Ermenilerin 1915 sonrası ilk durağı: Kobanê

IŞ(İD) işgali nedeniyle Kobane'deki hayatını bırakıp, hayatta kalabilmek için kenti terk eden binlerce insandan biri de Vrej Kasparyan. Kasparyan, büyükbabasının, 1915’ten sonra Kobanê’ye yerleşen ilk Ermenilerden olduğunu söylüyor. Kentteki savaştan kaçıp Suruç’a sığınan Kasparyan’la Kobanê’deki son durumu, kentin geçmişini ve aile hikâyesini konuştuk.

Fotoğraf: MİHRAN MANUKYAN
 

VARTAN ESTUKYAN
estukyan@gmail.com

Suriye’nin Türkiye sınırında bulunan Kobanê’de, IŞ(İD) ile YPG, YPJ ve Peşmerge güçleri arasındaki savaş, iki ayı aşkın süredir devam ediyor. Bölge halkının çoğunluğu Türkiye’ye göç ederken, pek çok Kobanêli de evlerini terk etmek zorunda kaldı. Evini, dükkânını bırakıp hayatta kalabilmek için kenti terk edenlerden biri de Vrej Kasparyan. Kasparyan, büyükbabasının, 1915’ten sonra Kobanê’ye yerleşen ilk Ermenilerden olduğunu söylüyor. Kasparyan, Kobanê’nin, 1915’in ardından Ermenilerin ilk yerleşim yeri olduğunu da ekliyor. Kentteki savaştan kaçıp Suruç’a sığınan Kasparyan’la Kobanê’deki son durumu, kentin geçmişini ve aile hikâyesini konuştuk.

  • Kobanê’ye ne zaman göç ettiniz?

Kobanê’nin Ermeniler için ayrı bir özelliği de var; soykırımdan sonra Ermenilerin toplu olarak göç ettikleri ilk yerleşim yeri. Büyükbabam, 1915’ten sonra Kobanê’ye göç eden ilk ailelerden. Büyükbabamı herkes bilirdi, özellikle de Ermeniler birbirini tanırlardı. Eğer son olaylar yaşanmasaydı, Kobanê’den göç etmek gibi bir niyetim yoktu, ancak bir ailem var ve kendimden çok onları düşünmek zorundayım. O yüzden artık orada yaşayamayacağımıza karar verdim; eşimi ve çocuğumu Ermenistan’a gönderdim, ben de Suruç’a geldim. Buradan da Avrupa’ya geçmeyi düşünüyorum. Varlıklı değilim, ancak az da olsa birikimim olduğu için yeni bir başlangıç yapabileceğimi düşünüyorum. Çoğu kişinin böyle bir imkânı da yok, ne yazık ki...

  • Şu anda nerede kalıyorsunuz?

Eşim Ermenistanlı olduğu için, onu ve çocuğumu ailesinin yanına, Yerevan’a gönderdim. Birkaç gün orada kaldıktan sonra, tekrar yanıma geldiler. Şu an İstanbul’dayız, bir otelde kalıyoruz. Avrupa’ya gitmek için kâğıt işleriyle uğraşıyorum. Umuyorum ki, en kısa zamanda da Avrupa’ya gideceğiz. Fransız Konsolosluğu’yla sürekli temas halindeyiz. İlk konuşmamızda olumlu cevap verdiler, görüşmelerimiz halen sürüyor.

  • Kobanê’deki Ermeni nüfusundan bahsedebilir misiniz?

Eskiden kentte nüfus yoğundu, öyle ki, okulumuz bile vardı. Ancak zamanla bu sayı azaldı, insanlar yurt dışına göç etmeye başladı. Bazısı da Halep’te yaşıyor, yazın Kobanê’ye geliyordu. Yani, Suriyeli Ermeniler için Kobanê, bir nevi yazlık bir yer gibiydi.

  • Kobanê’den kaçmaya ne zaman karar verdiniz?

Savaşın Kobanê’ye sıçraması çok ani oldu. Halk panik içinde kaçmaya başladı. Bizse Kobanê’de, evimizde kalmaya karar verdik, “Bir süre sonra geçer” dedik, gitmedik. Her gün evimizin önünden kenti terk etmek için geçenleri görüyorduk. Zamanla işin ciddiye bindiğini ve kısa sürede bitmeyeceğini anladık. Ertesi sabah erkenden, elimizin altında tuttuğumuz resmî belgelerin olduğu çantayı alarak Kobanê’yi terk ettik.

Rafi’nin hikâyesi: Savaşın korkunç yüzü

“Savaşın kurbanlarından biri de, çocukluk arkadaşım Rafi oldu. Tamirciydi ama bir yandan da yedek parça ticaretiyle uğraşıyordu. Küçük bir pikabı vardı. Savaşın yoğun olduğu zamanlarda bile Kobanê’den çevre illere gider gelir, bazen yanında yüklü miktarda para da taşırdı. Bu geçişlerinden birinde arabası arızalanan iki Suriyeliye yardım etmiş. Bu iki kardeşten birini arabasına almış, diğer motosikletle arkalarından geliyormuş. Arabada yanından oturan kişi Rafi’ye çullanmış. Rafi babayiğit çocuk, direnip boğuşmuş. O esnada motosikletli kardeşi yaklaşarak ateş açınca, Rafi’yi öldürmüş. Cesedini kuytu bir yere attıktan sonra, kamyonete el koymuşlar. Ertesi gün, kamyonetle aynı kontrol noktasından geçerken askerler aracı tanımış ve sürücünün değiştiğini fark edip kontrol etmek istemişler. Şoför mahalini kan içinde bulmuşlar. Cinayet ortaya çıkınca, ikisi de tutuklandı ve asıldı. Ama bu ceza bile, Rafi’nin karısının yüreğini soğutmaya yetmedi. Hâlâ iki küçük çocuğuyla birlikte genç yaşta yitirdiği kocasının yasını tutuyor. Bu cinayeti işleyenlerse, Esad ordusuna destek veren bir aşiretin mensuplarıydı. İşin özü şu; savaş cinayettir ve savaşta temiz kalmak mümkün değil.”


‘Kobanê Kürtler için varlık sorunu’
Apraham Karagülyan:

Apraham Karagülyan, 1955 Halep doğumlu. İlkokul ve liseyi Lazar Nacaryan Okulu’nda okuyan Karagülyan, daha sonra üniversitede tıp eğitimi almış. Göğüs hastalıkları konusunda uzmanlaşan Karagülyan, 1983-85 arasında Kobanê’de görev yapmış. Orada iki yıl kaldıktan sonra Ermenistan’a döndüğünü söyleyen Doktor Karagülyan, sık sık kenti ziyaret ettiğini belirtiyor: “Otuz yıldır sık sık Kobanê’ye giderim ama bu son yaşananlardan sonra Kobanê’ye gitmek, artık ne yazık ki imkânsız hale geldi.”

Geçmişte Kobanê’de yoğun bir Ermeni nüfusun olduğunu söyleyen Karagülyan, bölgedeki Kürtlerle iletişimin her zaman için çok iyi olduğunu ifade ediyor: “Kobanê’de eskiden çok Ermeni vardı, ancak bu olaylar tabii ki oradaki nüfusu da etkiledi ve göçler oldu. Oradaki pek çok Kürt de Ermenice bilir, konuşurdu. Kürtler ve Ermeniler, her zaman sanki aileymiş gibi samimi bir ilişki halindeydi. Benim de orada çalışırken birçok Kürt arkadaşım oldu.”

Kobanê’nin stratejik bir önemi olduğunu da ifade eden Karagülyan, son dönemde kentte yaşananları şöyle özetliyor: “Kobanê, Kürtler için de oldukça önemli. Bugün orada yaşananlar, Kürt halkını ilgilendiren bir varlık sorunu. Orada İslamcılar etnik bir temizlik yapmaya çalışıyorlar. Uluslararası camia, Kobanê’deki zaferin yalnızca IŞİD’in yok olmasıyla gerçekleşebileceğini düşünüyor.”

Kategoriler

Güncel Diaspora Gündem