Rumelihisarı’ndan Beyrut’a uzanan bir ömür
Yervant Gobelyan ve “Yaşamın Kıyısındaki Yengeç”
Bazı kitaplar sadece yazarının değil, onu başka bir dile taşıyanın da ruhunu katar sayfalarına. Hele ki bu çevirmen, yazarın en yakın tanığı, mirasının bekçisi, yani oğluysa... Aras Yayıncılık, Yervant Gobelyan külliyatına kıymetli bir halka daha ekledi: ‘Yaşamın Kıyısındaki Yengeç’ Ancak bu kitabı raflardaki diğer eserlerden ayıran ince bir detay var; kitabın çevirmen koltuğunda yazarın oğlu Hagop Gobelyan oturuyor.
Hagop Gobelyan, babasını sadece edebi yönüyle değil; "Gazeteci, yayıncı, matbaacı ve editör olarak da İstanbul Ermeni basınına sağladığı katkıları" da hatırlatarak, onu çok yönlü bir basın emekçisi olarak selamlıyor. Biz de Hagop Gobelyan ile bir araya geldik, Yervant Gobelyan’ın çok katmanlı dünyasını konuştuk. Hagop Gobelyan’ın 2023 yılında yine Aras Yayıncılık’tan çıkan “Kızgın Buhardaki Koza’ başlıklı bir romanı olduğunu da hatırlatalım.
Yervant Gobelyan’ın hareketli bir hayatı var aslında. Ama 1950’lerde başlayan Beyrut macerası dikkat çekici. Oradaki gazetecilik yılları ve ailenin tekrar İstanbul’a dönüş süreci nasıl gelişti?
Yervant Gobelyan, 1940’lı yılların sonunda genç bir yazar ve şair olarak sesini duyurunca, Diaspora’dan da teklifler gelmeye başlamış. Etiyopya’daki Ermeni Okulu’nda müdür olması isteniyor ama babasının hastalığı sebebiyle İstanbul’dan ayrılmak istemiyor. 1952 yılında, babasının vefatından sonra Beyrut’tan bir teklif geliyor. Lübnan Parlamentosu’nda milletvekili olan Dikran Tospat partilerüstü bir gazete çıkarmak istiyor, zira diğer üç günlük gazete de parti yayın organları. Yervant Gobelyan’ı başyazar olarak yeni kurulan “Ayk” (Şafak) gazetesinin başına getiriyor. Gobelyan,1953’te Beyrut’a gidiyor, ancak oradaki macerası kısa sürüyor ve 1954’te İstanbul’a dönüyor. İstanbul’da Marmara gazetesinde yazarken, 6-7 Eylül 1955 olayları yaşanmıştı. Akrabalarının bir kısmı yurtdışına gidince kendisi de 1957’de Beyrut’a dönüyor, dergi ve yayınevlerinde çalışıyor, hatta bir arkadaşıyla birlikte yemek kitabı bile yayınlıyor.
1960 yılında Halepli Anayis ile evlendi. 1961’te en büyük oğlu, 1964’te ortanca oğlu doğdu. 1965’te Lübnan iç savaşı kızışınca Beyrut günleri sona eriyor. Aile İstanbul’a gelir, niyetleri Fransa’ya geçmektir ama kaderleri İstanbul’da kalmak olur.
Yervant Gobelyan’ı sadece öykücü kimliğiyle anmak ona haksızlık olur. Gazeteci, editör ve çevirmen olarak İstanbul Ermeni basınına, dilin kullanımına ve yayıncılık dünyasına katkılarını nasıl özetlersiniz?
Yervant Gobelyan yazar kimliği yanında gazeteci, yayıncı, matbaacı ve editör olarak da İstanbul Ermeni basınına büyük katkılar sağlamıştır. Jamanak ve Marmara gazetelerinde ilgi ile izlenen köşe yazılarıyla, tercümeleriyle (örneğin Boris Pasternak’ın 1957’de yayınlanan romanı “Doktor Jivago”nun ilk Ermenice tercümesi, Ermenistan basınından da önce Marmara’da yayınlanır. Ayrıca T.E.A.O Öğretmenler Derneği için de 12 adet çocuk romanını Ermeniceye kazandırmıştır), 1970’de kurduğu “Gobel” yayıneviyle, 1988’de oğlu tarafından kurulan “Nork” yayınevi için yaptığı editoryal faaliyetlerle (Arman Vartanyan’ın kitapları, Fimi ve Valantin Mazlum kardeşlerin kitapları hep onun elinden geçmiş, ayrıca “Kulis” dergisinin son birkaç yılında Hagop Ayvaz’a editoryal destek vermiştir) İstanbul Ermeni basınının dil ve gramer kalitesinde belirleyici olmuştur.
Agos kurulduktan sonra da Ermenice sayfaların editörlüğünü üstlenmiş, 2007 Ağustos’unda meydana gelen rahatsızlığına kadar da bu görevine devam etmiştir.
Yervant Gobelyan kimdir?
1923 yılında Rumelihisarı’nda doğan ve eğitim hayatını erken yaşta noktalamak zorunda kalan Yervant Gobelyan, dayısının kütüphanesi sayesinde kendini yetiştirmiş, "hayat okulundan mezun" bir yazardır. Gençliğinde marangozluktan oto tamirciliğine kadar pek çok işte çalışan Gobelyan’ın edebiyat rotası, Haygazun Kalustyan ve Garbis Cancikyan gibi isimlerle kurduğu dostluklarla çizildi. 1940’ların ilerici edebiyat akımının bir parçası olan Gobelyan, Taksim Eptalofos Kahvehanesi’ndeki buluşmaların müdavimiydi.
Yazı hayatına 1948’de yayımlanan ve emniyet tarafından sorgulanmasına neden olan şiir kitabı Yerani Te (Keşke) ile adım attı. Kariyeri boyunca İstanbul ve Beyrut hattında mekik dokuyan usta kalem; Luys, Tebi Luys, Ayk ve Ispürk gibi pek çok gazete ve derginin mutfağında kurucu, editör ve yazar olarak görev aldı. 1965’te İstanbul’a kesin dönüş yaparak Marmara gazetesinde uzun yıllar çalışan Gobelyan, 1970’te kurduğu Gobel Yayınevi ve Portsank mizah dergisiyle yayıncılık alanında da üretken bir miras bıraktı.Yervant Gobelyan 15 Aralık 2010’da yaşama veda etti ve Balıklı Ermeni Mezarlığı’na defnedildi.
Yervant Gobelyan’ın 1998 yılında Aras Yayıncılık tarafından yayımlanan ‘Memleketini Özleyen Yengeç’ ve Gıyanki lusantsken (Yaşamın Kıyısından) adlı öykü kitapları, yıllar sonra ilk kez tek ciltte bir araya geldi. Yazarın ölümünün 15. yılı münasebetiyle hazırlanan bu eser, Gobelyan’ın çeşitli yayınevleri tarafından yayımlanmış, dönemin dergi ve gazetelerinde kalmış ya da unutulmaya yüz tutmuş öykülerini bir araya getiriyor. Kitabın çevirmeni Hagop Gobelyan 1969 yılında Anayis-Yervant Gobelyan çiftinin en küçük oğlu olarak İstanbul’da doğdu.

