‘Cennette klarnet çalıyorsun Selim!’

10 Mayıs günü aramızdan ayrılan Selim Sesler'i, dostu, kardeşi, müttefiki Fatih Akın, Agos için yazdı.

10 Mayıs Cumartesi günü, kalp yetmezliği tedavisi gördüğü hastanede yaşamını yitiren klarnet virtüözü Selim Sesler’in geniş kitlelerce tanınmasında, Fatih Akın’ın filmleri için yaptığı müziklerin yadsınamaz bir payı vardı. Yönetmenin kimi filmleri de, Selim Sesler’in büyülü müzii olmadan düşünülemezdi. Memleketi Keşan’da toprağa verilen ustayı, dostu, kardeşi, müttefiki Fatih Akın, Agos için yazdı.

Bu satırları yazarken, kulağım Selim Sesler’in müziğinde. Ne zaman benim için bir anlam ifade eden bir sanatçı öte dünyaya göçse, onun sanatının asla ölmeyeceği düşüncesiyle teselli ederim kendimi.

Müziğiyle, acıyı ve sevinci, ışık ve gölge gibi bir birlik içinde eritmeye çabalayan sevgili ağbim Selim. Filmlerimin müziği olan Selim. Benim için bir dosttu, bir müttefikti. Ve son zamanlarda birbirimizi yeterince görememiş olsak da, onu düşünmek beni muzipçe gülümsetiyor. Sayısız macera, sarhoşlukla geçen geceler, konserler, yara olana kadar dans eden ayaklar... Hepsi için ona teşekkür borçluyum. Müzik ruhun gıdasıysa, Selim beni en lezzetli yemeklerle şımarttı. Selim, cazdı!

Onu ilk kez 90’ların sonunda, Adnan Bilmemne Sokak’ta, eski Peyote’nin dar, kirli sahnesinde yaşadım. Punklar, çapulcular, varoluşçular, esrarkeşler, siyah elbiseler içindeki gizemli kadınlar için çalardı. O zamanlar, ‘Duvara Karşı’, başıbozuk bir fikir olarak kafamda dolaşıyordu; Selim, bu paçavraya bir beden, bir resim kazandırdı. Bir sürü yapboz parçasını bir biçime kavuşturdu.

Daha sonra Ada Müzik’ten bir CD satın aldım; Brenna MacCrimmon ve Selim Sesler’in ‘Karşılama’sı... Aslında CD’yi kapağı için almıştım. Bu çocuksu, naif fakat sıcak, oyunbaz kapakta, bana dokunan bir şey vardı. Ve Peyote’deki o müzisyeni tanıdım!

DJ’lik yaptığım zamanlarda ‘Keşan’a Giden Yollar’ı tekrar tekrar çalar, herkese göbek attırırdım. Shantel’in Balkan-beat’leriyle herkesi kendinden geçirmeye başlamasından önceydi bu. Sonra ‘Duvara Karşı’ geldi; Haliç kıyısında duran Selim ile orkestrası, filmin amblemi oldu.

‘İstanbul Hatırası’ filminin ayrılmaz bir parçası oldu. Filmle bir dünya turnesine çıktık. Cannes’da Salma Hayek’e, Javier Bardem’e ve daha kim bilir kimlere göbek attırdı.

İki yıl önce Babylon’da onun için bir yardım konseri yapılmıştı. Üzücü bir sebeple düzenlenmiş olsa da (sonuçta amaç, Selim’in kalbinin tedavi edilmesi için para toplamaktı), yine unutulmayacak, efsanevi bir gece yaşanmıştı.

Selim, şimdi cennette klarnet çalıyor ve meleklere göbek attırıyorsun. Orada dans etmeye devam edeceğiz!

Bana armağan ettiğin her şey için çok teşekkür ederim, ağbim.

Fatih Akın