Bir utangaç parçacık uzayın sırrını açık edebilir

NASA’nın Chandra isimli teleskobundan, uzayda gizemli X-ışınları gözlemlendiğinin haberi bilim çevrelerini heyecanlandırdı. NASA’da araştırmalar yapmış ve hâlihazırda Harvard’da astrofizik alanında çalışmalar yapan Dr. Esra Bülbül’ün adına ulaşınca onun aracılığıyla, uzayın esrarengiz boşluğunda biraz süzülelim istedik.

LORA SARI
lorasari@agos.com.tr

NASA’nın Chandra isimli teleskobundan, uzayda gizemli X-ışınları gözlemlendiğinin haberi bilim çevrelerini heyecanlandırdı. Haber, astrofiller, yani uzay sevdalıları tarafından da büyük merakla karşılandı. Evrenin en büyük sırlarından biri olarak yaşamaya devam eden karanlık maddenin bu gizemli ışınlarla bir ilişkisi olabileceği ihtimali, pek çok sırrı sır olmaktan çıkarabilir. Bu bulgunun kaynağına inildiğinde karşımıza, NASA’da araştırmalar yapmış ve hâlihazırda Harvard’da astrofizik alanında çalışmalar yapan Dr. Esra Bülbül’ün adı çıkıyor. Işınların ODTÜ’lü kâşifi Bülbül’ü bulmuşken, onun aracılığıyla, uzayın esrarengiz boşluğunda  biraz süzülelim istedik.

  • Uzayın sırlarını keşfetmek neden bu kadar önemli?

İçinde yaşadığımız evreni tanımak ve anlamak yalnızca bilim insanları için değil, insanlık için çok önemli. Uzayı anlamak hayatı anlamak demek. Galileo’dan, hatta Kopernik’ten önceki zamanı düşünün; insanlar dünyamızın evrenin merkezinde olduğunu düşünüyordu. O zamandan beri hayatı ve evreni anlamak konusunda ne kadar çok yol kat ettik. Bu keşifler hayata bakışımızı değiştirdi.

Uzay araştırmalarının teknolojiye olan katkısı yadsınamaz. Bu teknolojiler günlük hayatımızda yer alan birçok ürünün geliştirilmesinde kullanılıyor. Çevrenize bir bakın, günlük hayatta kullandığımız birçok ürün uzay araştırmaları sırasında keşfedildi, üretildi ve geliştirildi. En basit örnekleri mutfaklarımızda kullandığımız teflon, su arıtma sistemleri vs.

  • NASA’nın bizden bazı bilgileri sakladığına dair spekülasyonlar doğru mu?

Bunu bilmem imkânsız. Yabancı uyruklu araştırmacıların NASA’daki birçok binaya girmesi yasak. Ancak bilim alanında sakladıkları bir şey olduğunu düşünmüyorum. En azından benim çalıştığım bölümde böyle bir gizlilik yoktu.

Esra Bülbül 
  • X-ışınlarının uzayda işi ne?

Evrendeki birçok kaynak X-ışını yayıyor. Hatta bazıları optik ışıktan daha çok X-ışını yayar. Bu sebeple X-ışınları uzaya yeni bir pencere açıyor. Bunu en iyi galaksi kümeleri örneğinden anlayabiliriz. Galaksi kümelerinin optik gözlemlerine baktığınızda sadece birkaç galaksi görebilirsiniz ama aslında bu galaksilerin arasını dolduran çok sıcak ve yoğun bir gaz var. Aynı şekilde bizim galaksimizde de yoğun bir gaz kütlesi mevcut. Bu gazları optik teleskoplarla gözlemlemek mümkün değil. Ancak, X-ışını yaydıkları için, NASA ve Avrupa uzaya Chandra ve XMM-Newton adında, X-ışınlarını gözlemleyen teleskoplar fırlattı. Bu teleskoplar sayesinde gazı gözlemeyip içinde hangi elementleri barındırdığını çözebiliyoruz. Örneğin dişimizdeki kalsiyum, kanımızdaki demir, galaksi kümelerindeki bu gazın içinde de bulunuyor.

  • Gizemli X-ışınlarının karanlık maddeyle neden bir ilişkisi olabilir?

Biz, Perseus galaksi kümesi ve bundan ayrı 73 galaksi kümesinin spektrumunda bilinmeyen bir sinyale rastladık. Yaptığımız incelemeler sonucu bu sinyalin teleskop kaynaklı ya da bilinen atomlardan gelmediğini gördük. Galaksi kümelerinin büyük bir bölümü karanlık maddeden oluştuğu için bu sinyalin karanlık madde kaynaklı olabileceğini düşünüyoruz.

  • Sırrını çözdüğümüzde huzura kavuşacağımız bu karanlık madde nedir?

Karanlık madde evrenin %23’ünü oluşturan ve varlığını diğer objelerin üzerindeki çekim etkisinden bildiğimiz maddedir. Gayet utangaç bir parçacıktan oluştuğu için diğer maddelerle etkileşime girmez ve bize ışık göndermez. Bu yüzden de o evrenin en büyük gizemlerinden biri.

  • Bir ömür harcayıp cevap bulamama ihtimalinizin olduğu bir alanda çalışma yapmak nasıl bir his?

Sonuçlar beklenmedik çıktığında çok güzel hissettiriyor. Ama uzun zaman alan çok yorucu bir iş bu. İlk yıl çok sıkıntılı geçti diyebilirim. Çünkü ne aradığınızı, nerede aradığınızı bilmeden her gün analiz yapmak çok sıkıcı bir iş. Bu projeye başlarken bir şey bulacağımızı hiç düşünmüyordum. Ama sinyali gözledikten sonraki dönem çok eğlenceli geçti.

‘Bilim insanı hangi dine inanırsa inansın, objektif olmalıdır’

  • NASA ve Harvard hikâyeniz nasıl başladı?

ODTÜ’den sonra Alabama Üniversitesi’nde doktoraya başladım. Doktoram esnasında NASA’ya bağlı Marshall Uzay Uçuş Merkezi’nde çalıştım. 2012’de konuk araştırmacı kadrosunda görev almak üzere NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi’ne gittim ve burada X-ışını spektrumunda karanlık maddeyi çalıştım. Dört yıldır, Harvard- Smithsonian Astrofizik Merkezi’nde öğretim üyesi olarak çalışıyorum.

  •  Astronomiyle nasıl ilgilenmeye başladınız?

Astronomi her zaman ilgimi çekmiştir. Karanlıkta gökyüzüne bakıp, galaksinin merkezini gördüğünde duygulanan insanlardanım ben. Gece gökyüzüne bakıp anneme ‘Benim geleceğim orada’ dediğimi hatırlıyorum. Fizik okumayı hep isterdim. Astrofiziğe olan ilgimse lisansın ikinci sınıfında başladı.

  • Bir astronom için din veya Tanrı kelimeleri neler ifade ediyor?

Bir bilim insanı neye inanırsa inansın ya da hangi dine mensup olursa olsun objektif olmalıdır. Bu durum astronomlar için de böyle.

Kategoriler

Güncel Yaşam