BERCUHİ BERBERYAN

Bercuhi Berberyan

KAPLUMBAĞA

En ucuz şey can

Günümüzde artık en ucuz ve kolay harcanan şey can oldu. İster hayvan olsun ister insan, bu kolay harcamalar o kadar sıklaştı ki, “Vah vah” deyip geçer olduk. Geçenlerde Güney Afrika’da kamyonla taşınan zürafaların, aracı süren beyinsizin hesaplayamaması yüzünden, kafalarını altından geçtikleri köprüye çarpmaları haberi çalkalandı durdu medyada. Hayvanlardan biri boynu kırılarak öldü, diğeri eğildi (ki sürücüden daha zeki olması ihtimali var) ve yalnızca ağır yaralandı. Bu acayip kazanın etkisi sindirilememişken, ülkemizde bin beteri yaşandı. Başka bir beyinsiz sürücü, kullandığı aracın damperini üst geçide çarptı. Ondan birkaç gün önce, bir arkadaşımla o üst geçitte durup aşağıdaki karmaşayı seyrederek sandviç yemiştik. Rastlantı sonucu oradaydım, ilk kez görüyordum ve “Neresi burası yahu?” şaşkınlığı içindeydim. Şans işte...

Şimdi burada “Mekanizma bozuldu, düğmeye bastım ama inmedi” diyen adamın, inmeyen dampere rağmen o geçidin altından geçmeye çalışması, akıl sır erdirilemeyecek bir kafasızlık. Uzun yolda değilsin, trafiğin içindesin, zaten frenlenemeyecek bir süratin yok, ne diye durmazsın, değil mi? Peki ya büyük bir süratle çarpması mümkün olmadığı halde, bir darbede o köprünün yıkılmasına ne demeli? Demek bir deprem olsa zaten kafadan gitmişti. Kim bilir bunun gibi daha ne uyduruk şeyler yapıldı şehrimizde, dostlar alışverişte görsün misali, laf olsun diye. Alt geçitler, üst geçitler, yeni yollar, köprüler, gökdelenler, filanlar falanlar... Her biri yapana, yaptırana büyük paralar kazandıran ama kullananın canı Allah’a emanet, altyapısız üstyapılar.

Nitekim, birkaç gün sonra da malum şantiyedeki asansör kazası oldu. On kişi öldü. Hani iş güvenliği? İnsanlar protesto için toplandılar, pek sevgili ‘Çevik Kuvvet’imiz izin vermedi. Zaten verseydi ne olacaktı? Ölenler geri mi gelecekti? Neden olanlar nadim mi olacaktı? Birilerine ders olacak, bir daha böyle kazalar yaşanmayacak mıydı? Sekiz kişi gözaltına alınmış. E ne olacak? Müebbet mi yiyecekler? Asıl sorumlular yani en büyük para babaları pek mi etkilenecekler? Soma’daki kazada ne oldu? O gün bu gündür madenlerimiz son derece güvenli hale mi geldiler? Bir daha asla yaşanmayacak mı?

Bir damper çarpması olayı da Bursa’da yaşandı, biliyor musunuz? Ama orada yıkılan bir şey yok, zaten çarpılan yer tünel girişi. O yalnızca sürücü beyinsizliğinde kaldı. Adam emniyet kemerini bağlamamışmış, çarpmayla yerinden uçmuş, ön camdan fırlamış gitmiş. Allah’tan ölmemiş. O tünel girişiydi, yıkılmadı dedim ya, bilemiyorum, yeni yapılmış bir tünel değildi herhalde. Yoksa yeni yapılan hemen hemen her şey üfürükten. Alt geçitleri de boyuna su basıyor, baksanıza. Ah, Karabük’te Belediye Başkanı’nın, yağmur yağınca göl olan, kendi yaptırdığı alt geçitte mahsur kalmasına ne dersiniz? Ben çok güldüm. Valla “Oh olsun!” dedim. Darısı İstanbul’dakilerin başına. Onca yağmurun heba olması ve yaklaşmakta olan kuraklık tehlikesi de cabası. Yok galiba bu işlerin çaresi, artık ne desek boş. Çarpık kentleşme aldı yürüdü. Sırf gösteriş olsun diye bir şey alel acele yapılıyor. Altı kaval, üstü şişhane. Şişhane deyince aklıma geldi, Yenikapı’daki Marmaray ve metro girişine giden yolun sağ yanı çökmüş bile. Daha ne zaman yapıldıydı, ne zaman aşındı?

Bu kadar, her şey para olunca insanlarımız iyice kafayı yediler bence. Para kazanmak için her yola başvuruyorlar. Tepede oturanların kazanç uğruna hiç durmadan ağaç kesmeleri yetmezmiş gibi, vatandaşlar Elazığ’da bir dolu meşe ağacını kesip, yerine kenevir dikmişler. Üstelik, sulamak için hortumlar döşeyerek üç kilometre uzaktan su getiriyorlarmış. Dedim ya, para için neleri göze alıyorlar...

Şöyle bir dolanayım dedim haber sitelerinde, benzer neler bulabilirim diye, başa çıkamadım valla. Hangi birinden söz edeceğim? Gelin arabasının yolunu kesip bahşiş alma geleneği bile para için adam öldürme boyutuna ulaşmış. İki kere böyle cinayet işlenmiş. Şu hale bakın; damadın verdiği bahşişi az buluyorlar, çekip vuruyorlar. Ne ucuz oldu can denen şey.

Adana’da Güven Partisi il binasında kumar oynatıldığını duydunuz mu? Yukarıdaki konularla ilgisi var mıdır diye düşündüm, tam bağlantı kuramadım ama yine de paylaşmadan edemeyeceğim. Resmen kumar oynatılıyormuş, 18 kez baskın düzenlemiş polis, her seferinde tüymüşler. Son baskında da “Yangın var” diye bağırıyorlar, yine kaçan kaçıyor. Hem de birbirlerini eze eze, merdivenlerden atlaya atlaya. Eh, burada da mesele para. Para için her şey yapılabiliyor. Ve evet, şu veya bu şekilde, en ucuz ve kolay harcanacak şey, can.