Alsancak Stadyumu yıkılıyor mu?

Gökdelen ve rant bölgesi olarak düşünülen Alsancak Stadyumu ile çevresi, anlaşılan iştahları iyice kabartmış. Çünkü hiçbir yetkili ağız, stadın tribünlerini onarıp güçlendirilmesini, yenilenmesini ya da yıkılıp mutlaka yerine aslına uygun modern bir stadyumun yapılmasını telaffuz edemiyor.

ORHAN BERENT

Bundan bir on beş yıl önce “Günün birinde Alsancak Stadyumu yıkılacak, üzerine AVM ya da gökdelen yapılacak” deseler, hayatta inanmazdım. Keza “Bir gün Alsancak ve Basmane garlarına tren girmeyecek, onları da ya otel yapacaklar ya da kongre merkezi” deselerdi, “Hadi oradan” der gülerdim. Fakat ne yazık ki, içinde yaşadığımız zaman diliminde tüm bunlar yavaş yavaş gerçek oluyor. 1999’daki Gölcük Depremi’nden bu yana yapılmayan deprem testinin gündeme getirilmesiyle stadyumun kapatılmasına yol açan süreç, akıllarda pek çok soru işaretinin de oluşmasına neden oldu. Gökdelen ve rant bölgesi olarak düşünülen Alsancak Stadyumu ile çevresi, anlaşılan iştahları iyice kabartmış. Çünkü hiçbir yetkili ağız, stadın tribünlerini onarıp güçlendirilmesini, yenilenmesini ya da yıkılıp mutlaka yerine aslına uygun modern bir stadyumun yapılmasını telaffuz edemiyor. Biz futbolseverler, bir yanı selvilik, bir yanı apartman olan sevimli stadyumumuzun eski görüntüsüne sadık yeni bir benzerini ya da tribünleri güçlendirilmiş, onarılmış halini hayal ederken; bir müddet sonra, o bölgede gökdelenlerin ve AVM’lerin yükseldiğini gördüğümüzde çekeceğimiz acının haddi hesabı yok. Hatıralarımız da o gökdelenlerin, AVM’lerin temeline gömülecektir.

İzmir yerle bir ediliyor

O gökdelenler ya da AVM’ler inşa edildikten sonra yolu o tarafa düşen bir Altaylı, o stadyumda top koşturmuş Büyük Mustafaları, Ayferleri, Vahap Özaltay’ları aklına getirirken; Göztepeliler, Atletico Madrid zaferini, Gürselli, Halilli, Fevzili 60’ların efsane sarı kırmızılı ekibini yâd ederken; Altınordulular, tam da yıllar sonra gelen dirilişlerinin keyfini çıkaracakken, bilemiyorum gelen bu acımasız darbenin verdiği sarsıntıyı hangimiz hasarsız atlatacağız. Ya siz rantçılar? Biraz ileride Sait Altınordu’nun, yüz elli metre sonra da Vahap Özaltay’ın büstlerinin önünden geçerken hiç mi vicdanınız sızlamayacak?

Fakat düşünüyorum da, zaten anıtsal bina açısından pek fakir, 1922’de büyük bir yangına kapladığı alanın dörtte üçünü kurban veren bir şehirde tüm bunlar normalmiş. Öyle ya, milliyetçi geçinen temayül bile, 1829 tarihinde inşa edilmiş ve Osmanlı İmparatorluğu’nda bir anlamda ordudaki yenileşmenin simgesi olarak görülen Konak Sarı Kışla’yı da 1953’te yerle bir etmişti. O devasa garnizon binasının şehrin belleğinden silinip atılması bir yana, ortaya çıkan koskocaman meydanı da nasıl değerlendireceğini bilememişti İzmir. Tıpkı çekilen bir dişin yuvasının oyuk kalması gibi, 90’lara kadar o alan seyyar satıcılara, otobüslere, dolmuşlara, gecekondu birahanelerine kalmıştı. Hatta daha sonraki yıllarda, Alsancak Garı’nın yakınlarındaki bir yol genişletme çalışmasında, St. John Kilisesi’nin bahçe duvarı yola engel görüldüğünde “Kiliseyi de yıkarız, ne olacak ki” diye bir düşünce belirmiş, bereket versin İngiltere’den çekinildiği için bu gerçekleşmemişti. Fakat aynı durum, artık şehirde mevcut olmayan Ermeniler söz konusu olduğunda, Gürçeşme’deki eski Ermeni mezarlığının üzerine kaçak evler yapılmış, kimse ses çıkarmamıştı.

Gelelim, Alsancak Stadyumu’nun kısa tarihçesine ve bugünkü durumuna… 19. yüzyılda, Rum kulübü Panionios’un kullanmaya başladığı sahanın bugünkü açık tribünlerinin olduğu tarafta, 1930’lu yıllara kadar gelebilen bir Rum mezarlığı mevcuttu. 1922’deki Türk-Yunan savaşından sonra şehirden ayrılmak zorunda kalan Rumlarla beraber Panionios da gidince, stadın mirasçı Altay oldu. 1912’de kurulan Karşıyaka, 1923’te kurulan Altınordu, Altınay ve Sakarya (sonradan birleşip İzmirspor adını aldılar), 1925’te kurulan Göztepe ve bugün profesyonel liglerde temsil edilmeyen Yeşilova, Ülküspor, İzmirdemirspor gibi nice şehir takımı, bugüne kadar maçlarını bu stadyumda oynadılar. Zaten her zaman yerel rekabetin revaçta ve kıran kırana olduğu İzmir’de, Altay hariç her kalburüstü kulübün kendiyle özdeşleşen bir antrenman sahası vardı. Fakat Altay gibi şanssız olan Altınordu’nun, 1960’ların ortasına kadar kullandığı, yine Alsancak’ta bulunan ve adına “halk sahası” denilen yerde de, bugün kapalı spor salonu yükseliyor. Yine 1970’lerin ortasında, Hatay semtinde bulunan İzmirspor sahası da müteahhide kat karşılığı verilmiş, bir bir satılan dairelerin rant geliri de sonraki yıllarda eriyip gitmiştir.

Şehir statsız kalıyor

1971’de Akdeniz Oyunları için yapılan ve belki de Alsancak Stadyumu’ndan daha bakımsız olan 60 bin kişilik Atatürk Stadyumu ise tribünlerin sahaya uzaklığı nedeniyle, İzmir seyircisinin gitmek istemediği bir yer. Yakın zamanlarda, kapalı tribünün çatısındaki ağır tahtaların üzerindeki kocaman çivileriyle birlikte tribüne düştüğü stadyum, belki de inşa edildiği bataklık zemin nedeniyle deprem açısından daha da emniyetsiz. Buca’daki arenanın da, profesyonel liglerde oynayan beş İzmir takımına yetmeyeceği aşikâr. Üstelik, Alsancak Stadyumu’nun kullanım hakkını elinde tutan Altay’ın, bugüne kadar stada yaptığı masraflar da cabası... 100. yılını doldurduğu 2014 yılında, tek gelir kaynağı olan stadından da mahrum bırakılan asırlık çınarı, zor günler bekliyor. Çünkü hükümetin planına göre, Karşıyaka’nın sahilinde bulunan tesislerinin arka tarafında yer alan Karşıyaka Stadyumu, yerinde yenilenecek. Keza, Göztepe’nin de Güzelyalı’da bulunan Gürsel Aksel Tesisleri’nin olduğu eski Göztepe sahasına da stadyum yapılacak. Her fırsatta milli, manevi, tarihi değerlerinden bahsedilen bir ülkede, üstelik mazisinde modern Türk milliyetçiliğinin en önemli isimlerini yetiştirmiş bir camiaya, Altay’a, bunların reva görülebilmesi de sanırız acı bir alay.  Fakat şaşırtıcı da değil. Bir yandan muhafazakârlık ve dindarlık yüceltilirken, bir yandan kadim İstanbul’un kaç yüzyıldır tarihi cami ve minareleriyle süslü silüetine gökdelenleri eklemekte sakınca görmeyen ve kaynağını kasaba muhafazakârlığından alan bu görgüsüzlüğe, acı acı bile gülemiyor insan. Lâkin, tarumar edilen zamanında koca bir coğrafyadır. Alışkanlık mı yapmıştır, nedir acaba? Kocaman bir acaba ile geçiştirelim bu vandallığı. Daha fazlası elimizden gelmez çünkü...

Kategoriler

Güncel Yaşam

Etiketler

Alsancak Stadyumu