Sinek kadar kocam olsun başımda bulunsun (mu)?

Evlen(e)memiş kadın dizi karakterlerinden bahsetmek istiyorum. Kaçımız hatırlar bilmiyorum ama bir nesil, Sıdıka’nın küçücük penceresinden dünyayı yorumladığı halleriyle büyüdü. Şimdilerde ise karşımıza çok farklı dizilerde, Sıdıka’dan farklı, ortak noktaları olan kadın karakterler mevcut: ‘Ulan İstanbul’ dizisinin Maşuka’sı ile ‘Kaçak Gelinler’ dizisinin İzafet’i.

ESRA GEDİK 

Sıdıka: Evimizin entel kızı

 Hasibe Eren'in Sıdıka, Fisun Demirel'in anne rolünde oynadığı, babası, abisi, karate hocası unutulamayan Atilla Atalay tarafından yaratılan entel ev kızı karakteri Sıdıka’nın, ailesi ve mahalledeki olayların işlendiği dizidir Sıdıka. Dizideki Sıdıka karakteri günümüz dizilerindeki örneklerinden farklı olarak güncel olayları takip eden, yorumlayan ve tepki gösteren; ancak bu fikirleri ailesi tarafından saçma bulunan, baskı uygulanan bir kadındır. Annesi tarafından kısmetleri bulunan, evin dışına bir adım dışarı çıkarılmayan ama eline ne gelirse okuyan, dinleyen.. velhasıl tek derdi evlenmek olmayan bir karakterdir. Örneğin dünya barışına katkı olsun diye birleşmiş milletlere aşure gönderir, protesto etmek için mektup yazmak yerine telefon eder ve bu nedenle annesinden sürekli terlik yer veya annesi ile didişirken aforizmalar döktürür Sıdıka.

Sıdıka’nın günümüz karakterleri ile tek ortak noktası belki de günlük tutmasıdır. Ancak Maşuka ve İzafet’ten farklı olarak Sıdıka’nın günlüğü, onun, kendini kısıtlamadan olduğu gibi konuşabildiği tek varlıktır. Sıdıka’nın aşkla işi olmaz mı? Sıdıka’ya tutkun Kenar adlı bir delikanlı vardır. Ancak Sıdıka’nın aklı da gönlü de evlilikten yana değildir. Onun hayalleri dünyayı keşfetmek üzerinedir. Henüz okunacak onca kitap, keşfedilecek onca yer varken, bu yerlere sadece küçük penceresinin kenarında kurduğu hayallerle de gitse, kenar mahalle delikanlısı Kenar ile hiç işi olmaz Sıdıka’nın.

Maşuka: Âşık ve arzulu kadın

Maşuka, evlilik programlarına katılıp hayallerindeki erkekle evlenmek için Almanya’dan taaa İstanbul’a yengesinin yanına gelir; bavulunda bir dolu aşk ve ‘doğru erkeği bulmanın yolları’ testleri ile. Türkiye’ye yabancı olduğu için yengesinin evinin adresini ararken filmlerdeki gibi bir sokak köşesinde Kandemir ile çarpışırlar ve Maşuka o an anlar Eros’un ikisini birleştirdiğini. Maşuka Sıdıka’dan farklı olarak, belki de Almanya’da büyüdüğü için yengesinin tabiri ile biraz “large” bir kadındır. Sabahları damarlarında aşk hormonları dolanırken, kırmızı geceliği ile kapıya çıkmaktan çekinmez mesela. Sıdıka gibi dünya barışı dertleri yoktur; entelliği doğru kişiyi bulma, yatakta seksi olmanın 10 kuralı gibi konularla sınırlıdır. Maşuka arzularının farkında olan bir kadındır ama ataerkil toplum yapımız Almanya’da da olsa etkilidir ve yaşı 35’e yaklaştığı için evlenmek için hem acele eder hem de her yolu dener. Çünkü kadın dediğin 35’ine kadar evlenmediyse sorundur. Oysa yengesine göre kadın dediğin 35’inden sonra kendi kendine koca arıyorsa da aklı ailede değil başka yerdedir. Sıdıka’dan farklı olarak Maşuka’nın günlüğü kendisi için, kendi kendine başarmak istediği hayalleri ile değil; âşık olduğu adam ile o adamı elde etmenin hayalleri ile doludur. Sıdıka’nın dünyasında var olmak kendi ayakları üzerinde durmak iken, Maşuka’nın dünyasında var olmak evli, mutlu ve çocuklu demektir. Hayatının erkeği hayatına girince nasılsa “tam” olacaktır Maşuka. Kadın cinselliğinin, arzularının, aşkta ve sekste kadının da istekleri olduğunun göstergesi olması bakımından Maşuka’nın günlüği çok önemlidir.  Cinselliğin ve arzu duymanın sadece erkek işi olmadığının göstergesidir.

Maşuka eğlenceli bir karakterdir ama bizi eğlendiren tam da bu noktada kendi gibi olma halleridir çünkü mahalle ahlakına, Türk kadını profiline ‘large’ gelir Maşuka. Bu haller nedeni ile düştüğü durum karikatürize edilir dizide. Karikatüre edilmiş halleri sıyırıp baktığımızda Sıdıka gibi entel olmasa, dünya barışı gibi konular gündeminde olmasa da ne istediğini bilen ve bunun için uğraşan bir kadındır. İstediği erkeğin peşinde koşan, kırmızı geceliği ile ahlakımız için tehlikeli kırmızı noktadır Maşuka. Belki de bu nedenledir ki ‘Güneşi Beklerken’ dizisindeki Zeynep karakterinin “naif” günlüğünü internet sitesinde yayınlayan Kanal D, Maşuka’nın arzularını dile getirdiği günlüğünü sitesine koymaz. Çünkü Maşuka’nın arzuları tehlikelidir. Mahallenin “namuslu” “ahlaklı” yapısı ile çatışıp kendini komik hallere düşürmesi ile kadınlara çaktırmadan bir uyarıdır: kadınlar kendi arzuları peşinde koşmamalı, koşarsa kendini ne hallere sokar bak, hımm aman ha sakın!

İzafet: Dilekleri, Dilek Ağaçlarına Sığmayan Kadın

İzafet ise bu iki kadından farklı olarak içselleştirilmiş kadın algısının ürünü bir karakterdir. Çeyizi hazır, annesi ile beraber yaşayan ve taliplerini beklerken yıllar geçmiş ama evlenememiş, halk ağzı ile söylersek evde kalmış kadın olarak resmedilir. Ondan daha genç ama evlilik yolları “hala” açık kadınlara göre ve onlardan daha büyüktür; evli olmasa da sınıfsal olarak daha üst konumda olduğu için erkekler ile ilişkisinde evlilik sorulmayan kadınlara göre evlenmek için toplumun bir kadından beklediği her şeyi elinden geldiğince yapan ama yaşına uymayan bu halleri nedeniyle acayip olan bir kadındır.

Sıdıka ve Maşuka’dan farklı olarak İzafet’in acayipliği ne entelliği ne de peşinde koştuğu arzularıdır. İzafet, dizideki genç kaçak gelinler gibi “hala” evlilik arayışında olduğu; bu uğurda yaşadığı için acayiptir. Toplumdaki bir algının kurgulanmış halidir aslında İzafet: evlenmemiş kadı (belki hala sevişemediği için) sinirli, hırçın ve kulağı, gözü diğer genç kadınların üzerinde olan, genç olmadığı halde yaşına göre giyinmeyen ve davranmayan kadın olarak resmedilmiştir. Çünkü toplumda kadın dediğinin yaşına göre değişen ve yaşı ilerledikçe daha da muhafazakârlaşan ve cinsiyetsizleşen davranış kalıpları vardır. İzafet bu davranış kalıplarının dışına çıktığı için acayiptir aslında. Hem de tam evlenip yuva kurmak gibi toplumun kadınlardan istediği şeyi gerçekleştirmek için uğraşmasına rağmen.

Sonuç olarak televizyon dizileri için evlen(e)memiş kadınlar her daim senaryoyu renklendiren ve çeşitlendiren kadınlar olmuşlardır. Ya dizideki aşk üçgenine dâhil olup esas oğlanla esas kıza ve de mahalleye tehdit olurlar; ya da beklenildiği gibi davranılmadığı için içerisine düştükleri komik halleri ile senaryoya eğlencelik bir baharat olurlar. Kimi zaman Sıdıka gibi sınırlarını zorlayan ve sorgulayan kadın oldukları için mahallenin delisi olurlar kimi zaman Maşuka gibi arzular şelale olduğu için “kurtarılmaya” muhtaç durumlara düşerler ve esas oğlanların değerini artırırlar. Çoğu zaman toplumdaki içselleştirilmiş İzafet halleri ile genç kızlara ön görü olurlar: elini çabuk tut yoksa gülistandan elin boş çıkarsın!

Kategoriler

Güncel Yaşam