VAHAKN KEŞİŞYAN

Vahakn Keşişyan

Duvara girmenin riski

Tarih boyunca insan ve duvar yan yanadır. Doğada insanı vahşi yaşamdan ayıran şey duvar olmuştur. Güvenliğini sağlamıştır. Duvarı keşfederek insan arazinin bir bölümünü ayırıp kendine mal etmeyi, mülkiyeti ve zenginleşmeyi öğrendi.

Ancak aynı duvar sadece insanın kişisel servetini bölmekle kalmamış, halklar arasında da engel olmuştur. Çin seddi insan eli ile yapılmış ve uzaydan görülebilen tek nesnedir. Çin ülkesini Moğol istilalarından korumak için inşa edilmiştir.

Saraylar ve kaleler yüksek duvarlarla korunmuştur. Yahudiler ise ibadet niyetine bir duvarın önünde ağlamaktalar. Soğuk savaşı bitiren ve yeni bir döneme yol açan olay Berlin duvarının yıkılmasıyla somutlaşır. Günümüzde ise İsrail yüksek bir duvar ile kendisini Filistinlilerden soyutluyor. Ya da bir başka gerçeklikle Filistinlileri bir duvarın arkasına hapsediyor. Duvarla ilgili söylenecek o kadar çok şey var ki, Hrant Dink Vakfı gelecek yılın ajandasını duvarlara ayırsa yeridir.

Suudi Arabistan’da yakında yeni bir duvar örülüyor. Cinsiyetleri birbirinden ayıracak bir duvar. Her türlü monarşinin ve aşırı dinci siyasetin tasavvur edildiği bir ülkede şimdi cinsiyetleri birbirinden ayıran bir duvar da hayata dâhil olacak. Dükkânlarda, alışveriş merkezlerinde ve her türlü kamusal alanda bu duvarlara rastlayacağız.

Suudi Arabistan’daki tek duvar bu değil şüphesiz. Yönetici aile ile sıradan insanlar arasında bilinen ama görünmeyen bir duvar var. Duvarın bir benzeri de zenginler ile yoksullar arasında, farklı inanç gurupları arasında ver. Lübnan’da mezhepler arasında da böyle bir duvardan bahsedebiliriz zira farklı mezheplere mensup insanlar evlenemezler. Belediye nikâhının önünde de dini kurumlar diye nitelendirilen yüksek bir duvar bulunuyor. Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman parlamentoda belediye nikâhı yasası önerdi ama duvarın önünde durmak zorunda kaldı. Ya da Burc Hamudlulara özgü avam ağızla “duvara girdi”.

Suriye’de, Mısır’da, Pakistan’da ve başka yerlerde İslamcıları silahlandıran, Mali’de ise İslamcılara karşı savaşan Fransa’ya maddi destek sağlayan Suudi Arabistan nasıl bir ülke?

Mali hikâyesi de ilginç bir bulmaca. Genellikle hakkında pek bir şey bilmediğimiz Mali’nin şehir adlarını, hatta şehirdeki sokak adlarını öğrenmeye başladık. Böylece Mali ile aramızdaki iletişim duvarı da yıkılmış oldu.

Aylık ‘American Scientific’ dergisinin bu ayki sayısında zenginler ve fakirler için farklı internet ortamları olduğunu ve ateşten duvarın gerisinde kalanın ‘fair wall’ olarak adlandırıldığını öğreniyoruz. Bir de haberi alma duvarı var. Mali hakkında şahsen Google’da aramadan öğrenemeyeceklerimizin bulunduğu. İyi de her bildiğimizi Google’da mı aramışız? Tabii ki hayır. Demek ki bize sunulan şeyler olduğu gibi, bilmek için aramak zorunda olduklarımız var.

Mali’de olan bitenleri Google’dan aramak zor değil. Tüm bu gelişmeler terörizme ve İslamcılığa savaş olarak sunulur iken duvarın ardındaki gerçeklik başka bir hikâyedir. Yine bir ufak aramayla Tuareg’lerin bir ulus olduğu ve Mali’nin kuzeyinde yaşadığını, Konna adlı şehri işgal ettiklerini öğrenebiliriz. Bu aşamada devreye Fransa girer ve Afrika’nın bu köşesinde bir duvar örerek çıkarlarını güvenceye almak ister. Oysa Çin de aynı noktaya yerleşme çabasındadır. Fransız uçakları ses duvarını aşarak Mali’ye ulaşır, isyancılara bomba yağdırırlar. Çin müdahale etmez şüphesiz. Tam tersine işbirliği önerir. Ama ‘barışçı müzakerelerden yana’ olduğunu da belirtmeden edemez.

Şans eseri Mali geniş bir çöl ülkesi. Yani duvar örmek mümkün değil. Özellikle de şu sıralar Amerikalılar Afrika’da on kadar askeri üs inşa etmeye karar vermişler iken bir Çin Seddi Afrika’yı bölebilir mi? Bu üslerin de Beyrut’taki Amerikan Üniversitesi gibi büyük duvarları olacak mı?

Henüz hepimiz duvara girmemişken acaba ne yapmalı?