Gıybetlerin en değerlisi

Bir kitabın kapağında, medyumlarla el ele tutuşan bir Fellini, büyük sırrıyla insanları dehşete düşüren bir Hitchcock ve sübyancı bir Chaplin varsa, o kitaba kayıtsız kalmak mümkün olamaz.

LORA SARI

Bu sıralar bir kitapçıya girer girmez gözünüze çarpacak ‘Büyük Yönetmenlerin Gizli Hayatları’. Bir kitabın kapağında, medyumlarla el ele tutuşan bir Fellini, büyük sırrıyla insanları dehşete düşüren bir Hitchcock ve sübyancı bir Chaplin varsa, o kitaba kayıtsız kalmak mümkün olamaz. Nitekim gıybetin dayanılmaz cazibesiyle dakikalarca elinizden bırakamayacağınız bu kitap, her gıybetseverin kütüphanesinde bulunması gereken eşsiz bir eser.

Sinemanın demirbaşı onlarca yönetmenin en gülünç, fazlasıyla sapkın, obsesif, paranoyak, sosyopat ve daha nice nahoş veya sıradışı sayılabilecek hallerinin toplandığı bu kitap sayesinde, ortamların en popüler kişisi haline geleceksiniz. Nasıl mı? Mesela birileri çılgın İspanyol yönetmen Luis Bunuel’in ne kadar avangart olduğundan, ‘Endülüs Köpeği’nin sürreelliğinden konuşarak entellik taslamaya çalışırken siz, onun 90 yıllık ezber cümlelerini şu bilgiyle tamamlayın: “Bunuel’in grup seks tutkunu olduğu ve Chaplin’le bir orji partisine katıldığını biliyor muydunuz?” Herkes, hayretler içinde Bunuel hakkında daha fazlasını duymak için ağzınızın içine bakarken, entel çocuğun hezimeti neşenize neşe katacak.

Coppola’nın pornosu, Bergman’ın hayaleti

Yönetmenin doğum ve varsa ölüm tarihini, burcunu, en önemli filmlerini ve bir adet özlü sözünü, hap bilgi olarak yutmanızın ardından, tuhaflıklar sıralanmaya başlıyor. Yönetmenlerin, yazar Robert Schnakenberg tarafından öne çıkarılan en çarpıcı yönleri, illüstratör Mario Zucca’nın çizimleriyle gözünüzün önüne bir bir geliyor. Bu illüstrasyonlar arasında favorilerim; Francis Ford Coppola’nın üç boyutlu soft pornosunu, 3D gözlüklerle izleyen bir salon dolusu erkek ve İsveç’teki evine bir yargıç ve bir ayakkabı tamircisi hayaletin musallat olduğuna inanan Ingmar Bergman ve hayaletleri. Marilyn Monroe ve Elia Kazan’ın sevişmelerinin ardından, Monroe’nun müstakbel eşi Arthur Miller’in fotoğrafına henüz yataktayken attıkları hüzünlü ve düşünceli bakışlar ise, efsane.

‘Avare-entelektüel’in kitabı

Dedikodunun doğası gereği oldukça eğlenceli olan bu kitap, Schnakenberg’in kullandığı dil vesilesiyle komiklik mertebesine ulaşıyor.  Kendini bir ‘avare-entelektüel’ olarak tanımlayan yazarın, bölümlere verdiği başlıklar beni başlı başına güldürmeye yetti: Nazilerin propaganda şefi Josef Goebbels’in, Nazi propaganda filmlerinin yaratıcısı güzeller güzeli Leni Riefenstahl’in önünde nasıl el pençe divan durduğunu anlattığı kısma attığı ‘Nerede Kaldı Nazi Yiğitliği?’ başlığı mesela… Yani dalgacı, gayrı-resmi, gırgırlı bir üslupla ele alınan, böylesine saçma fakat bir o kadar elzem bilgi, ‘bu adam bu filmi hangi kafayla çekmiş yahu!’ gibi sorularınızın yanıtı olabilir. Hap ve kokain bağımlısı, akıl almaz paranoyalarıyla gece gündüz komplo teorileri üreten Sam Peckinpah’nın ‘Köpekler’i nasıl çektiğini artık daha iyi anlayabiliriz belki…

Kitaptan 

Charlie Chaplin’in atınki kadar büyük penisi

Schnakenberg’in ‘O Kadar da Küçük Olmayan Serseri’ başlığı attığı kısımda, Chaplin’in penisine dair spekülasyonlar var: “ (Chaplin) Eğer anlatıldığı kadar kötü kokuyorduysa, nasıl oluyordu da, kadınlar konusunda Chaplin’in şansı bu kader yaver gidiyordu? Yetersiz temizlik alışkanlıklarını telafi edecek başka özellikleri vardı. Ünlü servet acısı Peggy Hopkins, söylentiye göre Chaplin’i şu soruyla tavlamaya çalışmıştı: “Bütün kızların söylediği şey doğru mu – penisin gerçekten bir atınki kadar büyük mü?”

Uzaylılara karşı sigorta

“Bu gezegenin yok olmasının kozmik ölçekte hiçbir önemi yoktur” diyen Stanley Kubrick’in uzaylılara karşı sigorta yaptırması gayet anlaşılır: “2001: Bir Uzay Macerası’nın prodüksiyonu esnasında Kubrick, NASA’nın Mars’ta yaptığı incelemeler konusunda bir pananoya geliştirmişti. Kızıl Gezegen’de yapılan keşifler sonucunda dünya dışı yaşam bulunması ve bu gelişmenin filminin önüne geçmesi ihtimali üzerine, sigorta şirketi Lloyd of London’a uzaylıların bulunması sonucunda uğrayacağı zararlara yönelik bir sigorta poliçesi satın alıp alamayacağını sordu. Aldığı yanıt “Hayır” oldu.”

“Memeler uzayda hoplamaz”

Bu da George Lucas’tan bir inci: “Lucas, detaylar konusunda son derece titizdi. “Yıldız Savaşları’nın çekimleri sırasında en küçük detaylarla bile bizzat ilgilenmeyi, Prenses Leia’nın memelerini kendi elleriyle bantlamaya kadar vardırmıştı. Önünü bantlayıp düzleştirirken “memeler uzayda hoplamaz” diyordu aktris Carrie Fisher’a. “İmparatorlukta sallanmaya izin yoktur!” Bu sorunu çözmek üzere neden prenses için daha rahat ettirici bir çözüm sunmadığına gelirsek, Lucas’a göre kadınlar ağırlıksız ortamda sutyen taksalardı boğulurlardı.”

Seni gidi keraneci Godard

Fransız sinemasının biriciği Jean-Luc Godard bilgi dağarcığını geliştirmek için hınzırca bir yöntem seçmiş: “Godard gençken edebiyat ufkunu genişletmek için değişik bir yöntem geliştirmişti. Başkalarının evlerine gidip kütüphanelerine yönelir ve bir oturuşta kırk kitabın ilk ve son sayfalarını okurdu.”

Kategoriler

Kitap ԳԻՐՔ