BERCUHİ BERBERYAN

Bercuhi Berberyan

KAPLUMBAĞA

Bir armağan

 

Tam yılbaşı üzeri, bir okurumdan, beni çok duygulandıran “Agos Endonezya’da” konulu bir iletiyle, pek anlamlı bir fotoğraf aldım. Öyle hoşuma gitti ki bunu sizlerle paylaşmaktan kendimi alamadım. Önce okuyucuma ne kadar duygulandığımı yazıp, köşe yazımda da olayı anlatmayı düşündüm sırf. Baktım ki beni kesmiyor, ne kadar etkilendiğimi tarife yetmiyor, ayrıca gelen yazı da pek güzel, köşemi sevgili Cenk Burduroğlu’na, fotoğrafla yazıyı da Agos okurlarına armağan etmeye karar verdim. Yeni yılda herkese sağlıklı ve Agos’lu günler dilerim.

“Bir Kare ve Hissettirdikleri Jakarta sokaklarında boynumda makinem dolaşıyorum. Yağmur birazdan yağacağının sinyalini veriyor sürekli. Bir yandan gözümün önünden akan birçok kareyi ölümsüzleştirmeye çalışıyor, diğer yandan da az sonra yağacak yağmurda nereye sığınacağımı düşünüyorum. Tam o esnada yanımda duran taksinin önüne oturmuş, heyecanla bana seslenen bir kişiye rastlıyorum. Beden diliyle fotoğrafının çekilmesini istediğini söylüyor.

O coğrafyada çok fazla karşılaşamayacağınız bir hareket. Memnuniyetle kabul ediyorum tabii ki. Etrafındaki arkadaşları onun her pozunda çocuklar gibi eğleniyorlar. Çakan şimşekler umurlarında bile değil. Bir anda aklıma okuma fırsatını bulamadığım için son günlerde yanımda taşımaya başladığım çantamda duran Agos Gazetesi geliyor. İşaret ediyorum ve çantamdan çıkarıyorum. Bir anda gülümsüyorlar ve gazeteci olduğumu düşünüyorlar. Gazeteyi tutmasını istiyorum. Yanındakiler de okur gibi yapmasını söylüyorlar; ben de deklanşöre art arda basıyorum. Yağmur başlıyor. Vücut dilimle teşekkür etmeye çalışıyorum. Onlar da gülümseyerek el sallıyorlar bana. Anlık mutlulukları gözlerinden okunuyor.

Fotoğraflara tek tek bakarken, bu karelere benden başka insanların da bakmasını istediğimi fark ediyorum. Biraz araştırırsanız bizden çok da farkları olmadığını gördüğümüz bu insanların kendi ülkelerinde, tıpkı bizimkinde olduğu gibi düşüncelerini ifade etme şansları olmadığını, bireysel hak denen kavramın tıpkı bizde olduğu gibi kâğıt üzerinde var olduğunu göreceksiniz. Aslında birbirimize çok da yabancı değiliz, bambaşka renklere, bambaşka gülümsemelere, bambaşka dillere sahip olsak da... Fotoğraftaki adam, elinde tuttuğu fakat dilini anlamadığı gazetenin, ‘öteki’ olarak algılanan ancak ısrarla ‘Ben aslında ‘sen’im!’’’ diyerek duymak istemeyen kulaklara sesini duyurmaya çalışan bir gazete olduğunu bilseydi, acaba daha sıkı sarılır mıydı ona, kim bilir?

Umarım beğenirsiniz

Sizi çok seven okurunuz Cenk Burduroğlu”

Ben buna bayıldım sevgili Cenk. Umarım okurlar da severler. Mutlu yıllar.