‘Başka bir dünya mümkün’ün ispatı

Anarşizmin en önemli teorisyenlerinden Pyotr Kropotkin’in ‘Tarlalar, Fabrikalar ve Atölyeler’i pek çok siyasi düşünce tarihi uzmanı tarafından 19. yüzyılın en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir. Anarşist düşüncenin bu kült kitabı 1888-90 arasında yayımlanan bir dizi makaleden oluşur, kitap olarak yayımlanması ise 1899’u bulur

 

ARAKEL ARMADYAN

Anarşizmin en önemli teorisyenlerinden Pyotr Kropotkin’in ‘Tarlalar, Fabrikalar ve Atölyeler’i pek çok siyasi düşünce tarihi uzmanı tarafından 19. yüzyılın en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir. Anarşist düşüncenin bu kült kitabı 1888-90 arasında yayımlanan bir dizi makaleden oluşur, kitap olarak yayımlanması ise 1899’u bulur. Tolstoy’dan Gandi’ye ve Mao’ya kadar pek çok düşünür ve siyaset adamını derinden etkileyen kitabın elimizdeki baskısının ise bambaşka bir önemi var. Kropotkin düşüncesini çok iyi bilen Colin Ward, her bölümün sonuna o bölümdeki argümanların günümüz dünyasında ne ifade ettiğini anlatan ayrıntılı bir ‘editörün eki’ yazmış. Böylece Kropotkin’in 120 yıl önce yazdıklarının günümüz dünyasında ne anlam ifade ettiğini çarpıcı örneklerle anlayabiliyoruz.   

Bütünlüklü bir yaşamın adım adım yok edilişi

Kropotkin bu eserinde işbölümü ve uzmanlaşmanın artık uluslar düzeyinde gerçekleştiği bir dünyada, kendine yeten, bütünlüklü bir yaşamın adım adım yok edilişinin öyküsünü ve nasıl yeniden kurulabileceğini anlatıyor. Tarım ile sanayinin eski çağlardaki gibi iç içe olduğu bir yaşamın küçük yerleşim yerlerinde yeniden mümkün olabileceğini ileri süren Kropotkin, bunların atölye ölçeğinde bütünleşmesini ve kendine yeter bir karakter taşıması gerektiğini savunuyor.

İnsan yaşamı ve faaliyetindeki her türlü bölünme gibi kafa ve kol emeğinin bölünmesini de reddeden Kropotkin, o büyük icatları yapanların ‘bilim insanları’ndan ziyade ustalar olduğunu, eski zamanların bütünlüklü ve tatminkâr yaşamının sırrının, bunları yaparken topraktan da kopmamakta saklı olduğunu hatırlatıyor. İktisat teorisindeki egemen anlayışları sorgulayan Kropotkin, devasa merkezi yapılardan arındırılmış, bütünlüklü bir yaşama, eğer istenirse, hemen yarın geçilmesinin mümkün olduğunu da örneklerle ortaya koyuyor.

Kropotkin’in kitabın sonuç bölümünde yer alan sözleri günümüzde de dünyanın her yerinde denenen bir yaşam biçimini resmediyor: “Birbirini izleyen binlerce yıl boyunca, insanın kendi yiyeceğini yetiştirmesi bir yük, neredeyse insanın lanetiydi. Ama artık böyle olmak zorunda değil. Her ürünün gerektirdiği toprağı, kısmen sıcaklığı ve nemi kendiniz oluşturursanız, bir ailenin yıllık yiyeceğini yetiştirmenin rasyonel tarım koşulları altında neredeyse başka işlerin arasında sadece bir değişiklik olarak yapılabilecek kadar az emek gerektirdiğini göreceksiniz. Toprağa döner ve kendinizi komşularınızın bakışlarından korumak için yüksek duvarlar dikmek yerine onlarla işbirliği yaparsanız; deneylerin zaten bize öğrettiklerini kullanırsanız ve çağrılara her zaman yanıt veren bilimi ve teknik yaratıcılığı yardıma çağırırsanız —savaş için neler yarattıklarına bir bakın— topraktan bol ve çeşitli ürün almanın ne kadar kolay olduğuna şaşıracaksınız. Çocuklarınızın yanınızda edinecekleri sağlam bilgilerin çokluğuna, zekâlarının hızlı gelişimine, canlı ve cansız doğanın yasalarını kavrama kolaylıklarına hayran olacaksınız.” 

Anarşist felsefenin uzunca bir süre yok sayıldığı, anarşizmin terörizmin eşanlamlısı olarak algılandığı Türkiye’de Kropotkin gibi derinlikli düşünürlerin kitaplarını nitelikli baskı ve çevirilerle Türkçeye kazandıran Kaos Yayınları’nı da tebrik etmek gerekiyor.

Kategoriler

Kitap ԳԻՐՔ