Rusya’da bir ‘fail-i meçhul’ gazeteci cinayeti daha

31 Temmuz günü Rusya’nın özerk Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’nin başkenti Nalçik’te kaybolan Çerkes gazeteci ve insan hakları aktivisti Timur Kuaşev, 2 Ağustos’ta Nalçik yakınlarında ölü bulundu. Kuaşev’in gazeteci ve aktivist kimliği ve Rusya’da son yıllarda sıkça duyulan ‘fail-i meçhul gazeteci cinayetleri’ haberleri, bu ölümün ardındaki soru işaretlerini arttırıyor.

EMRE CAN DAĞLIOĞLU
misakmanusyan@gmail.com

31 Temmuz günü Rusya’nın özerk Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’nin başkenti Nalçik’te kaybolan Çerkes gazeteci ve insan hakları aktivisti Timur Kuaşev,  2 Ağustos’ta Nalçik yakınlarında ölü bulundu. Kuaşev’in gazeteci ve aktivist kimliği ve Rusya’da son yıllarda sıkça duyulan ‘fail-i meçhul gazeteci cinayetleri’ haberleri, bu ölümün ardındaki soru işaretlerini arttırıyor.

Kovpolit ve Dosh adlı yayın kuruluşları adına Kuzey Kafkasya’da ve özellikle Kabardey-Balkar’daki davaları takip eden Timur Kuaşev, bu tür davalardaki usulsüzlükleri ve insan hakları ihlallerini dünyaya duyuran sayılı gazeteciden biriydi. Bu davalardan en öne çıkanı ise 2005’te Nalçik’te radikal İslamcı bir örgüt tarafından düzenlenen ve Rus ordu birlikleri ile iç istihbarat örgütü FSB’nin operayonuyla 108 insanın ölümüyle sonuçlanan baskın hakkındaki davaydı. Kuaşev, bu baskın bahane edilerek Müslümanların ‘terörist’ olarak damgalanarak, baskı ve işkencelere maruz kaldığını ısrarlı yayınlarıyla gündeme taşımaya çalışmıştı. Kuaşev, aynı zamanda Kabardey-Balkar’daki yolsuzluk, uyuşturucu ticareti ve sloviki (FSB başta olmak üzere güvenlik birim çalışanlarına Rusya'da verilen ad) baskısı hakkında haberler yapıyor ve bu meseleler üzerine düzenlenen eylemlerde de aktif olarak yer alıyordu.

Çerkes aktivist

Çerkes hakları aktivisti olan gazeteci, 2014 Kış Olimpiyatları’nın 1864 Çerkes Soykırımı’nın sembol şehri Soçi’de düzenlenmesine karşı yapılan eylemlerde de aktif olarak çalışmıştı. Olimpiyatların başlamasından hemen önce Kabardey-Balkar’da Çerkesler tarafından düzenlenen olimpiyat karşıtı eylemde gözaltına alınmıştı. Aynı şekilde, Kuaşev, 21 Mayıs’ta Çerkes Soykırımı’nın 150. yıldönümü eyleminin başlamasından hemen önce gözaltına alınmış ve hiçbir açıklama yapılmadan 4 saat karakolda tutularak eyleme katılmasını engellemişti.

Çerkes aktivist Kuban Kural’a göre, Kuaşev’in hedef alınmasına nedenlerinden birisi de, gazetecinin ‘Rusya'da belirli merciler tarafından Kabardey-Balkar özelinde kaşınan ve toplumsal çatışma riski taşıyan konularda da ara bulucu ve birleştirici yayınlar yapması’. Kural, Kuaşev’in Müslümanlar ile Çerkes milliyetçileri arasındaki çatışma konularında birleştirici üslubunu koruyarak, çatışma riskini engellemeye çalışmasının bazı odakları rahatsız ettiğini söylüyor.

Gazeteci ve insan hakları aktivisti kimliğinden ötürü, Rusya İçişleri Bakanlığı’na bağlı Anti-Terör Merkezi tarafından hedef alındığını dile getire Kuaşev,  30 Nisan 2013 tarihinde ‘açık mektup’ yayınlayarak, aldığı açık tehditlerden dolayı hayatı ile ilgili endişelerini ifade etmiş ve bir polisin kendisine “Bu şekilde devam edersen bedelini ödersin” dediğini iddia etmişti. Kuaşev, daha sonra da kendi bloğunda defalarca tehditler aldığını ve her an öldürülebileceğini yazmasına ve bunu güvenlik birimlerine bildirmesine rağmen herhangi bir önlem alınmadı.

Rusya'da insan hakları İhlallerinin, adam kaçırmaların, uyuşturucu satışının, yolsuzluğun, işkencenin ve faili meçhullerin en fazla yaşandığı bölge olan Kafkasya’da, bu meselelerle ilgilenen gazeteci ve insan hakları aktivistlerinden ilk öldürülen Kuaşev değil. 1993’ten bu yana özellikle Çeçenistan’daki insan hakları ihlallerini gündeme getiren 14 gazeteci bir şekilde öldürüldü; 22 gazeteci kaçırıldı. Ünlü gazeteciler Anna Politkovskaya ve Natali Estemirova’nın aralarında bulunduğu bu gazetecilerin ölümleriyle ilgili açılan davaların çoğu sonuçsuz bırakılmış durumda.

Rusya’da geçtiğimiz günlerde çıkartılan yasa ile web üzerinden ‘radikal’ yayın yapan sitelere, blog yazarlarına ve yöneticilerine ağır yaptırımlar içeren yasanın Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından onaylanması da, muhalif basının interneti kullanamaz hale gelmesine ve susturulmasına yönelik kaygıları gündeme getiriyor.

Kategoriler

Güncel Dünya Basın