VAHAKN KEŞİŞYAN

Vahakn Keşişyan

Özgür, bağımsız, insansız... Yaşasın 28 Mayıs!

Geçen Pazar günü Beyrut’ta Ermeni Spor Derneği’nin kuruluşunun 95. yıldönümü kutlandı. Sporcular ve izciler, Burc Hamud Stadyumu’nda geçit töreni yaptılar. İzleyiciler arasında Ermeni resmi zevatı, örgütlerden ve Kilise’den temsilciler de vardı. Sporcuların geçti töreni 28 Mayıs coşkusuyla da taçlandırılınca, hepte milli bir atmosfer oluştu. Elbette, yöneticiler konuşmalar yaptılar. Son konuşmayı yapan Katolikos I. Aram, Ermenistan’da süregiden dış göçe değinmeden edemedi. 28 Mayıs Bağımsızlık Günü’nün anlamına vurgu yaparak, “Ermenistan insansızlaşırken nasıl sessiz kalabiliriz?” dedi. İzleyiciler arasında Ermenistan Cumhuriyeti’nin elçisi Aşod Koçaryan da vardı ama bu durum Katolikos’un eleştirilerini ifade etmesine engel olmadı.

Ermenistan yetkililerinin, diasporada resmi ağızlardan eleştiriler işitmelerinin ilk örneği değil bu. Ancak, bugüne değin söz konusu eleştiriler Ermenistan dış siyaseti ile, özellikle Türkiye ile ilişkilere yönelik iken, bugün artık Ermenistan’daki iktidarın çürümüşlüğünü hedef alıyor.

Tabii, şunu da söylemek mümkün: Bizatihi, diasporanın söz konusu ilişkilerdeki olumsuz tavrı, Ermenistan ekonomisini olumsuz etkilemiş, bu da dış göçün sebeplerinden biri olmuştur. Buna rağmen, hepimiz biliyoruz ki Ermenistan ekonomisinin bu içler acısı halinin başlıca sebebi, halkın elindekini avucundakini gasp eden ve ülkeye damgasını vuran oligarşik düzendir.

28 Mayıs, Ermenistan’ın ilk bağımsızlığını kazandığı tarihtir. Esasen, Çarlık Rusyası’nın çöküşü ile Bolşevik Rusya’nın doğuşu arasındaki zaman dilimine (1918-1920) denk gelen bu bağımsızlık döneminde Ermenistan’ın harita üzerindeki sınırları birkaç kez değişmiş, hatta ilk yıl yönetim merkezi Yerevan değil Tiflis olmuştur. Ancak burada söz konusu olan, bir devlet ordusunun zaferiyle değil, Sardarabad’daki kahramanca direniş sayesinde elde edilmiş, halkın kendini savunmasının sonucu olan bir bağımsızlıktır.

Bugünkü Ermenistan Cumuriyeti’nin bağımsızlığı ise, uluslararası siyaset alanındaki rastlantılar sonucunda gerçekleşti. Yani, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla ortaya çıkan ve 21 Eylül 1991’de bağımsızlığını ilan eden ülke, aslında kendi halkının iradesinden ziyade, dış güçlere bağımlı; bu durum da bağımsızlığı sorunlu hale getiriyor. Bu gerçekliğin sorumlusu çürümüş iktidarlar değilse, kimdir? Bu iktidarların tek dayanağı, dış bağlantılarıdır. Dış güçler için Ermenistan üzerinde etkili olabilmenin en ucuz ve kolay aracı, kendilerine bağımlı, kukla iktidarlar.

28 Mayıs 1918’den 21 Eylül 1991’e kadar, 73 yıl, dört ay, 25 gün geçmiştir. Ermenistan bu zaman dilimi içinde bağımsız olamamıştır; bir Sovyet ülkesidir. Fakat, Sovyet yurttaşı olduklarını bilen insanlar, hiç değilse, sahte bir bağımsızlık içinde yaşam savaşı vermek, ruhsal ve ekonomik baskılara dayanamayıp göç etmek zorunda kalmamışlardı.

Dış göç, komplo teorileri ve efsaneler eşliğinde devam ediyor. Ermenistan merkezli bir internet sitesine göre, uluslararası güçler Ermenistan’ı insansızlaştırmak için karar almışlardır ve şu anda yaşananlar da, önceden tasarlanmış bir programın uygulanmasıdır. Bu haberin başlığının yanına, büyük harflerle ‘ÖNEMLİ’ yazılmış. Buna benzer teorilere sıkça rastlanıyor. Sorumluluktan kaçmanın en kolay yolu, görünmez güçleri suçlamak olsa gerek.

Diasporada 28 Mayıs’ın anlamı gayet net: Taşnakların bayramı. Birinci Cumhuriyet’te iktidar Taşnakların elindeydi. Beyrut’ta Ramgavar Partisi’ne ve AGBU’ya (Ermeni Hayırseverler Birliği) bağlı okullar için o gün tatil değildir. Taşnaklar ile Taşnak olmayanlar arasındaki ayrımın tarihi uzun hikâye. Kim hangi cumhuriyeti tanır, hangisini tanımaz; hangisi, ne zaman, ne için, ne yapmıştır... Esas mesele, tüm bu grupların, bugün, Ermenistan’ın bu çürümüş iktidarlardan kurtulması için ne yaptıklarıdır.