Melis’in masalsı mutlu heykelleri

İnsanoğlunun çamura şekil vermesi, hayallerini formlara yansıtması, ateşi keşfetmesiyle başladı. Seramik, tarih öncesi çağlarda başlamış ve hem üretim amaçları, hem de kültürel boyutuyla, sürekli olarak gelişerek bugüne dek varlığını sürdürmüş bir sanat dalı. Bu hafta sayfamızda, saf ve çocuksu bir dünyadan ilham alan seramik sanatçısı Melis Kolyozyan’ın masalsı heykelleriyle tanışıyoruz.

Melis Kolyozyan
FOTOĞRAF: BERGE ARABIAN

KARİN BAL
karinbal89@gmail.com

İnsanoğlunun çamura şekil vermesi, hayallerini formlara yansıtması, ateşi keşfetmesiyle başladı. Seramik, tarih öncesi çağlarda başlamış ve hem üretim amaçları, hem de kültürel boyutuyla, sürekli olarak gelişerek bugüne dek varlığını sürdürmüş bir sanat dalı. Bu hafta sayfamızda, saf ve çocuksu bir dünyadan ilham alan seramik sanatçısı Melis Kolyozyan’ın masalsı heykelleriyle tanışıyoruz. Yarattığı mutlu ve eğlenceli karakterlerle, görenlerin yüzünü güldürmeyi amaçlayan Kolyozyan’la, Teşvikiye’deki atölyesinde buluşup, seramik aşkı ve bu alandaki çalışmaları üzerine konuştuk..

  • Sizi tanıyabilir miyiz?

1981 İstanbul doğumluyum. İlkokula Aramyan Uncuyan’da, ortaokul ve liseye Pierre Loti’de gittim. Fransa’daki Dophin Üniversitesi’nde işletme okuduktan sonra iktisat üzerine yüksek lisans yaptım. Daha sonra Türkiye’ye döndüm ve profesyonel iş hayatıma başladım. On yıldır pazarlama sektöründe çalışıyorum. Üç-dört yıl önce hobi olarak seramikle ilgilenmeye başladım. Bir buçuk yıl önce de Happy People’ı kurdum. Mutlu heykelciklerimle yavaş yavaş bu alanda profesyonelliğe doğru gidiyorum.

  • Seramikle tanışmanız nasıl oldu?

Üç-dört yıl önce, Beşiktaş’taki bir atölyede tanıştım. Birkaç arkadaşım seramik kursuna gitmeye başlamıştı, onlardan etkilenerek ben de kursa yazıldım. Başlarda ben de herkes gibi çanak çömlek yapıyordum, ama daha çok heykel ve figürler çalışmak istiyordum. Kurstaki hocam kendime karakterler yaratmamı söyledi. Kursun altıncı ayında ilk karakterimi yaptım. Herkes çok beğendi, çevremdekiler kendileri için de yapmamı istediler. Saf kalpleri, çiçekleri ve gülen suratları olan karakterler yapmaya başladım. Zamanla çeşitli malzemelerle farklılaştırdım onları.

  • Tasarımlarınızda nelerden ilham alıyorsunuz?

    Altı ile sekiz saat pişen seramiğin fırından çıkmasını beklemek çok heyecanlı. Ürün fırından çıktığında, onu yapan kişiyi bir sürpriz bekliyor.

İlkokuldan beri, kâğıt üzerine kalpler, demet demet çiçekler çiziyordum. İllüstrasyonları da seviyorum, onlardan da ilham aldım. Heykel ciddi bir şey; hep insan figürleri, doğru proporsiyonlar ve doğru vücut formları yapmak gerekiyor. Ama benim seçtiğim şekilde çalışmak çok daha eğlenceli. Çünkü amacım hem kendimi, hem de satın alanları mutlu etmek. Olumlu yorumlar aldıkça hevesim arttı. Çamurla çalışırken farklı şeyler deniyorum, karakterlerim aslında yaparken şekilleniyor.

  • Seramik temel olarak kaç aşamadan oluşuyor?

Çok kademeli ve emek isteyen bir süreç... Elle şekillendirme, kuruma, ilk pişim, sırlama, ikinci pişim olmak üzere, beş temel aşama var. İlk olarak seramik çamuru şekillendiriliyor ve yaklaşık bir haftalığına, kurumaya bırakılıyor. Kuruyunca üzerinde rötuşlar yapılabiliyor. Ardından, özel seramik fırınında, 900 derecede pişiriliyor. İlk pişim sürecinden sonra ‘bisküvi’ denen aşama geliyor. Biraz sertleşmiş olan çamur, zımpara yapılarak rötuşlanabiliyor. Sonra sıra, ‘sırlama’ dediğimiz boyama tekniğine geliyor. Sır çok enteresan bir malzeme, çünkü ilk boyandığında son rengini görmek mümkün olmuyor, biraz zor bir teknik. Boya işlemi tamamlandıktan sonra ürün ikinci pişim için tekrar fırına veriliyor. Bu kez 1000-1200 derecede pişiyor ve fırından çıkınca o parlak rengini alıyor. Yaptığım karakterler soğuduktan sonra aksesuarlarını ekleyerek son hallerini veriyorum.

  • Bir ürünü ortaya çıkarmanız ne kadar sürüyor?

Ürünün son halini alması iki-üç haftayı buluyor. Şekillendirme birkaç gün, kuruma bir hafta, pişme ve sırlama bir hafta sürüyor. Ben kalıp kullanmıyorum, her şeyi elde yapıyorum. O nedenle günde bir-iki karakter şekillendirebiliyorum. Normalde seramikçilerin kalıpları vardır, günde 30-40 ürün yapabilirler.

  • Sizin için seramiği diğer güzel sanatlardan ayıran nedir?

Her sanat dalının ayrı bir güzelliği var ama seramiğin tamamen elde şekillendiriliyor olması cezbediyor beni. Gerçekten uzun ve zahmetli bir süreç bekliyor seramikle uğraşanları. Altı ila sekiz saat pişen seramiğin fırından çıkmasını beklemek çok heyecanlı. Ürün fırından çıktığında, onu yapan kişiyi bir sürpriz bekliyor, çünkü nasıl olacağı önceden belli değil. Bazen patlayabiliyor, çatlayabiliyor, sırları akabiliyor, renkler güzel olmayabiliyor. Tabii, sonra iki-üç saat de soğuması var. O yüzden, sabır işi; bıkmamak ve çok sevmek gerekiyor.

  • Özel siparişle karakterler yarattığınız oluyor mu?

İşin en güzel yanı o aslında. Siparişler, beni farklı şeyler yapmaya yönlendiriyor. Sipariş verenlerin anlattığı özelliklere, hobilere, yaşam şekillerine göre yeni karakterler oluşturuyorum.

  • Yakın gelecek için ne gibi planlarınız var?

Halen bir şirketin pazarlama departmanında çalışıyorum. En büyük hayallerimden biri, kendi mağazamı açmak. Bu işe yarı profesyonel olarak başladım. Karakterlerim şu an belirli noktalarda satılıyor; finansal olarak kendimden emin olduğumda kendi mağazamı açacağım. Ayrıca sergi açmak gibi bir planım da var, hatta konseptini bile oluşturdum. Ama hepsi için zamana ihtiyaç var.

  • Tasarımlarınıza nerelerden ulaşabiliriz?

İKSV tasarım mağazası, Çukurcuma Evihan, Pavlika, Galata’daki Lunapark ve Nişantaşı’ndaki Z-Mix’te ürünlerim satılıyor. Dileyenler Facebook ve Instagram hesaplarımdan da bana ulaşabilirler.

Kategoriler

Toplum Fark Yaratanlar