‘Her yer Michael, her yer Trayvon!

Gün gelecek Alabama eyaleti, şirret ırkçıları ile, ağzından hep müdahale ve yasaklar yönünde sözler dökülen valisi ile, o eyalet bile minicik siyah erkek ve kız çocuklarının, minicik beyaz erkek ve kız çocukları ile, kardeşçe ele ele tutuşabilecekleri bir yer olacaktır...

SERVAN ALTIKANAT
servan.alt@gmail.com

Trayvon Martin'den sonra ikinci bir ''siyahi cinayet'' daha...Yer, Missouri eyaletindeki St. Louis kentinin banliyölerinden Ferguson. 18 yaşındaki silahsız genç Michael Brown , polis memuru Darren Wilson’un rasist kurşunlarıyla can verdi.

Ferguson ayaklandı. Ekseriyetle siyahların yaşadığı kentte binlerce protestocu sokağa döküldü.

Protestolar durulmayınca Mussouri Valisi Jay Nixon kentte OHAL ilan etti…OHAL’i dinlemeyen göstericiler ile polis arasında, sert çatışmalar çıktı.

İki gazeteci, bu hadiseleri izlerken gözaltına alındı…

Obama bizim ‘’Kenan Evren’’ gibi, ne gazetecilere “Haddinizi bilin edepsizler, aşağılıklar...'' gibi laflar etti, ne de 'Polis kahramanlık destanı yazdı'' diyerek polisi cesaretlendirip onurlandırdı.

Bilakis ‘’Polisin aşırı güç kullanması kabul edilemez' dedi ve ‘'Gazetecilere kabadayılık etmemesi' gerektiğini vurguladı.

Kısa bir süre sonra da, Vali Nixon, şiddetin artmasına neden olan yerel polisi azletti.

Dileriz, Darren Wilson'un kaderi, George Zimmerman'ın kine benzemez.

26 Şubat 2012'de, Florida'nın, Orlando şehri yakınlarında bulunan Sanford kasabasında görev yapan beyaz-Hispanik mahalle bekçisi George Zimmerman, 17 yaşındaki Trayvon Martin’i göğsünden vurarak öldürmüş, ''meşru müdafaa'' hakkını kullandığı gerekçesiyle de (6 jüri üyesinin oy birliği ile) beraatına karar verilmişti.

O gün, “Adalet yoksa barış da yok”, “Direneceğiz”, “Trayvon için adalet şimdi” yazılı pankartlar ve sloganlar eşliğinde sokaklara inen siyahlar, bugün Ferguson caddelerinde diz üstü yere çökerek,  polise “Beni de vur” diye bağırıyor.

Filvâki bu mütehevvir bağırışları en iyi anlayabilecek bir başkanları var onların.

Ne demişti bu başkan ?

‘’35 yıl önce olsaydı, Trayvon Martin ben olabilirdim.’’

Sokakta yürürken, yanından geçtiği arabaların kapılarının kilitlenme sesini duymanın, mağazada alışveriş yaparken takip edilmenin, asansöre bindiğinde, cüzdanını sıkı sıkı kavrayan ve ininceye kadar nefesini zor tutan kadınlara tanık olmanın ne demek olduğunu bilen biri Obama.

Daha o iki yaşındayken, Martin Luther King, (28 Ağustos 1963)Lincoln Anıtı’ndan yüzbinlerce kişiye ‘’bir hayalim var’’ diye nida etmişti:

''Bir hayalim var benim...Gün gelecek, bir zamanlar köle olanların evlatlarıyla yine bir zamanlar köle sahiplerinin evlatları, Georgia'nın kızıl tepelerinde, birlikte kardeşlik sofrasına oturabilecekler...

Gün gelecek, Missisippi eyaleti bile, adaletsizliğin ve baskıların ateşiyle bunalmış olan o eyalet bile, bir özgürlük ve adalet vahasına dönüşecek...

Gün gelecek Alabama eyaleti, şirret ırkçıları ile, ağzından hep müdahale ve yasaklar yönünde sözler dökülen valisi ile, o eyalet bile minicik siyah erkek ve kız çocuklarının, minicik beyaz erkek ve kız çocukları ile, kardeşçe ele ele tutuşabilecekleri bir yer olacaktır...

Gün gelecek, dört küçük çocuğum, derilerinin rengine göre değil, karakterlerinin içeriğine göre değerlendirilecekleri bir ülkede yaşayacaklar...’’

Biz de olduğumuz yerde pankartlarımızı açalım:

‘’Her yer Michael, her yer Trayvon.’’

Kategoriler

Güncel Dünya