ROBER KOPTAŞ

Rober Koptaş

HAYAT OLDUĞU GİBİ

Paket, Aleviler, Kürtler, azınlıklar, Gezi

Üzerinden günler geçti, Demokratikleşme Paketi hakkında söylenebilecek her şey söylendi ve görünüşe göre, bir tür fanatizmin kıskacında olmayan herkes iyi kötü bir noktada birleşti: Bu pakette yer alan düzenlemeler şüphesiz ki olumlu, ancak düzlüğe çıkmak için çok daha fazlasını yapmak gerekir.

Madde madde baktığımızda, paketin içeriğinde yer alanlar, öyle veya böyle, desteklenmesi gereken adımlar. Türkiye’de demokratik dönüşümün ne kadar zor olduğunu biliyoruz, dolayısıyla devletin ceberrutluğunu, katılığını, tektipçiliğini kıracak her adımın üzerine titremek gerekiyor. Zaten paket de içerdiklerinden çok içermedikleriyle eleştiriliyor ve doğrusu da bu.

Pakete dair dikkat çeken temel eksikler birkaç başlık altında toplanabilir. Bunları Alevilerle, Kürtlerle, gayrimüslimlerle ve Türkiye’nin yönetim yapısıyla ilgili sorunlar olarak tanımlayabiliriz.

Alevileri AK Parti’nin tanımlaması şiddet

Alevi sorunu bugün Türkiye’de, iktidardaki AK Parti’nin Sünnileri temsil etmesi nedeniyle tansiyonu en yüksek meselelerinden biri. Kürt sorununda çatışmasız bir ortama girilmesinin ardından, Suriye’deki savaşın Türkiye üzerindeki etkilerinin de harlamasıyla, sorun daha da kritik bir hal aldı. Aleviler AK Parti’nin icraat ve niyetlerinden büyük şüphe duyuyorlar ve iktidar da gerek Suriye’de izlediği politikayla, gerek Gezi eylemlerindeki polis şiddetini savunan, kutuplaşmayı körükleyen haliyle bu şüpheyi katmerlendirmek için uğraşıyor adeta.

Aleviler onyıllardır büyük haksızlıklara uğradılar ve gelinen noktada bu sorunların tepe noktası, en azından onların algısında, Sünni İslam’ın siyasi temsilcisi olan bir partinin tek başına iktidarda olduğu bir döneme geldi dayandı. AK Parti ise, mevcut haksızlıkları ortadan kaldırarakgerilime son vermek yerine, ‘Açılım’ adı altında Aleviliği Sünni inancı doğrultusunda yorumlayan şüpheli bir yeni standart yaratma peşinde oldu. Bu, Alevilere karşı hiyerarşik, hegemonik ve yazar Yıldız Ramazanoğlu’nun isabetle vurguladığı gibi, “şiddet” içeren bir yaklaşımdı.

Oysa yapılması gereken, Aleviler arasında kim kendisini nasıl tanımlıyorsa buna saygı duymak,bu çoğulculuğa her türlü meşruiyeti ve statüyütanımaktı. Yarın da, Alevilerle ilgili hazırlanmakta olduğu söylenen paket eğer bu bakış açısını taşımazsa, Alevilik’ler arasından yine Alevilik beğenilecek veya yaratılacaksa, Alevi sorunu çözümsüzlüğe daha fazla batacak demektir.

Milliyetçileri kızdırmadan, süreci sekteye uğratmadan

Pakete baktığımızda, Kürt sorunu alanına değen türlü düzenlemeler görüyoruz. Ancak burada da temelden çok yüzeye dair adımlar var. Mevcut çatışmasızlık halini ileriye taşıyacak, KCK tutuklamalarıyla, TCK, TMK değişiklikleriyleilgili, yerinden yönetimin güçlendirilmesiyle ilgili adımların hiçbiri bu pakette yok. Bu hal de, hükümetin, Kürt sorununda çözümün kapısını aralamaya çalışırken milliyetçi hassasiyetleri kaşımamayı önde tutan, ama çözüm sürecine gölge düşürmeyecek asgari alanıda açan bir taktiği benimsediğini gösteriyor. Bu durumda, çözüm sürecininakıbeti de, Öcalan-Devlet diyalogunun göstereceği yolda ilerlemeye devam edecek demektir. Manzara buysa, umarız Marmara’nın ortasındaki adada, Drogba’nın gollerine sevinmekten gayrı hayırlı şeyler oluyordur ve yarınlar müjdeli haberlere gebedir.

Azınlıklar azlar ama önemsiz değiller

Paketin azınlıklarla ilgili boyutu Ruhban Okulu hakkında söz edilmemesinin olumsuzluğu ve Mor Gabriel arazisinin iade edilmesinin sevinci etrafında tartışıldı. Ancak azınlık haklarının böyle tekil jestler, ulufeler, lütuflar şeklinde ele alınmasınında sorunlu olduğunu söylemek gerekiyor.

Türkiyeli gayrimüslimlerin temel sorunu, eşit yurttaş kabul edilmemekle ilgili. Bu doğrultuda, gasp edilen mülklerden Patrikhanelerin statüsüne, azınlık dil ve kültürlerinin nasıl yaşatılacağından nüfus kaybına, devlet memuru olamamaktan dini özgürlüklere ve türlü baskılara kadar çözüm bekleyen pek çok mesele var. Bütün bunlardan söz etmeden, ilgili yasal ve idarideğişikliklereyanaşmadanşu ya da bu karara bir paketin içinde yer vermek, olsa olsaazınlıklara bir kenar süsü muamelesi yapmaktır. Oysa gayrimüslimler sayıca az da olsalar, onların durumu, Türkiye’de demokrasinin çapını göstermek açısından ciddi bir gösterge ve kenar süsüyle demokrasinin çıtasını yükseltemezsiniz.

Muhalefet zaafının dermanı

Bu üç temel mesele ışığında bakıldığında, paketin, mutat AK Parti stratejisinin devamı olduğunu görmek zor değil. Bu tutum, olabildiğince az şey vererek olabildiğince çok şey elde etmeye çalışan bir tüccarın yaklaşımına benziyor. Minimum giderle maksimum karı elde etmeye çalışan bir patron nasıl davranırsa, AK Parti de sorunlu alanlara böyle yaklaşıyor. Bu da şüphesiz demokrasinin gelişimi açısından ciddi bir aksaklık yaratıyor. Buna karşın, ülkede demokrat bir muhalefet gücünün olmaması, nihayetinde dönüşümü AK Parti’nin inisiyatifine bırakıyor.

İşte,Gezi direnişinde ortaya çıkan özgürlükçü tarz-ı muhalefet, tam da burada önem kazanıyor. Kurumsal siyaset, iktidarı ve muhalefetiyle dar bir zemine sıkışmışsa, bu alanı açacak olan yeni akıl, örgütsüz de olsa gerektiğinde ses çıkarabilen taze nefeslere düşüyor. Demokratikleşme yönünde atılacak adımların daha demokratça olmasını, ancak böyle bir muhalefetin demokratlık çıtası daha yukarı taşıyabilir.

Bu paket, geçmiştekilerin aksine, AB’nin değil, Türkiye’nin iç dinamiklerinin zorlamasıyla açıklandı. Bubaşarıda elbette ki Kürt hareketinin çabalarının, ama bir yandan da, farklı kesimleriyle Türkiye toplumunun değişime giderek daha açık, daha çoğulcu bir dünya tasavvuruna da giderek yakın olmasının rol oynadığını görebilir; toplumun siyaseti geride bıraktığına dair bir işaret olarak okuyabiliriz.

Sahiden de, bazı fanatikler istisna, toplum başörtüsü sorununu kendi içinde zaten çözmüş durumdaydı; alkol üzerinden ciddi bir ayrışma yok; Kürtçenin anadil olarak okutulması Türk kesiminde artık korkulduğu kadar büyük bir tepki yaratmıyor. Öyleyse şimdi zaman, siyasetin toplumun nabzını daha iyi tutmasını zorlama zamanıdır. Gezi, bu anlamda, hem iktidara hem muhalefete önemli ipuçları verdi. Tabii ki anlamak isteyene.