Kınalı panayır yeri oldu

Medz Bazar, “Latin Amerika’dan Yerevan’a uzanan bir esinle yaptıkları” ‘Kokoreç’ adlı şarkıyı çalıp söyledikten sonra izleyiciyi selamladı ama kimse konserin bittiğine inanmamıştı; zaten bitmedi de. Vomank’la birlikte ‘Kapama’yı seslendirip, bizi bayram sevinci içinde bıraktılar.

Medz Bazar, Türkçede ‘büyük pazar’ anlamına geliyor.
FOTOĞRAF • ERHAN ARIK

CEM KÖKLÜKAYA
cemkoklukaya@gmail.com

26 Temmuz Cumartesi akşamı Kınalıada’da Karagözyan Vakfı 100. Yıl Komitesi’nin düzenlediği, birinde İstanbul’dan, diğerinde Paris’ten arkadaşlarımızın yer aldığı iki grubun konserini izlemeye davetliydik. 19:40 vapurunda, denizin üstündeyken batırdık güneşi. ‘Arife gününde, bayram ayındaydık’ ama pek çok açıdan “Bayram gelmiş neyime, kan damlar yüreğime” diyecek haldeydik. Fıtratımız gereği “Ver elini karlı dağlar aşalım, bayramlaşalım” diyor, hep umuttan yana taraf oluyorduk. Çeşit çeşit takvimleri hazırlayanlar, yıldan yıla bayramların zamanlarına karar verenler, zaman mefhumuyla aramızı bozsalar da, umudumuzu besleyecek sürprizi bizden esirgememişlerdi. Pazar günü Vartavar, Pazartesi günü ise Ramazan Bayramı’ydı. Belki daha adını bile bilmediğimiz pek çok bayram da sıradaydı. Zaten Temmuz ayı da tam bu işe göreydi.

Adaya iner inmez, bizi konserin çığırtkanları karşıladı. Davullarla, sazlarla, adadakilere konserin yerini ve zamanını duyuruyorlardı. Coşkularının göreni heyecanlandırmaması imkânsızdı. Geçen haftaki Agos’ta Sarkis Seropyan’ın aktardığı gibi, eski Vartavar kutlamalarında evlerinden çıkmak istemeyenlere seslenen gençler gibiydiler: “Aç kapıyı, çık dışarı da ıslatalım, hem gelecek Vartavar’a kim öle kim kala...” Benim gördüğüm kadarıyla, kimse kimseyi ıslatmadı ama günümüz Türkçesinde, ‘ıslatmak’, bir şeyi kutlamak anlamında da kullanılabiliyor. Kınalıada, iskeleden itibaren, koca bir panayır alanı gibiydi. Herkes çığırtkanların peşinden konserin yapılacağı Top Sahası’na doğru yol alıyordu.

Sahneye önce ev sahibi Vomank çıktı.. İki yıl önce, Ermenice müzik yapmak için İstanbul’da kurulan Vomank’ın, kendi düzenlemeleriyle seslendirdiği geleneksel Ermenice şarkıların yanı sıra bugünün dertlerini ve sevinçlerini dillendirdiği besteleri de var. Sevinçlerimizi bu toprakların tüm dillerinde söze dökelim ki büyüsün, dertlerimiz de o denli çabuk çözülsün.

Halaygücü

Vomank’ın solisti Lara Narin, konsere gelmeden önce, ev ahalisi ona “konsere gelenleri ağlatmaması”nı salık vermiş. Dolayısıyla, tempo gittikçe yükseldi ve nihayetinde halaya vardı. Şimdilerde internet âleminde yapılan bir şaka var; Einstein’ın bir sözünden yola çıkarak, “Mantık sizi a noktasından b noktasına götürebilir, halaygücü ise her yere” diyorlar. ‘Halaygücü’ diye bir şey varsa, birlikte şarkı söylemek isteyenlerin bir arada durma ve birlikte dans etme gücüdür. Birlikte dans edemeyeceğimiz bir devrimi sorgulayanlarız biz.

Vomank’ın kurucularından Saro Usta, konserin ilk bölümünü, kardeşliğin şarkılarını söyleme arzumuzu dile getirerek ve Collectif Medz Bazar’ı takdim ederek bitirdi. Saro çok haklıydı; kardeşliğin şarkıları her dilde olabilir. “Keşke bu topraklarda doğmuş olmanın fıtratında, bu toprakların tüm dillerini doğuştan bilmek de olsaydı” dedirtti bu şarkılar.

İzlerken, işin teknik ve kurgusal boyutunu unutup, sahneye fırlamak istediğiniz ya da “Onlar da sahneden insin, aramıza katılsın” dediğiniz müzik toplulukları vardır. Collectif Medz Bazar böyle bir grup. Paris’te iki yıl önce bir araya gelmiş, Ermeni, Türkiyeli, Fransız, Amerikalı müzisyenler, müziği ve yenilmez bir umudu bir araya getirerek oluşturmuşlar grubu. İnanılmaz bir coşkuyla Ermenice, Arnavutça, Azerice, Türkçe, Kürtçe, Fransızca şarkılar çalıp söylediler. Gruptaki herkes, sahadakileri iştahlandırıp özendirircesine, şarkı söyleyebiliyordu. Enstrümanlar ve mikrofonlar elden ele dolaşıyordu. Bu gördüğümüz, topluluğun adında da zikrettikleri ‘kolektif’ ruhun ta kendisiydi.

Kokoreç ile kapama    

Medz Bazar, Türkçede ‘büyük pazar’ anlamına geliyor. Collectif Medz Bazar üyeleri, bu pazarı Diaspora’da kurduklarını özellikle belirtiyorlar. 18 Ağustos’a kadar sürecek, Türkiye ve Ermenistan’ı kapsayan bir turnedeler. Haftaya enstrümanlarını yüklenip Dersim yoluna düşüyorlar. Turnenin amacını, “Müziğimizin temelini oluşturan bölgelerle ve bu bölgelerin insanlarıyla, onların geçmişleri ve şimdiki yaşamlarıyla olan bağlarımızı kuvvetlendirmek istiyoruz. Onların gerçekliklerini kendi hayatımıza eklemek ve ortak çalışmamızın sonucu olanları da onlarla paylaşmak istiyoruz” sözleriyle anlatıyorlar. Ayrıca, bu turnenin farklı bölgelerdeki halklar ile Diaspora arasında insani ve sanatsal köprüler kuracağına ve mevcut köprüleri sağlamlaştıracağına inanıyorlar.

Kolektifin üç üyesinin Türkiye’den Ermenistan’a yapacağı seyahatin masrafları, Türkiye ve Ermenistan’dan sekiz sivil toplum kuruluşunun, Avrupa Birliği’nin desteğiyle oluşturduğu Ermenistan-Türkiye Normalleşme Süreci Destek Programı kapsamında verilen bir fonla karşılanacak. Medz Bazar, Gülbenkian Vakfı’nın kültürler arası diyaloğu desteklemek için yaptığı bir projeden de destek aldı.

Medz Bazar, “Latin Amerika’dan Yerevan’a uzanan bir esinle yaptıkları” ‘Kokoreç’ adlı şarkıyı çalıp söyledikten sonra izleyiciyi selamladı ama kimse konserin bittiğine inanmamıştı; zaten bitmedi de. Vomank’la birlikte ‘Kapama’yı seslendirip, bizi bayram sevinci içinde bıraktılar. Vomank’ın solisti Lara, şarkıya başlamadan önce, şarkının sözlerinin anlamını açıkladı; yaptığı kapama, eve gelen misafirlere yetmeyecek diye telaş eden bir kadının dilinden söyleniyordu bu şarkı. Keşke tek derdimiz bu olsaydı dünyada, ikramlıkların misafirlere yetmeyeceğine tasalansaydık bir tek...

‘Kaçtı güzelim konser’ demeyin

31 Temmuz, 20:00, Şehr-i Babil Cafe, Elazığ

1-4 Ağustos, Munzur Doğa ve Kültür Festivali, Dersim

5 Ağustos, Mardin

6 Ağustos, Surp Giragos Kilisesi, Diyarbakır

10 Ağustos, Vernisaj, Yerevan

11 Ağustos, Calumet, Yerevan

12 Ağustos, UPtown, Yerevan

13 Ağustos, Berlin Art Hotel, Gümrü

15 Ağustos, River Fest Armenia, Getamec

17 Ağustos, Şamşadin Bal ve Dut Festivali, Berd (Tavuş)

 

Kategoriler

Kültür Sanat Müzik