Kabaramazsın kel Fatma, annen güzel sen çirkin!

Sahi, oyun oynamanın tarihsel süreci nasıl bir seyir izlemiş acaba? İlk kimler oyun oynamış? Antik çağlardan günümüze kadar oyuncaklar, oyun biçimleri nasıl şekillenmiş? Skalası çok geniş oyun ve oyuncak dünyasının öyküsünü merak edenler için Kabalcı Yayınları’ndan çıkan ‘Saraydan Sokağa Oyun’ kitabını irdeledik.

EZGİ BERK

Oyun oynamayı kim sevmez ki? İnsan var olduğundan bu yana oyun da var. Çeşit çeşit oyunlar türemiş yıllar yılı. Oyuncaklarla oynanan oyunlar, sokakta arkadaşlarla oynananlar, büyüyüp masa başında oynanan oyunlar, büyüsek de alt alta üst üste oynanan oyunlar, hepsi ayrı eğlence kaynağı; küçük insanın ya da yetişkinin keyifle gerçekleştirdiği eylemlerden.

Oyuncak dünyasının öyküsü

Sahi, oyun oynamanın tarihsel süreci nasıl bir seyir izlemiş acaba? İlk kimler oyun oynamış? Antik çağlardan günümüze kadar oyuncaklar, oyun biçimleri nasıl şekillenmiş? Skalası çok geniş oyun ve oyuncak dünyasının öyküsünü merak edenler için Kabalcı Yayınları’ndan çıkan ‘Saraydan Sokağa Oyun’ kitabını irdeledik. İçinde farklı akademisyenlerin on bir makalesinin yer aldığı kitap, oyun kavramını irdeleyen teorik bilgilerden arkeolojik buluntuların ışığında, tanıklıklardan hareketle oyun ve çocuk kavramlarındaki dönüşümü anlatan, pratikteki uygulamalarından örnekler içeren, satırlarından neşe yayılan bir eser olmuş.

Homo ludens

Kitabın sunuş bölümünde Hollandalı tarihçi Johan Huizinga’nın insan tanımı yer alıyor. Huizinga insanı ‘Homo ludens’ (oynayan) olarak tanımlıyor. Oynayan insanın antik çağda ve günümüzde neler yaptığı şöyle dursun; kitapta benim en çok ilgimi çeken Osmanlı toplumunda sokakta, ev içinde ve sarayda nasıl oyunlar onandığının anlatıldığı sayfalar.  Kitaptaki makalelerin en uzunu ‘19. Yüzyıl Osmanlı Sarayında Oyun ve Oyuncak’ başlığını taşıyor. Yazarının çok çeşitli kaynaklardan yararlanması ve dönemin kişisel ilgi alanım olması sebebiyle, izninizle, kahkahadan gözlerimi yaşartan ve çocukken annelerimizle pazarlık yaparak birkaç dakika daha sokakta kalmak için yalvardığımız zamanlarda oynadığımız oyunların da içlerinde yer aldığı bu makaleden size tadımlık sunacağım. Öncelikle sarayda nasıl oyunlar oynandığına dair bilgilere bir bakalım.

“Osmanlı sarayındaki eğlencelerin en keyiflisi ise oyun ve saz geceleriydi. Sarayın çok eski zamanlarından beri oyun takımı vardı. Saraya bağlı görevli oyuncuların bulunmasının yanı sıra, cariyelere, iç oğlanlarına, müzik, dans, kukla gibi sanatlar öğretildi. Sarayda zaman zaman özellikle de düğünlerde, İstanbul’un ünlü oyuncuları Hareme getirilir ve oynatılırdı. 19. yüzyılda Sultan Abdülmecid’in kızları Seniha ve Mediha Sultanlar ile II. Abdülhamid’in kızları Zekiye ve Naime Sultanlar’ın oyuncuları vardı. Haremde en çok “Köçek”, “Tavşan”, “Matrak” ve “Kalyonça” oyunları oynanırdı. (…) Ayrıca koleksiyonda Şadiye Osmanoğlu’nun deyimiyle “sarayın aylıklı komiği” Bertrand’ın, 100/43-47 envanter numaralarına kayıtlı olan fotoğrafları bulunmaktadır.”

Eyüp’teki meşhur oyuncakçılar

Saraya Eyüp’teki meşhur oyuncakçılardan gelenler zaman içerisinde yerini Avrupa’dan gelen mekanizmalı oyuncaklara bırakmış. Sarayda yaşayan veya saray çevresini oluşturan ailelerin çocukları bol oyuncağa sahipmiş ve anılarını anlattıkları eserlerde oyuncaklarından bol bol söz etmişler.

Sokaklarda oynanan oyunlar ise günümüzde hâlâ varlığını sürdüren, bize daha tanıdık oyunlar: “Pertev Paşa’nın torunu Abdülaziz Bey’in bilgi ve gözlemlerini kaleme aldığı 14 defterden oluşan kitaptan edinilen bilgiye göre dönemin meydanlarında ve açık alanlarında oynanan oyunlar: hamam kızdı, adım atlamaca, kapamazsın oyunu, paça pişti, uzuneşek, ebeme pilav pişirdim; içine sıçan düşürdüm, hızlı taş atmak, birdirbir, köşe kapmaca, yarış, kolan vurmak, kaydırak taşı atmak, hamamda deli var, çukura çeyiz atmak, seke seke ben geldim; çıngırağım hoş geldin, kabaramazsın kel Fatma annen güzel sen çirkin, körebe, topaç çevirmek, kartopu ve kızak kaydırmak oyunları idi.”

Beynin gelişmesine nasıl katkı sağlar?

Böylelikle günümüzde artık yok olmaya yüz tutmuş oyunları bir bir hatırladık. Kitabın sonunda, bizi oyunların beynin gelişmesine nasıl katkı sağladığı üzerine analizler yapan son makale karşılıyor. Oyunların çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de önemini hatırlayıp ekler bölümündeki resimlerle keyiflenmeniz dileğiyle…

Kategoriler

Kitap ԳԻՐՔ