VAHAKN KEŞİŞYAN

Vahakn Keşişyan

Sarkisyan’ın NATO baharı

Ermenistan ile Azerbaycan arasında son dönemde yaşanan gerilimin, yerini NATO toplantılarına bırakmasının ardından, Kafkaslarda yeni bir dönem başlıyor. Batı ülkeleri Ukrayna’da Rusya’yla büyük bir çatışmaya girmeme kararı alarak, bölgede biraz olsun huzur umudu getirdi. Ukrayna’da olaylar devam etse de, NATO toplantısında belli oldu ki Rusya ile çatışma uzun vadeli ve ekonomik temelli olacak, yani savaş olmayacak. Olası bir Batı-Rusya savaşının etkileri Kafkaslarda da hissedilecekti elbette.

Bu tehlikenin, ya da en azından ani bir sarsıntı tehlikesinin ortadan kalkması, öncelikle Ermenistan-Azerbaycan gerilimini azalttı; daha da önemlisi, Batı ile Rusya arasındaki, bölgede hâkim olma rekabetini sakinleştirdi. Ancak bu sakinleşme ve gerilimin azalması bölgeye ne kadar istikrar getirecekse, mevcut rejimlerin hâkimiyetine de o kadar istikrar getirecek. Böyle bir döneme girilirken, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan da bu istikrar durumundan olabildiğince faydalanmak isteyecektir.

Sarkisyan NATO toplantısından döner dönmez, iç cepheyi kontrol altına alma planlarına odaklandı. Bir hafta içinde önemli atamalar yaptı; hem parti içinde, hem hükümette, hem de emniyette önemli değişikliklerle, siyaset arenasında kendini güçlendirmeye yönelik adımlar attı. Bu atamalardan en önemlisi, Haig Harutyunyan’la ilgili. 2008’de, 1 Mart olayları sırasında polis şefi olan ve sonrasında daha düşük bir göreve alınan Harutyunyan’ın, önümüzdeki haftalarda Milli Güvenlik Sekreterliği’ne getirileceği söyleniyor.

Hükümet ve Serj Sarkisyan için stratejik öneme sahip bir başka görev de, Ermenistan’ın güneyinde bulunan Sünik’in valiliği. Hanrabedagan Partisi’nin (Cumhuriyetçi Parti) en çok oy aldığı yer olan Sünik, partinin iktisadi ve siyasi faaliyetleri açısından bir merkez durumunda, dolayısıyla Serj Sarkisyan tarafından çok önemseniyor. Valiliğe, daha önce de aynı görevde bulunan Suren Khaçaduryan atandı.

Hükümet yeni anayasa hazırlıklarına da hız kazandırmak istiyor. Hükümet dışında herkes, yani Azkayin Joğov’da (Milli Meclis) grubu olan ve olmayan bütün partiler, yeni anayasa tasarısına karşı. Mesela, Meclis’te temsil edilen Jarankutyun (Miras) Partisi halkla buluşmalar düzenlemeye başlamış. Amaç, yeni anayasanın Ermenistan’ın çıkarlarına ne kadar aykırı olduğunu, Sarkisyan’ın partisinin yani Cumhuriyetçilerin, bunu kendilerini güçlendirmek için yaptığını halka anlatmak.

Diğer yandan, Cumhuriyetçiler yeni anayasa tartışma günlerini belirlemiş bile. Yeni anayasada Ermenistan siyasi sistemini tümüyle değiştirebilecek noktalar var; en önemlisi, cumhurbaşkanlığı sisteminden başbakanlık sistemine geçilmesinin öngörüldüğü söyleniyor. Nisan ayından beri masada olan yeni anayasa, Sarkisyan’ın NATO toplantısından dönmesinin ardından yeniden, üstelik bu kez daha da mühim bir gereklilik olarak konuşulmaya başladı.

Sarkisyan’ın yenilenen gücü, bölgede kendini rahat hissetmesinden geliyor. Arkasına Rusya’yı alan Sarkisyan’ın korkusu, Batı’da adının kirlenmesi. Ama Kafkaslarda Rusya ile gerilim oluşturmak istemeyen Batı, Sarkisyan’ın gücünü artırmasında fayda görüyor. Tabii ki, Sarkisyan’ın tek korkusu, Batı ya da Jarankutyun Partisi’nin ‘halkla buluşmaları’ değil. Ülkenin ikinci en güçlü partisi olan Parkavac Hayasdan (Müreffeh Ermenistan) da yeni anayasaya karşı. Sokağa inmeyi planladığını açıklayan, diğer partilerle görüşmeler yapan Parkavac, Sarkisyan için durumu epey zorlaştırabilir.

Bir yandan Azerbaycan’la gerilim içinde olan Ermenistan hükümeti, diğer yandan küresel güçleri dengelemeye çabaliyor. Bu dengeleme çabası ve savaşın günlük yaşamın içinde olması siyaset alanını daraltsa da, Serj Sarkisyan 2008’den bugüne aslında zayıfladı. Seçimleri kazanmasına rağmen, hükümet olarak konumunu sağlama almak için devlet yapılarına sarıldığı görülüyor. Dolayısıyla, NATO toplantısı Sarkisyan’a güç vermiş olabilir ama bu gücün ülkenin iç ortamına taşınması, başka bir korku öyküsü olacak.