Getronagan Derneği'ne gençlerle taze kan

Ermeni toplumunun en köklü kurumlarından biri olan Getronagan Lisesi'nin önemli bileşenlerinden 'Getronagan Lisesi’nden Yetişenler Derneği',yönetime dahil olan genç isimlerle kan tazeledi. Aren Dadır, Kayane Gavrilof ve Aras Sarıçoban’la, yönetim kuruluna girme kararlarını ve yeni döneme ilişkin planlarını konuştuk.

 

Aren Dadır, Kayane Gavrilof ve Aras Sarrıçoban’la, derneğin projelerini konuştuk.

UYGAR GÜLTEKİN
uygargultekin@agos.com.tr

Ermeni toplumunun uzun yıllardır ayakta kalmayı başaran okul, vakıf ve dernek gibi kurumlarında bütçe sorunlarıyla birlikte gündeme gelen en önemli meselelerden biri de, insan kaynağı eksiği. Geleceğe yatırım yapmayı hedefleyen bütün kurumlarda genç yönetici arayışları devam ediyor. Bunlardan biri de, Ermeni toplumunun en köklü kurumlarından biri olan Getronagan Lisesi.

Kurumun en önemli bileşenlerinden olan Getronagan Lisesi’nden Yetişenler Derneği, geçen hafta yönetime dahil olan genç isimlerle kan tazeledi. Aren Dadır, Kayane Gavrilof, Tatyana Yulafçı, Aras Sarıçoban, Şila Arslan, Narod Avcı ve Nadin Kitapçıyan, dernek yönetiminin genç ve yeni isimleri.

Derneğin yeni yöneticileri Aren Dadır, Kayane Gavrilof ve Aras Sarıçoban’la, yönetim kuruluna girme kararlarını ve yeni döneme ilişkin planlarını konuştuk.

Kayane Gavrilof, 22 yaşında, İstanbul Üniversitesi Sinema ve Televizyon Bölümü öğrencisi. Sayat Nova Korosu’nda yönetici olarak yer alıyor. Tercümanlık yapıyor, Caritas’ta çalışıyor. Aras Sarıçoban, İstanbul Üniversitesi Biyoloji Bölümü mezunu. Beş yıldır, Getronagan Lisesi’nde Ermenice Din Kültürü öğretmenliği yapıyor. Müzikle ilgileniyor; koroya devam ediyor ve arkadaşlarıyla kurduğu bir müzik grubu da var. Aren Dadır ise Kadir Has Üniversitesi’nde Hukuk Fakültesi öğrencisi.

Kapı herkese açık

Dışarıdan kurumların da farklı projelerle yer alabildiği Getronagan Derneği, pek çok kişinin uğrak yeri olan bir sosyal mekân. Yeni yöneticilerin dernek yönetimine girmeye karar vermesinde bu durum etkili olmuş. Kayane Gavrilof, süreci şöyle anlatıyor: “Sayat Nova provaları için derneğe gelip giderdik. Bize, eskiden dernekte fotoğraf atölyelerinden sergilere kadar, çok çeşitli etkinlikler yapıldığı anlatılırdı.Benim Getronagan’la bağım hiç kopmadı zaten. Sonra dernek için bir şeyler yapma fikrini çevremde konuşmaya başladım. Benim gibi düşünenlerle bir araya geldik, eski yönetimle de görüşerek şimdiki yapıyı oluşturduk.”

Aren Dadır da, derneklerin kendileri için önemini şöyle dile getiriyor: “Okullar, dernekler ve vakıflarla ilgili, halihazırda bir düzen var. Ancak ne kadar sağlıklı çalıştıkları tartışılır. Yeni dernek ve vakıf yöneticileri okullardan çıkacak. Okul sonrasındaki ilk durak ise dernekler. Dernekler insanları bir araya getirebilir. Biz de bunun için göreve talip olduk. Toplumun bütün kurumlarında sorunlar var. Artık herkes elini taşın altına koymalı.”

‘Eski ve yeni arasında köprü şart’

Aras Sarıçoban, değişen hayat koşullarının da derneklere olan ilgiyi azalttığına dikkat çekerek, yönetici ekiplerin yenilenmesi gerektiğini belirtiyor: “Toplum, bireylerinin kendi kültürüyle haşır neşir olmasını sağlayacak enerjiyi üretemiyor. Bu akış sekteye uğradı. İnsanlar profesyonel yaşamları içinde böyle bir gönüllülüğün içine girdikleri zaman her şeyi kendi zamanlarına göre ayarlamak istiyorlar, dolayısıyla istenen sonuç alınamıyor. Başarılı olan dernekler var ama bunu sürekli hale getirmek gerek.  Eski yönetimlerle yeni yönetimler arasında bir köprü kurulması şart.”

‘Ermenice doğal olarak konuşulabilmeli’

Toplumun sorunları da genç yöneticilerin gündeminde. Gavrilof, en önemli meselenin dil sorunu olduğunu belirterek, çocukların Ermeni okullarından alınıp başka okullara gönderilmesini eleştiriyor: “Bir kültürü dil taşır. Arkadaşımla Ermenice konuştuğumda şaşırıyor, ‘Neden Ermenice konuşuyorsun?’ diyor. Oysa ikimiz de Ermeni’yiz; anormal olan, Ermenice konuşmamamız. Aileler çocuklarını Ermeni okuluna göndermek yerine özel kolejleri tercih ediyor ya da üçüncü sınıfta okul değiştiriyor. Çocuğa önce kolektif olma tadını veriyor, sonra da onu ortamından koparıyorsun. Bu ruhu ancak belli kurumlar verebilir, bunların başında da dernekler var.”

Genç yöneticiler, derneği toplumun sorunlarının ele alınacağı, entelektüel bir tartışma platformuna dönüştürmek istiyor. Bu konuda her türlü desteğe açık olduklarını ilan ediyor ve önce Getronaganlılara, sonra da bütün topluma net bir çağrıda bulunuyorlar: “Temizliğe gelene de, fikir verene de kapımız açık!”

Kategoriler

Toplum Okullar