Bu anma günü size de ait

“Türkiye toplumuna ‘Bu anma günü size de ait’ demek istiyorum. Siz katılmadan ve bugünü tanımadan, bizler toplum olarak iyileşemeyiz.”

ERİC NAZARİAN

ERİC NAZARIAN: 1976’da Yerevan’da doğan Eric Nazarian, küçük yaşta ailesi ile birlikte Kaliforniya’ya göç etti. Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde sinema ve televizyon eğitimi aldı. 2008 yılında çektiği ilk uzun metrajlı filmi ‘The Blue Hour’ San Sebastian film festivalinde prömiyerini yaptı ve Yerevan Altın Kayısı Uluslararası Film Festivali’nde büyük ödüle layık görüldü. 2010 yılında İstanbul Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında yedi yönetmenin çektiği kısa filmlerden oluşan ‘Unutma Beni İstanbul’ projesi için çektiği ‘Bolis’ adlı filmde, İstanbul’a gelen Ermeni bir ud sanatçının, ailesinin izlerini arayışının öyküsünü anlattı. 

24 Nisan 1915 günü Twitter, Facebook ya da YouTube var olsaydı, 99 yıldır yankılanan, bu trajik günün bastırılmış çığlıkları kolayca duyulmuş olacaktı. Şayet Armin T. Wegner bir iPhone sahibi olsaydı, çektiği fotoğraflar internette paylaşılır ve çabucak 20. yüzyılın bu ilk soykırımının yüzü olurdu.  Ne trajik ki, 99 yıl önce yaşanan bu karanlık bahar günü, yalnızca hükümet tarafından tutulan gizli belgelerde kayıtlı ve bir de Ermenilerin toplumsal belleğinde. İşte bu yüzden, her sene aynı gün birlikte ayakta durmaya devam ediyoruz. Hikâyeleri paylaşmak, görselleştirmek, iyileşebilmek için ortak bir kimlik yaratmak ve 20. yüzyıl boyunca dünya genelinde tekrarlanan bu insanlığa karşı suç için adalet talep etmek...

Türkiye toplumuna “Bu anma günü size de ait” demek istiyorum. Siz katılmadan ve bugünü tanımadan, bizler toplum olarak iyileşemeyiz. Toplum olarak iyileşmek mümkün mü? Anlamlı diyaloglarla, bu korkunç trajedinin yarattığı kısa ve uzun vadeli sonuçları kabullenerek geçmişle ve soykırımla açık bir şekilde yüzleşerek. Bugün, hakkaniyetli Türklerin anısına ve onların kurtardığı hayatlara da ait.

24 Nisan, dünya genelindeki Ermeniler için bir anma ve düşünme günü. Bugün, yeni fikirler ortaya atan, kültürümüze etki etmiş, meşhur yazar, sanatçı, entelektüellerin susturulduğu gün. Kalemler kılıçlarla kesildi. Lakin barış için kullanılan kalemler yeniden doğrulacak ve aynı Hrant Dink’in bizlere öğrettiği gibi barış ve adalet adına gerçeği haykıracak.     

 


This day of commemoration also belongs to you

Eric Nazarian

If there was Twitter, Facebook or YouTube on April 24, 1915 the world would have been quickly alerted to this tragic day's silenced cries that have been echoing for ninety-nine years. If Armin T. Wegner had an iPhone, his images would have been shared on the Internet, becoming the immediate face of the first genocide of the 20th century. Tragically, this black spring day 99 years ago was recorded only in the classified government files of those arrested and in the collective memories of Armenians. That's why we continue to stand together on this day. To share stories, to visualize, to construct a common identity for healing and to demand justice for this crime against humanity that has tragically been repeated throughout the 20th century around the world. I would like to say to the Turkish people that this day of commemoration also belongs to you. Without your participation and acknowledgment of this day, we cannot heal collectively. Is collective healing possible? We must try through meaningful dialogue and facing the past and the genocide openly by acknowledging the immediate and long-term consequences of this terrible tragedy. This day also belongs to the memories of the righteous Turks whose names we have yet to learn and the lives they saved. April 24 is a day of commemoration and reflection for Armenians worldwide. It is the day when prominent writers, artists, intellectuals - those who generated new ideas and played an active role in culture - were silenced. The pens were cut down by the swords. But the peaceful pens will always rise up again and disseminate truth in the name of peace and justice as the late Hrant Dink taught us.


99 Տարի Առաջ Այսօր

Էրիք Նազարեան

Եթէ Ապրիլ 24, 1915-ին Թուիթըր, Ֆէյսպուք կամ Իութուպ ըլլար աշխարհը շուտով պիտի ահազանգէր այս ողբերգական օրուան լռեցուած ճիչերուն, որ 99 տարիէ ի վեր կ'արձագանգեն: Եթէ Արմին Վակնէրը iPhone ունենար, անոր նկարած նկարները համացանցի վրայ պիտի տարածուէին եւ ան 20-րդ դարու առաջին ցեղասպանութեան ուղղակի դէմքը պիտի դարնար: Դժբախտաբար 99 տարի առաջ այս սեւ գարնան օրուան մասին արձանագրուած է միայն ձեռբակալուածներու կառավարական գաղտնի փաստաթուղթերուն մէջ եւ հայերու հաւաքական յիշողութեան մէջ: Անոր համար մենք այսօր կողք կողքի կանգնած ենք: Իրար հետ մեր պատմութիւնները կիսելու, պատկերացնելու եւ կառուցելու համար ընդհանուր ինքնութիւն մը՝ բուժելու եւ արդարութիւն պահանջելու մարդկութեան դէմ գործուած այս ոճիրէն, որ ողբերդականօրէն կը կրկնուի աշխարհի տարբեր մասերուն մէջ 20-րդ դարուն: Ես Թուրք ժողովուրդին կ'ուզեմ ըսել, որ այս ոգեկոչումը նաեւ իրենց կը պատկանի: Առանց ձեր մասնակցութեան եւ ճանաչման մենք հաւաքականօրէն չէնք կրնար բուժուիլ: Հաւաքական բուժումը կարելի՞ է: Պէտք է զայն փորձել իմաստալից երկխօսութեամբ, անկեղծօրէն առերեսուելով անցեալի եւ ցեղասպանութեան իրողութեան հետ՝ ճանչնալով այս ահաւոր ողբերգութեան ուղղակի եւ երկարաժամկէտ հետեւանքները: Այս օրը նաեւ կը պատկանի արդար թուրքերուն, որոնք շատ կեանքեր փրկեցին եւ անոնց անունները դեռ մենք պէտք է սորվինք: Ապրիլ 24-ը ոգեկոչման եւ անդրադարձներու օր է աշխարհասփիւռ հայութեան համար: Այս այն օրն է, որ լռեցուցին այդ առաջատար գրողներուն, արուեստագէտներուն, մտաւորականներուն, որոնք նոր միտքերու հեղինակներ էին եւ մշակոյթի մէջ աշխոյժ դերակատարութիւն ունէին: Գրիչները սուրերով կոտրեցին, սակայն խաղաղասէր գրիչները միշտ ետ ոտքի պիտի կանգնին եւ ճշմարտութիւնը տարածեն՝ յանուն խաղաղութեան եւ արդարաութեան, ինչպէս որ ողորմած Հրանդ Տինքը կը մտածէր:

Kategoriler

Güncel Diaspora