları bozguna uğratır. Bundan bir yıl sonra 5 Mart 1916 tarihinde ise Hamidiye Alayları ve milislerden oluşan kuvvetler Erzincan’a ilerleyen Rus kuvvetlerini Çemişgezek yakınlarındaki Eşek meydanında bir kez daha bozguna uğratırlar. Rusya’nın I. Dünya Savaşı’ndan çekilmesi üzerine bölgeye Rusların silah verdiği Ermeniler girmişlerdir. Bunlara karşıda Çemişgezek halkı başarılı mücadeleler yapmıştır.”

Çemişgezek halkı ise Ermeniler için bu kadar ‘keskin’ konuşmuyor. Onların bir zamanlar burada var olduklarını, beraber yaşadıklarını kabul ediyor önce. Hepsi bir hatırasını anlatmaya yelteniyor. Ancak hayal meyal. Unutulmuş ya da unutulmak istenmiş. Bu nedenle uzun bir sessizlik oluyor konu Ermenilere gelince.

Sohbet sırasında yaşlı bir amca alıyor sözü ve tarihin sayfalarında kalan bir cümleyi bilmeden bu kez Çemişgezek Ermenileri için tekrarlıyor: Ermenileri kim hatırlıyor ki evladım?

Kategoriler

Güncel Azınlıklar