Rahat giyin, güzel hisset

Deri tasarımlar, 2013-14 sonbahar/kış sezonuna damgasını vurdu. Söyleşi dizimize, yeni sezonda da sık sık göreceğimiz deri tasarımların son dönemdeki genç ve başarılı ismi Liana Kesenci’yle devam ediyoruz. Sade, güçlü ve kendine güvenen kadınlara hitap eden ‘Balatt’ markasıyla moda dünyasına giren Kesenci, çalışmalarını Agos’a anlattı.

Fotoğraf: BERGE ARABIAN

KARİN BAL
karinbal@gmail.com

  • ‘Balatt’ nasıl ortaya çıktı?

Üç kuşaktır dericilik yapan bir aileye mensubum, dolayısıyla deri kokularının içinde büyüdüm. Bu koku bana hep çok güzel gelirdi. Çocukken bana oyuncak bebek aldıklarında, kıyafetlerini kesip, babamın işten eve getirdiği deri parçalarından giysiler yapıp boyarmışım. Deriye dokunmayı çok severdim. Arada dedemle birlikte babamın işyerine gidip yardım eder, yeni neslin beğeneceği şeyler üzerine kafa yorardım. Kendim için de bir şeyler çizip zevkime göre yapardım. Prodüksiyon işleri yaptığım dönemde her boş vaktimde babamın yanına gittim. Avrupa’ya açılmışlardı. Ben de aile şirketimiz için tasarımlar yapıyordum. Yurtdışındaki büyük firmalar tasarımlarımı çok beğendi, kendi bünyelerinde satmak için satın almak istediler. Bunun üzerine kendi markamı kurmaya karar verdim. ‘Balatt’ı kuralı 1,5 yıl oldu. Koleksiyonum Almanya’da, Fransa’da, İsviçre’de ve Lüksemburg’da; Türkiye’de ise Beymen Zorlu ve Midnight Express’te satılıyor.

  • ‘Balatt’ adı nereden geliyor?

Markamın kurulma aşamasında aklıma yatan bir isim bulamadım; Türkçeye uygun ve  uluslararası arenada kolay söylenebilecek bir isim olsun istiyordum. Deri piyasasında Türkiye çok iyi bir yerde, bütün iyi markalar deriyi Türkiye’de üretiyor. Fakat hiçbir firmanın ismi Türkçe değil. Bu durumdan rahatsızdım biraz. Bir marka oluşturma fikri Balat’ta yaşadığım dönemde gelişti; bazı şeyleri Balat sokaklarında yürürken kafamda şekillendirdim. Fotoğrafçılığa olan ilgim de bu ismi koymamda etkili oldu. Ara Güler’in en sevdiğim fotoğrafları hep Balat’ta çekilmiştir.

  • Markanızın nasıl bir çizgisi var?

Markamı yaratırken benim tarzıma sahip kadınların tercih edecekleri tasarımlar yapmaya başladım – çok fazla detayı, taşı, süsü, gösterişi olmayan, sade ve güçlü tasarımlar... Zaten derinin çok fetiş bir malzeme olduğunu, bu nedenle çok rahat giyilmesi gerektiğini düşünüyorum. Şu an sadece kadınlar için çalışıyorum. Eskiden moda, tamamen güzel görünmeye odaklanan, rahatsız kıyafetlerden oluşuyordu. Artık insanlar giydikleriyle rahat etme düşüncesindeler ve bunun böyle süreceğini düşünüyorum. Şu an rahat kadın imajı var, moda  o yönde ilerliyor. Zaten, giydiğin şeyle ne kadar rahat edersen, o kadar güzel görünürsün.

  • Koleksiyonunuzda nasıl parçalar yer alıyor?

Deri eskidikçe güzelleşiyor bence, bu yüzden zamansız ve ömürsüz parçalar var koleksiyonumda. İçinde benim giymeyeceğim hiçbir parça yok. Kendine güvenen kadınların tercih edeceği, spor ayakkabıyla da, topukluyla da kombinlenebilecek, rahat tasarımlar; kalem etekler, kısa deri üstler, gömlekler, yüksek belli şortlar, taytlar, klasik elbiseler, çift taraflı giyilebilen büstiyerler, sırt çantası, portföy çanta ve farklı derilerden ‘biker’ ceketler... Kış sezonu için hazırladığım koleksiyonda siyah, kahverengi, lacivert ve beyaz ağırlıklı renkleri kullandım.


Liana Kesenci Paris’te doğdu. Dört yaşındayken ailesiyle birlikte İstanbul’a döndü. Çocukluğu Kınalıada’da geçti. İstanbul Pierre Loti Fransız Okulu’nu bitirdikten sonra Londra’daki Central Saint Martins College’da grafik ve fotoğrafçılık bölümlerini bitirdi. Bir süre Londra’da çalıştı. İstanbul’a geldikten sonra sanat yönetmenliği, grafik tasarım işleri ve prodüktörlük yaptı. Geçen yıl kurduğu ‘Balatt’ markasıyla deri üzerine tasarımlar yapmaya başladı.

Kategoriler

Güncel Yaşam

Etiketler

deri Liana Keseci