‘Tasarlamayı gerçekten seven, mutlaka iyi bir yere varacaktır’

Altın, gümüş ve pırlantayla hayal güçlerini birleştiren kadın tasarımcılara bu sayfada yer vererek, onların başarı hikâyelerini kendi ağızlarından dinleyeceğiz. İlk haftamızın konuğu, aslen mühendis olan Nadin Vanlıoğlu Taş. ‘NAJewels’ markasının yaratıcılarından Nadin Vanlıoğlu Taş, babası ve amcasından devraldığı kuyum geleneğini, kendi çağdaş tasarımları ile sürdürmenin mutluluğunu ve gururunu yaşıyor.

KARİN BAL
karinbal89@gmail.com

Genetik olarak sanata yatkınlığımız ve bakış açımızdaki özgünlük, bir nebze de olsa farklı olmamızı sağlıyor. Genelde işleri erkeklerin devam ettirmesine alışılmış olsa da, kadın tasarımcılarımızın bu bayrağı devralmaları gerçekten gurur verici...

Kuyumculuk ve takı tasarımı, asırlar boyu, bu topraklarda sanatkâr ve zanaatkâr kimlikleriyle tanınan Ermenilerin elinde şekillendi. Ancak, günümüzde sayıları günden güne azalan Ermeni ustalar, bu mesleğin belki de son temsilcileri. Öte yandan, son yıllarda, özgün butik takı tasarımlarıyla adlarını sıkça duymaya başladığımız kadın tasarımcılar, bayrağı erkeklerden devralacak gibi görünüyor. Altın, gümüş ve pırlantayla hayal güçlerini birleştiren kadın tasarımcılara bu sayfada yer vererek, onların başarı hikâyelerini kendi ağızlarından dinleyeceğiz. İlk haftamızın konuğu, aslen mühendis olan Nadin Vanlıoğlu Taş. ‘NAJewels’ markasının yaratıcılarından Nadin Vanlıoğlu Taş, babası ve amcasından devraldığı kuyum geleneğini, kendi çağdaş tasarımları ile sürdürmenin mutluluğunu ve gururunu yaşıyor.

  • Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

İstanbul doğumluyum. İlkokulu Topkapı Levon Vartuhyan’da, ortaokulu Esayan’da, liseyi Nişantaşı Anadolu Lisesi’nde okudum. Ardından İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. Bir dönem HAYCAR’ın Yönetim Kurulu’nda aktif rol aldım. Üniversiteyi bitirdikten sonra, Kapalıçarşı’da kuyumculuk yapan babamın yanında çalışmaya başladım. 2011’de bir arkadaşımla birlikte takı tasarımı yapmaya başladık ve kendi markamızı kurduk. Bugüne dek 15 farklı koleksiyon oluşturduk.

  • Takı tasarlamaya nasıl karar verdiniz?

Çocukken de yaratıcılığımı kullanmak, resim çizmek, el işi bir şeyler yapmak, dans etmek gibi isteklerim vardı. Bir dönem Maral Dans Topluluğu’nda dans ettim. 2010’da üç arkadaşımla birlikte Jabaven Events’i kurduk. Ufak çaplı kutlamalar, organizasyonlar için süslemeler yapmaya başladık. 2011’de ortağım Aslınaz Kazaz’la birlikte kendi markamızı yaratmak üzerine düşünmeye başladık. Aklımda oluşturduğum çizimler vardı. Markamıza, Farsçada ‘ilk bakış’ anlamına gelen Nazra ismini verdik, sonra bunu NAJewels olarak değiştirdik – ‘Nadin Aslınaz Jewels’ın kısaltması...

  • Profesyonel olarak hazırladığınız ilk takı hangisiydi?

Özge Özpirinççi’ye ‘Anadolu Kartalları’ filminin galasında takması için hazırladığım F16 şeklinde bir yüzüktü. Gala iptal olunca, yüzüğü Beyaz Show’a çıktığında kullandı. Üzerinden iki sene geçmesine rağmen hâlâ mail atıp bu yüzükten isteyenler var ve bu beni çok mutlu ediyor.

  • Koleksiyonlarınızı ne tür temalar üzerine kuruyorsunuz?

‘Çerçeve’ adlı koleksiyonumuz, “En değerli varlığınız teninizdir. Teninizi çerçeveleyin” mottosu üzerine kurulu. ‘Tılsım’ koleksiyonumuzda yedi adet sembol kullandık: Şans ve bereketi simgeleyen at nalı, fil, yıldız, Fatma’nın eli, göz, yonca ve meşe palamudu. ‘Melek&Şeytan’ koleksiyonumuzda ise içimizdeki iyilik ve kötülüğün dengesini sembolize eden melek haresi ve şeytan kuyruğunu harfler üzerine uyarlayarak kolyeler ve yüzükler hazırladık.

  • Tasarımlarınızda hangi malzemeleri kullanıyorsunuz?

Yoğun olarak 14 ayar pembe altın kullanıyoruz. Hem daha uygun fiyatlı olsun, hem de yaz aylarında rahat kullanılsın diye, bir gümüş koleksiyonu da oluşturduk. Bu sene ise pırlantanın kullanıldığı ürünlere ağırlık vereceğiz. Gene günlük olarak takılabilecek ama pırlanta formlu takılar olacak.

  • Tasarım dışında, atölyede de kendiniz mi çalışıyorsunuz?

Genelde önce çizimleri elde hazırlayıp, sonrasında bilgisayarda çiziyorum ama geri kalan aşamalarda takı benim elimden geçmiyor ne yazık ki. Henüz yolun başındayım, diğer kademelere geçebilir miyim bilmiyorum. Şu an sadece elde mum üzerinde çalışabiliyorum.

  • Babanızın kuyumcu olmasının size faydası oldu mu?

Babam ve amcamın Kapalıçarşı’da birlikte çalıştıkları aile şirketleri var. Babam sadekâr, amcam ise mıhlayıcı. Hem onların ufak yaşlardan itibaren sahip oldukları tecrübelerden yararlandım, hem de bir atölyemiz olmasının avantajlarını kullandım. Bu sayede, hızlı yol alabildik. Ayrıca, onların desteğini hep arkamda hissettiğim için kendimi çok şanslı görüyorum.

  • Toplumumuzda kuyumculuk denince akla hep erkek tasarımcılar geliyor ama son dönemde takı tasarımında kadınların sayısında hızlı bir artış var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bir nevi baba mesleğimiz olan kuyumculuk, son zamanlarda Ermenilerin elinden yavaş yavaş kayıyor. Genetik olarak sanata yatkınlığımız ve bakış açımızdaki özgünlük de, sanırım, bir nebze de olsa farklı olmamızı sağlıyor. Genelde işleri erkeklerin devam ettirmesine alışılmış olsa da, kadın tasarımcılarımızın bu bayrağı devralmaları gerçekten gurur verici.

  • Tasarımlarınıza nereden ulaşabiliriz?

Tasarımlarımız, Beymen’in İstinye Park, Zorlu AVM, Aqua Florya, Nişantaşı, Erenköy ve Akasya mağazalarında satılıyor. İnternette, lidyana.com sitesinde yer alıyoruz. Yakında kendi internet sayfamızdan da satış yapmayı planlıyoruz. Bunun için yapılandırma çalışmalarımız sürüyor. İleri aşamalarda kendi mağazamızı açmayı da istiyoruz ama şu an bunun için çok erken. Öncelikli olarak, bu yıl yurtdışına açılma planımız var.

  • Takı tasarımı yapmak isteyen gençlere neler tavsiye edersiniz?

Yeteneklerine inanıyorlarsa bu işe başlasınlar. Sektörde o kadar çok emek hırsızı var ki, her an taklitler oluşabiliyor. Tasarımları kopyalıyorlar. Sektörde bir tasarım kirliliği var. Doğru kişilerle çalışmak, derdini doğru anlatabilmek de çok önemli. Kendi hayal gücüne inanmak ve özgün olmak gerekiyor. Tasarlamayı gerçekten seviyorlarsa peşinden gitsinler, mutlaka iyi bir yere varacaklardır.


“Birçok kişi Adriana Lima’nın taktığı kolyemizden istedi”

  • Bugüne kadar hangi ünlü isimlerle çalıştınız?

Adriana Lima, Gülben Ergen, Özge Ulusoy, Özge Özpirinçci, Aslıhan Güner, Bade İşçil, Merve Boluğur, Engin Altan Düzyatan, Bengü ve ‘Kuzey Güney’ dizisi oyuncuları tasarımlarımızı kullandı.

  • Adriana Lima gibi dünyaca ünlü bir modelin, sizin tasarladığınız bir takıyı kullanması nasıl mümkün oldu?

Adriana Lima 2011’de Acun Ilıcalı’nın bir programı için Türkiye’ye gelmişti. O dönemde koleksiyonumuzu yeni çıkarmıştık ve kendimizi tanıtmaya ihtiyacımız vardı. Acun’un yanında çalışan bir arkadaşımız aracılığıyla Adriana’ya ulaştırdık kolyemizi. Programda takmayınca beğenmediğini düşündük. Ülkesine döndükten bir ay sonra çıkan bir haberde yer alan fotoğrafta, Lima’nın boynunda kolyemiz vardı. Victoria’s Secret defilesinde de kolyemizi taktı. ‘Adriana Lima Türk tasarımcıların kolyesini takıyor’ diye haberler çıktı; bu şekilde Türkiye’de de dikkatleri çektik. Hatta birçok kişi ürünlerimizin satıldığı mağazalara gidip, Lima’nın taktığı kolyeden istedi.

Kategoriler

Toplum Fark Yaratanlar