Muhafazakarlaştıkça translara karşı şiddet artıyor

Transfobi bir cana daha kıydı ve Mersin 7Renk LGBT aktivisti Figen, gördüğü tüm şiddet ve baskılar sonrası Pazar günü, hayatına son verme kararı aldı. İntiharı sonrası hayata döndürülemeyen Figen, bize son dönemde Mersin’de sıkça yaşanan homofobik ve transfobik olayların da nedenini sorgulattı. Mersin’de ve çevre şehirlerde neler yaşanıyor, şiddet ve baskı LGBTİ bireylere karşı neden artıyor? LGBTİ örgütlerine sorduk.

MEHMET AKIN 
akinmehmet34@gmail.com

Figen, Ankara’daki zorlu trans geçiş süreci sırasında kişisel olduğu kadar toplumsal birçok baskı ve şiddet altında kaldı. Barınma, iş ve sağlık hakları ihlal edildi ve yakın dönemde Mersin’e yerleşti. Fakat Mersin’de trans bireylere karşı –tüm Türkiye’de de yaşandığı gibi- artan şiddet, ona da darbesini vurdu. Çetelerin silahla yaralamasından sonra bir de polisten biber gazı ve coplarla saldırı gördü; “ona bu şehirde yer olmadığı” söylendi. Polis şiddetini suç duyurusunda anlatamayan, polislerin inkarıyla yüz yüze kalan Figen ve arkadaşlarının gidecek başka yeri de kalmadığını düşünerek belki de, Figen geçtiğimiz Pazar günü intihar etti.

Mersin’de LGBTİ, özellikle de trans bireylere karşı saldırı haberleri ve en son olarak bu ölüm bize de “Neden Mersin?” sorusunu sordurttu. Bölgeden aktivistlerle, Figen’in özelinde Mersin’de yaşananları konuştuk. İlginç noktalardan birisi, şehrin muhafazakarlaşması, ikincisi ise LGBTİ hareketin görünür olması. Öncelikle şehirde muhafazakarlaşma gittikçe artıyor, buradan LGBTİ’lere karşı tahammülsüz tutum artıyor; ayrıca şehirde buna karşıt LGBTİ görünürlüğü artıyor ve tahammülsüzlük katlanıyor!

‘Mersin’deKİ saldırılar sistematik’

Mersin 7Renk LGBT Derneği’nden Yağmur Arıcan, 1992’den beri Mersin’de trans hareketinin mevcut olduğunu, fakat ‘son dönemde yaşanan şiddeti 92’den beri hiç görmediğini’ söylüyor. Mersin 7Renk LGBT Derneği’nden Pınar Şahin’e göre, saldırılar son dönemde ‘çok fazla ve sistematik’. Bu olayları sorgulayan Şahin ‘Acaba muhafazakarlaştıkça saldırılar arttı mı?’ diye kendisine soruyor ve ‘Nitekim öyle oldu.’ diye cevaplıyor. ‘Yönetimin değişmiş olması, Belediye’nin CHP’den MHP’ye geçmiş olması, çeteleşmiş insanların saldırılarını meşrulaştırdı.’ diyor. Belediye değişimiyle bu olayların artışını birbirine bağlayabilir miyiz, emin değilim, diyor; ama öyle de göründüğünü, muhafazakârlaştıkça saldırıların arttığını savunuyor. ‘Muhafazakârlaşılıyor ve LGBTİ hareketine bakışları değişiyor.’ diyor.

Yağmur Arıcan, Mersin’de translara karşı gösterilen direnişin çok organize olduğunu, geçtiğimiz günlerde 30 taksicinin bir araya gelerek, konvoy halinde trans kimlikli arkadaşlarına saldırdığını söylüyor. ‘Bunların arkasında birilerinin olduğunu düşünüyorum.’ diyen Arıcan, tüm bu yaşananların kaygı verici ve düşündürücü olduğunu; her gün Mersin 7Renk LGBT’ye doğrudan bir saldırının olup olmayacağını düşündüklerini belirtiyor.

Pembe Hayat Derneği’nden aktivist Buse Kılıçkaya, ‘Trans bireyler birçok şehirde görünür olmasıyla birlikte, şiddet de hakim olmaya başladı.’ diyor. Yağmur Arıcan ise ‘Bu örgüt (Mersin 7Renk) birilerini rahatsız etmiş olmalı. Örgütün yıpranması için bunlar yapılıyor.’ diyerek şehirde örgütlenmenin ve görünür işler yapmanın ardından gelen saldırılara dikkat çekiyor.

‘Trans hareketini güçlendirecek bir dayanışma ağı gerekli’

KaosGL Derneği’nden Umut Güner, trans bireylere karşı üretilen şiddetle savaşmak için alternatif dayanışma ağlarının kurulmasını, aktivizm hareketinin değişmesini öneriyor. Güner’e göre; ‘Trans bireylerin birbirlerini güçlendirebilecekleri çalışmalar lazım. Onlar LGBTİ hareketi çatısından bile muaf tutulabiliyorlar. O çatıyı güçlendirecek bir ağ gerekli. Trans hareketinde şiddete, kötü muameleye ve nefret suçlarına karşı ya da seks işçiliği üzerine çalışmalar yapıldı şu ana kadar. Fakat trans kimliğinin kurulmasında bireyin kendini güçlendirmesine yönelik çalışmalar da yapılmalı. Psikolog, psikiyatr ve diğer tıp uzmanlarıyla dayanışarak alternatif ağlar örülmeli. Ankara’daki Trans-Der bunu yapıyor, o çalışmaların görülmesi ve daha çok kişiye ulaşması lazım.’

Konuştuğumuz tüm trans hareketi aktivistleri, Umut Güner’in alternatif ağlar kurulması, farklı dayanışmalar yaratılması konusundaki görüşlerini desteklediklerini, trans hareketindeki kişilerin birlikte ve koordine hareket edip birbirine destek olması gerektiğini belirtiyor. Yağmur Arıcan, elbette farklı siyaset üreten grupların varlığını kabul ettiğini, tek fikir olamayacağını, fakat birlikte hareket edip transfobi ve homofobiye karşı örgütlenmenin fayda getireceğini söylüyor.


LGBTİ aktivistlerinden Figen için ayrı bir anma

Figen’in ailesi cenazeyi kendilerini yapacaklarını söylediler ve Figen’in trans arkadaşlarını görmek istemediklerini belirttiler. LGBTİ örgütleri ve Figen’in tüm arkadaşları dün akşam Figen’in hayatına son verdiği deniz kenarında bir araya gelerek bir anma töreni düzenlediler. Tören’de Elif Tuna Şahin, Figen için; ‘Önce Soma’da abisini yitirdi, sonra annesini kaybetti. Onları görememesinin acısını içinde barındırıyordu. Aynı zamanda da homofobik şiddet hem sokaktaki çeteler tarafından hem de canımızı emanet ettiklerimiz tarafından ona uygulandı. Diğer tarafta da aşık olduğu sevgilisiyle sıkıntıları vardı. Bu sıkıntıların hepsiyle çekti gitti. Bize düşen bu mücadeleyi daha yukarılara taşımak, daha iyi yerlere getirmek’ diye bir veda konuşması yaptı.

Kategoriler

Güncel İnsan Hakları