Ayinesi iştir kişinin

2015 arifesinde İçeride ve dışarıda neredeyse eşzamanlı olarak gerçekleşen hamlelerin birbirine tezat doğası, ister istemez taziyenin kapsam ve etkisini sorgulatıyor. Dış dünyada her tür yöntemle tarihi gerçeği, bir halkın hakikatini inkâr ve ret üzerinden ilerleyen bir siyasetin, bu konudaki diğer adımları pragmatik siyasi hamleler olmaktan öteye bir anlam taşımayacak.

Türkiye’nin resmi devlet politikası 2015 arifesinde zikzaklı bir rotada ilerlemeye devam ediyor. Başbakan Erdoğan’ın 24 Nisan’daki taziye mesajı ile ivme kazanan süreç,  resmi tarih tezlerinin kalesi Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Metin Hülagü’nün istifası ve 'yeni' yaklaşıma uygun 'uluslararası itibarı olan' bir akademisyen arayışı ile devam etmişti.

Bu hafta ise İsviçre'nin Cenevre kentinde Birleşmiş Milletler Merkez Binası’nın yanında Ermeni Soykırımı'nda ölenlerin anısını yaşatacak olan 'Hafızanın Sokak Fenerleri' adlı eserin yapımının Türkiye Dışişleri'nden gelen baskılar ve çeşitli pazarlıklarla ertelendiği ortaya çıktı.

İçerde ve dışarda neredeyse eşzamanlı olarak gerçekleşen bu hamlelerin birbirine tezat doğası, ister istemez taziyenin kapsam ve etkisini sorgulatıyor. Dış dünyada her tür  yöntemle tarihi gerçeği, bir halkın hakikatini inkâr ve ret üzerinden ilerleyen bir siyasetin, bu konudaki diğer adımları pragmatik siyasi hamleler olmaktan öteye bir anlam taşımayacak.

Bu tabloya, AK Parti döneminde gerçekleşen gasp edilmiş azınlık vakıfları mülklerinin iadesine ilişkin olarak Sanasaryan Han konusunda gösterilen direnci de ekleyince, siyasi irade ve inandırıcılık daha da bulanıklaşıyor. Mahkemenin, mülkü, sahibi olan Türkiye Ermeni Patrikliği’ne iade etmeme kararı, taziyenin hemen ardından ve duruşma öncesi Başbakan Erdoğan’la yapılan görüşmede, hükümet tarafından verilen olumsuz yanıt anımsandığında, hukuki değil siyasi bir karar olarak ortaya çıkıyor.

Haliyle hükümetin bu konudaki inadının gerekçesi büyük merak konusu. Bu iadenin Sanasaryan Vakfı’na ait Sivas ve Erzurum’daki mülkleri de gündeme getirecek olması mıdır acaba sebep? Ne de olsa mülksüzleştirme ve Ermeni mallarının talan ve gaspı, soykırımın doğal bir sonucu olarak tecelli etmişti.

Dolayısıyla Ermeni meselesinde gösterilecek siyasi tutarlılık, en büyük samimiyet ve irade sınavı olarak ortada duruyor. Taziye mesajının, günlük hayatın dayattığı bu zor müfredattan hakkaniyetle geçebilmesini ümit ediyoruz.

Kategoriler

Dosya Başyazı