ROBER KOPTAŞ

Rober Koptaş

HAYAT OLDUĞU GİBİ

Eğitim dertlerimiz ve Agos

 

 

Ermeni okullarında eğitimci olmak kolay iş değildir. Yüksek beklentilerle ters orantılı imkânlar ve bunlardan kaynaklanan devasa sorunlar, meslek hayatına büyük bir şevkle atılan öğretmenleri bile zamanla bezdirir; onları rutinin sıkıcılığına hapseder.

Gittikçe küçülen bir cemaati hayatta tutma çabası, cumhuriyet döneminde Ermeni toplumunun bütün kurumsal yapılarında önceliği yaratıcılıktan korumacılığa doğru kaydırdı ve bu halin birkaç nesildir devam etmesi de, bakış açılarını daralttı, sığlaştırdı.

Yüksek nitelikli insan gücünün sürekli olarak ülke dışına göç etmek zorunda kalması, zaman içerisinde insan kaynağını büyük ölçüde kuruttu ve eğitimin genel niteliğini de dramatik ölçüde düşürdü.

Milli Eğitim’in azınlık okulları üzerinde hiç eksilmeyen gölgesi, eğitim müfredatının kötülüğü, milliyetçiliği, cinsiyetçiliği gibi faktörleri de unutmayalım.

Tüm bu zorluklar altında okullarımızdaki eğitim kadrosundan yüksek başarı bekleriz. Mütevelli heyetleri düzgün çalışmasa, veliler çocuklarının gelişimi için öğretmenlere yardımcı olmasa da başarısızlığın sorumlusu bellidir. Eğitimciler, öğretmenler, yokları var edip hem geleceğin iyi bireylerini yetiştirmeli, hem de sınavları başarıyla geçen öğrencilerin gelişimini sağlamalıdır. Aşağısına razı gelmeyiz, hep daha çoğunu isteriz.

Bir liste ve düşündürdükleri

Eğitim sorunlarımızla ilgili yazmak istememin nedeni, geçen hafta yayımladığımız Lisan Yerleştirme Sınavları (LYS) sonuçları.

Ermeni okullarında okuyan öğrencilerin üniversite sınav sonuçlarını yayımladığımız haftalar, Agos için her zaman zordur. Zordur, çünkü biliriz ki, sınav sonuçlarından memnun olmayan okulların yönetimleri, listenin yayımlanmasından rahatsızdır ve bu rahatsızlığı da, türlü vesilelerle iletecek, Agos’a sitem veya şikayette bulunacaktır.

Yılların deneyiminden süzülerek gelen bu sitem ve şikayetleri dikkate alarak, bu yıl listeyi öğrenci isimlerini belirtmeden yayımlama kararı aldık. Çünkü eğitimcilerin dikkat çektiği pedagojik sorunlara sebebiyet vermek istemiyorduk. Adlarının ve üniversite sınavlarından aldıkları sonuçların açık bir şekilde yayımlanması bazı çocuklar üzerinde olumsuz etkiler bırakabilir deniyordu ve bu uyarıyı dikkate almamamız düşünülemezdi.

Gelin görün ki, geçen hafta listeyi oluştururken yaptığımız bir hata, çok sayıda uyarı almamıza neden oldu. Öğrencilerden birinin adı listeye mükerrer olarak girmişti ve tesadüf, bu öğrencinin sınavdan en iyi puanları alanlardan biri olması, okullardan birini, diğer okullara nazaran çok daha başarılı gösteriyordu. Bu hata nedeniyle taraflı olmakla, bazı okulların kötülüğünü istemekle, art niyetli olmakla suçlandık. Oysa olan son derece basit bir insan hatasıydı ve neticede tek bir öğrencinin puanlarıyla ilgiliydi. Onun dışında hiçbir öğrencinin veya okulun derecelerini yanlış yazmış değildik, herkes, kendi puanlarıyla listedeki yerini almıştı.

Bir araya gelemeyince

Bu hafta l9. sayfamızda listeyi düzelterek yeniden yayımlamamızın nedeni işte bu hata. Daha doğrusu hatayı düzeltme ve kayıtlara doğru geçirme arzumuz. Ancak bu yaşanan, bize okullarımıza dair bir gerçekliği hatırlattı. O gerçek de, eğitimde yaşadığımız sorunların temeliyle yakından alakalı.

Agos’un oluşturduğu listeyi beğenmeyen eğitimcilerimiz, bugüne dek, Ermeni okullarının LYS ve benzeri sınavlardaki resmi sonuçlarını toplu halde duyurmak gibi adım atmış değil. Yani, her yıl yaklaşık 200 mezun veren 5 okulun yönetimleri, bir araya gelerek, öğrencilerinin girdikleri sınavlarda aldıkları puanları toplu halde listeleme, bunu topluma duyurma ve bu sonuçları bilimsel olarak değerlendirme çabasına hiç girmedi. Bunun yerine, listeyi güç koşullarda oluşturmaya çalışan Agos’u eleştirmek gibi gönül soğutan ama verimsiz bir tutum son derece yaygın. Bu bir araya gelip iş kotaramama hali, yalnız sınav sonuçlarıyla ilgili değil, eğitimin bütün alanları için geçerli.

Yanlış anlaşılmasın, bizler, okulların ve öğrencilerin başarısını ölçmek için LYS türü sınavların kendi başına açıklayıcı bir faktör olduğunu düşünmüyoruz. Bize göre, Ermeni okullarının, sınav sonuçlarıyla ölçülemeyecek çok daha farklı misyonları ve işlevleri var ve onların asıl başarısı o alanlardaki gelişmişlikleriyle ölçülmeli.

Ancak unutulmaması gereken bir şey var ki, merkezi sınavların sonuçları, hem bizler hem de pek çok veli için, okulların son durumunu ölçebileceğimiz neredeyse tek somut veri. Veliler ve veli adayları, çocuklarının geleceği açısından hayatı önem taşıyan bazı kararları verirken, ister istemez sınavlarda elde edilen sonuçları göz önünde bulunduruyor. Agos da, ortak kalitenin yükselmesini arzu ettiği Ermeni eğitim kurumlarının bu en temel ölçülebilir performansını okurlarına duyurmayı başından beri bir görev addediyor. Bunu yaparken de, açıklık ve şeffaflığın başarı çıtasını yükseltici bir etkisi olacağını tasavvur ediyor.

Sayfalarımız sizlerin

Unutulmamalı ki, bizler eğitimci değiliz. Dolayısıyla eğitimle ilgili meselelerde, iyi niyetle hareket ettiğimiz halde, hata yapma olasılığımız yüksek. Bu yüzden uyarılara karşı son derece duyarlıyız. Bizim için şu okulu buna, o okulu öbürüne tercih etmek gibi bir çiğlik söz konusu değil. Hepi topu 3000 öğrencinin eğitim gördüğü 16 okulu da kendi okulumuz sayıyor, hepsine bir gözle bakıyoruz.

Okullardan ve eğitimcilerden, sadece sınav sonuçlarıyla ilgili şikâyetlerini veya Agos’ta diğer okullara nazaran az yer bulmaktan kaynaklı sitemlerini değil, eğitim sistemiyle ilgili sorunlarını, dertlerini, çözüm önerilerini de bizlerle paylaşmalarını bekliyoruz. Bu meselelerin basın yoluyla ve diğer uygun mecralarda tartışılması, toplumun genelinin eğitimle ilgili dertlere olan ilgisini artıracağı gibi, ortak bilincin de yükselmesini sağlayacaktır.

Agos’un sayfaları, Ermeni toplumunun geleceği açısından hayati önemi haiz olduğunu düşündüğümüz eğitim konusuna sonuna kadar açık. Bu konuda işbirliğine ihtiyacımız var. Daha iyi eğitim için çaba gösteren öğretmen ve yöneticilerimizi, uzakta durup şikâyet etmektense, hepimizin ortak yararı için Agos’u ve sayfalarını kullanabildikleri kadar kullanmaya çağırıyoruz.