VAHAKN KEŞİŞYAN

Vahakn Keşişyan

Cavakh Ermenileri ve gerçekler

Gürcistan’daki Cavakh bölgesinde yaşayan Ermenilerin yaşamsal sorunlarına dair kaygılar gün be gün artmakta. Bir yandan dil ve kültürel haklar üzerindeki baskı, diğer yandan insanların bu mağduriyetler karşısında düştükleri yılgınlık, soruna duyarsız kalmayı imkânsız kılıyor. Ermeni gençlik örgütleri bu yönde faaliyetler sürmekteler. Gazeteler sürekli olarak bu konuyu işliyor. Özellikle de bir kilisenin yıkılması ya da tanınmış bir Cavakhlının tutuklanması söz konusu olduğunda. Ermeni Devrimci Federasyonu konuyu Nahcivan’da yaşananlara benzetip, gecikmenin ne kadar pahalıya mal olacağı konusunda uyarılarda bulunuyor. Daha geçen hafta Burç Hamud sokaklarında bu konuya dikkat çekmek için büyük bir etkinlik gerçekleştirildi.

Tüm bunların yanında şüphesiz ki Gürcistan hükümetinin tavrını da sorgulamak gerekir. Ancak meseleyi bütünlüklü olarak ele almak zorundayız. Söylentilere göre Ermenistan vatandaşlığına geçmek için hazırlanan yeni kanundan esas yararlananlar Gürcistan Ermenileri. Ermenistan yetkilileri istatistiki veriler yayımlamadıkça bu konuda mutlak bir bilgiye sahip olamayacağız. Ancak konuyla yakından ilgilenenlerin tanıklıklarına güvenerek gerçeğin böyle olduğunu söyleyebiliriz. Hikâyenin aslı şu: Gürcistan vatandaşları birkaç yıldan beri Rusya’da çalışma imkânını kaybetti. Bilindiği gibi Kafkas ülkelerinden pek çok insan iş bulma ümidi ile Rusya’ya gitmekte. Cavakh bölgesinde de oldukça yaygın olan yoksulluğu göz önünde bulundurduğumuzda, bu durum çok daha anlaşılır oluyor. Şimdilerde ise Cavakh Ermenileri Ermenistan vatandaşlığı elde ederek Rusya’ya gitmenin kolay yolunu bulmuş durumdalar. Bu da, dolaylı olarak, Ermenistan’ın, Cavakh bölgesinin boşalmasına katkı sunması anlamını taşıyor. Birkaç yıl önce de Ermenistan’ın Cavakhlı Ermenileri Karabağ’a yerleştirme planından bahsediliyordu. Esasen böyle bir proje var, ama milliyetçi söylemler arkasında gizlenmeye çalışılıyor.

Adil olup şu gerçeği teslim etmeliyiz. Ermenistan Cumhuriyeti yurttaşı olmak, o belgeyi elimizde tutmak, üzerinde Ermeni harfleri ile adımızı okumak, Ermenistan devletinin amblemini görmek, bu ülkeye yapacağımız ziyaretlerde vize alma zorunluluğu taşımamak, hepimiz için duygusal bir anlam taşıyor. Ancak her birimizin bu yurttaşlıktan farklı bir beklentisi olduğu da gerçek. Eğer Cavakh Ermenileri bu belge ile Rusya’da çalışma imkânı sağlamak istiyorsa, Suriye Ermenileri de aynı belge ile Körfez ülkelerinde çalışma imkânı bulmak istiyorlar. Lübnan Ermenileri Avrupa ve Amerika’ya vize başvurusu yaparken Ermenistan vatandaşlığının işleri kolaylaştıracağını düşünüyorlar. İran ve Türkiye Ermenileri ise bu belge ile kendilerini daha güvende hissedecekler. Eğer ülkelerinde durumlar bozulacak olursa, hatta özellikle Ermenilerin durumu bozulacak olursa gidecek bir yerleri olacak. Hatta pek çok İranlı Ermeni bu kaygılarla ev satın alıyor Ermenistan’da. Amerika’ya göç etmiş Ermenistanlılar içinse kaybettikleri vatandaşlık haklarına yeniden kavuşabilmenin yollarını açıyor Ermenistan pasaportu.

Son tahlilde, bütün bunlar Ermenistan açısından da ilginç anlamlar taşıyor. Ülke yeni vatandaşlara kavuşurken, azalma eğilimindeki nüfus dengelenmiş oluyor. Doğal olarak bir ülke, bir vatan, bütün yurttaşlarına ve diasporasına yardım edebilecek güçte olmalı. Ve eğer çifte vatandaşlık hakkı benimsenmiş bir siyaset ise, ulusun tüm bireylerini bu konuda aynı fikir etrafında birleştirebilmeli.

Peki bu pembe politika ne oranda gerçekleşebilir? 1946-1949 yıllarında da Ermenistan’a, anavatana doğru bir göç yaşanmıştı. Bu göç dalgası ile Kesaplı ve Aramolu Ermeniler kendi ata topraklarını bırakıp Ermenistan’a göç etti. Bunlar, yüzyıllardan beri Ermeni köyleriydi. Suriye topraklarında kalmış olduklarından, Soykırım günlerinde de nüfuslarını kaybetmediler. Bu köylerin ahalisinin, hatta İstanbul Ermenilerinin veya Yeni Culfalıların Ermenistan’a gitmesi ne denli iç göç sayılabilirse, Cavakh Ermenilerinin Karabağ’a yerleşmeleri de aynı oranda iç göç sayılabilir.

Gürcistan’ı düşman ülke olarak görmek hiçbir fayda getirmeyeceği gibi, büyük zararlara yol açacaktır. Kimse alınmasın ama, el âlemin gözündeki çöpü göreceğimize, kendi gözümüzdeki mertekle uğraşalım.