‘Neden Ermeni olduğumu bilmem anlatabildim mi?’

Yağmur Atsız, Türkçülük fikriyatının önde gelen ismi olan babası Nihal Atsız’ın, iyi bir Türk olmak için savaşmasını vasiyet ettiği etnik gruplara düşmanlık beslemeyen demokrat düşünceleriyle tanınan bir entelektüel. Star gazetesinde kaleme aldığı 'Ben Ermeniyim' başlıklı yazının ardından rekor sayıda tepki aldığını belirten Atsız'la neden 'Ermeni' olduğunu konuştuk.

FUNDA TOSUN
fundatosun@agos.com.tr

Hocalı mitinginin ardından, Star gazetesinde ‘Ben Ermeniyim’  başlıklı bir yazı kaleme alarak “Ben de Ermeniyim, hem de sapına kadar, özbeöz Ermeniyim! Var mı bir diyeceğiniz, a odun kafalılar?” diyen Yağmur Atsız, aldığı tepkilerin rekor düzeyde olduğunu söylüyor. 

Tepkilerden en masumane olanının, “Ermeni casusu musun!” sorusu olduğunu belirten ve bu soruya “Evet, foyam ortaya çıktı” sözleriyle ironik bir yanıt veren Atsız’la neden ‘Ermeni’ olduğunu konuştuk.

Hocalı mitinginde açılan ırkçı pankartların kendisinde yarattığı ruh halini “Hepiniz Ermenisiniz hepiniz piçsiniz’ ibârelerini içim burkularak okudum. Bu seviye, daha içime varmaksızın, daha ilk anda gözümü acıttı” ifadeleriyle anlatan Atsız, ‘Ben Ermeniyim’ başlıklı yazıyı, olanlara duyduğu tepkiyle kaleme aldığını söylüyor. 

Çocukluğunda çok sayıda gayrimüslim arkadaşı olduğunu belirten Atsız, “İlâmâşallah onların köküne kibrit suyu ekmeyi pek ‘güzel’ başardık” diyor ve geride kalan çok az sayıdaki gayrimüslime de ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıldığının altını çiziyor. Atsız, “Bu memlekette gayrimüslimlere ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıldığı gayrı-kaabil-i inkâr bir vâkıadır. İstediğimiz kadar ‘Efendim, Türk kelimesi vatandaşlık bağlamında bir kavram olarak kullanılmaktadır. Yâni kavmî değil siyâsidir’ diyelim, biz bu kelimeyi bal gibi kavmî anlamda kullanıyoruz. Türk toplumu için büyük tehlikedir. İleride bu toplumun çözülüp yıkılmasına ve yok olmasına önayak olabilir” diyor.

Çoğunlukla “kafatasçı babanın komünist oğlu” olarak zikredilen Atsız,  babasının evlerine gelen ziyaretçilerin kafataslarını ölçerek ne kadar Türk olduklarına ilişkin oran tayin ettiği hikâyeleriyle ilgili olarak ise şunları söylüyor: “Atsız, kafatasçılık denilen teoriye iltifât etmezdi. Gerçi bâzen misâfirlerin kafataslarını ölçerek onların ‘Türk’ olup olmadıklarını tesbît ederdi ama bunu dalga geçmek için yapardı. Bu iş için kullandığı pergele benzeyen âlet de mânevî babası Dr. Rızâ Nur’dan kalma bir kadın havsalası ölçme âletiydi. Hekimler bu âletle eskiden hâmile kadınların kemik yapısını ölçerek kolay doğum yapıp yapamayacaklarını anlarlarmış.”

Nihal Atsız’ın kendisine hitaben yazdığı vasiyetnamede belirttiği “düşman” halklar hakkında babasından çok farklı düşünen Yağmur Atsız, babasıyla olan fikir ayrılıklarına ilişkin olarak ise,  “Babam Nihâl Atsız katı milliyetçi görüşleriyle bilinen bir yazardır ama benim fikriyâtım üzerindeki etkisi de fevkalâde büyük olmuştur. Çok iyi bir öğretmendi ve benim ‘aykırı’ fikirlerime karşı da hiçbir zaman sert tepki göstermemiştir” diyor.  

Savunduğu fikirler nedeniyle Türkçü çevrelerden tepki aldığını ifade eden Atsız, “Benim ‘aykırı’ görüşlerim Türkçü çevrelerde tabii ki olumlu karşılanmamıştır. Fakat bunları da ikiye ayırmak yerinde olur. Bir kısım okuduğunu anlayan Türkçüler, yazdıklarımı doğru bulmuyor ve özellikle ‘Atsız’ın oğlu nasıl olur da...’ bağlamında teessür duyuyorlardı ama asıl acıklı olan, okuduğunu anlamaktan âciz birtakım kimselerin bu konularda ahkâm kesmesidir” diyor.

‘Dink kararı utançtır’

Hrant Dink cinayeti davasında mahkemenin verdiği kararı sert bir şekilde eleştiren Atsız, “Bu kararı bir utanç vesîlesi olarak telakki ediyorum. Hrant’ın katillerini kadife eldivenle tutan zihniyet şimdi gücü ancak bana yettiği için aleyhime hakaret dâvâsı bile açabilir, hiç şaşmam! Ama bu yüzden doğru bildiklerimi meskût geçecek değilim. Çünkü böyle yapanların sayısı arttıkça artık bize jandarma yetiştiremez duruma düşecekler!” diyor.

Nihal Atsız’ın vasiyeti

Yağmur Oğlum!

Bugün tam bir buçuk yaşındasın. Vasiyetnameyi bitirdim, kapatıyorum. Sana bir resmimi yadigar olarak bırakıyorum. Öğütlerimi tut, iyi bir Türk ol.

Komünizm bize düşman bir meslektir. Bunu iyi belle. Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır. Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlılar tarihi düşmanlarımızdır.

Bulgarlar, Almanlar, İtalyanlar, İngilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, İspanyollar, Portekizliler, Romenler yeni düşmanlarımızdır.

Japonlar, Afganlılar ve Amerikalılar yarınki düşmanlarımızdır.

Ermeniler, Kürtler, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Lazlar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler içer(de)ki düşmanlarımızdır.

Bu kadar çok düşmanla çarpışmak için iyi hazırlanmalı.

Tanrı yardımcın olsun!

‘Ben Ermeni’yim’ başlıklı yazısına gelen tepkiler üzerine ne yazdı?

Evet,

BEN BİR ERMENİYİM!

Eğer çifte standard riyâkârlıkdır, cinâyet cinâyetdir demek “Ermenilik” ise evet, ben Ermeniyim!

Aslolan hasmını yoketmek değil, hasmınla her ikinizin de içinize sindirebileceğiniz bir hakıykatleri bulma yolu aramakdır demek Ermenilikse ben sapına kadar Ermeniyim!

Benim “Ermeniliğim”den böylesine rahatsız olanlar, yâni Ermeni olmayı bir ağır küfür kabûl edenler, kendileriyle aynı kafadaki bâzı Ermenilerin de “Türk” kelimesini küfür ve aşağılama olarak kullanmasından niçin rahatsız oluyorlar? (“Şu Ermenilerden çekdiğimiz”, Star, 2 Mart 2012.

Kategoriler

Güncel Gündem