BERCUHİ BERBERYAN

Bercuhi Berberyan

KAPLUMBAĞA

İpin ucu iyice kaçtı

Yine her şey karman çorman ve ipin ucu iyice kaçtı. Yine hangi habere kulak verip, hangi yazıyı okuyacağını şaşırma ve boş sayfaya boş boş bakarak, ekran önünde saatlerce oturma durumu... Ve de çileden çıkarak, beyninde dönüp duran saldırgan cümleleri sayfaya dökmemeye çalışma gayreti... Kolay değil valla.

Hele bir de kadınsan ve kadın bedeni ağızlarda sakız olmuşsa, susup otursan bir türlü, fışkırıp döktürsen bir türlü.

Gerçi, ne kadar yırtınsan boş, itirazlar para etmeyecek, yine bildiklerini okuyacaklar ya, hep öyle değil mi? Böyle birden büyük patlamalar oluyor, ortalık alevleniyor. Sonra puf diye sönüyor. Neden? Çünkü hemen daha büyük bir patlama yaratılıyor. O ateşli itirazcılar da ‘beterin beteri’ endişesine kapılıyor ve başlara örülmek üzere olan yeni çoraplara odaklanıyorlar. Sonuç? Her durumda, “Padişahım çok yaşa.” Fütursuzca ve korkusuzca sürdürülen bu “Ben yaptım, oldu” icraatına hiç aklım ermiyor benim. Ama resmen öyle oluyor. Hangi karar, halkın itirazları, endişeleri, istekleri dikkate alınarak verildi şimdiye kadar?

Birçok erkeği, kadından fazla kadın hakkını savunur hale getiren, şu, doğurmayı kanuna ve yasağa bağlama meselesine hiç bulaşmayayım diyordum. Nasılsa doğurma yaşımı geçmişim artık. Ne kafama takayım şimdi sinirimi hoplatacak meseleleri... Hem yine imam bildiğini okuyacak. Diyorum, diyorum da, aldırmazlık edemiyorum.

Yeter artık yahu, bi durun hele. Namusumuzun ve şerefimizin ölçüsünü değerlendirip durmak az geldi, bilmem neremizden iç organlarımıza kadar bedenimizin yönetimi de devlete ait mi olacak yani? Devletin erkeklerine? Dünyaya bir çocuk getirip getirmeyeceğime siz mi karar vereceksiniz? Ve rahmimin akıbetine? Siz nerden bileceksiniz, kadının bedeninde olup bitenlerle ruhunun bağlantısını? Nerden bileceksiniz, yasaklı ya da serbest, tüm o işlemlerin insanı ne hale getirdiğini? Soran yok tabii, çünkü önemi yok. Kadındır o.

Yani? Sizin paşa gönlünüze göre, içine bir şey koyup çıkarabileceğiniz bir makine. Emrinize verilmiş, iyi ya da kötü bir makine. Siz kötü amaçlarınıza alet etmiş de olsanız, kötü olan mutlaka yine odur. Tecavüze uğramışsa, bir kere kesin fahişedir. Küçücük bir çocuk, yaşlı başlı bir adamı kışkırtır ve kendi arzusuyla kendisine tecavüz ettirir. Adam ortalıkta, yüzü bile kızarmadan, elini kolunu sallayarak dolaşır. Çünkü masumdur. O kızın ise hayatı kayar. Oh olsun, hak etmiştir, çünkü fahişedir. Eğer bir zina söz konusu olmuşsa, suçlusu pek tabii ki kadındır. Hapse atılsın, hatta asılsın. Adamcağız, elini yıkayıp yuvasına dönsün. Karısı kollarını açıp, kötü bir kadının kötü emellerine alet olmuş masum kocasını bağrına bassın.

Evet, olan olmuş, biten bitmiştir. Ama bu karambolde eğer kazara bir hamilelik söz konusu olmuşsa o çocuk doğmalıdır. Doğuracak olanın kendisi çocuk olsa da doğmalıdır. Üstelik, daha minicik olduğu ve bedeni yeterince gelişmediği için bile olsa, sezaryen yaptırmamalı ve bağıra bağıra doğurmalıdır. Hem nasılsa devlet ona bakacaktır. Sokaklarda bir dolu ziyan olmuş çocuğa baktığı gibi.

“Masum bir çocuk öleceğine, anne olacak kendini öldürsün” demiş Melih Gökçek. Ne bilgece bir laf etmiş... Yazdıkça hatırladım, galiba beni en çok çileden çıkaran bu oldu. Yalnız, iyice açıklamamış. Kadın ne zaman öldürmeli kendini? Hamile kaldığını anladığında olmaz. Çünkü o zaman karnındaki o masum can da onunla birlikte ölür. Hımm... Anladııım... Önce doğuracak, çocuğu devletin emin ellerine teslim edecek, sonra da kendini öldürecek demek.

Boşa konuşuyoruz, boşa... Konuştukça da sinirleniyoruz. Bugüne kadar halkın itirazıyla hangi kanunu, hangi yasağı çıkarmaktan vazgeçtiler? Resmen karşı durulamaz bir istibdat söz konusu. Hepsinin bir amacı var, belli, ama neden akıl edilmiyor acaba ki, tarih boyunca bütün yasaklar hep ters tepmiştir...

Şöyle bir istatistik içeren bir ileti aldım geçen gün (izin almadan yazdığım için göndereni açıklamıyorum): Sigara yasaklandı, başlama yaşı 7’ye düştü. Alkol yasaklandı, satışlar %20 arttı. 19 Mayıs yasaklandı, milyonlarca kişi Atatürk anıtlarına aktı. Porno yasaklandı, Türkiye ‘şişme kadın’ siparişi sıralamasında ilk sıraya çıktı. Yasaklanan kitabı, basılmadan yüz binlerce kişi okudu.

İster istemez şöyle bir mantık doğuyor: Bir yandan “Beş çocuk yapın” derken, nasılsa ters tepeceği için sezaryene ve kürtaja yasak koyarak, aslında çaktırmadan bir nüfus planlaması mı yapılıyor acaba?